Final

16.8K 1.3K 1.2K
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Şimdi diyorsunuz acaba yanlış mı görüyoruuum. Ama maalesef doğru görüyorsunuz. Bu son bölüm, final yazısıyla ben de bir süre bakıştım. Artık veda etme zamanımız geldi... Son bölümün hatrına elimden geldiğince bölümü uzun tuttum. Bölüm sayısı 4100 küsür.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, son kez keyifli okumalar dileriiim! Xx

**

Sabaha kadar uyur uyanık takılmış, kartopundan sonra şişe çevirmece oynamış ve sonrasında da film izlemiştik. Yoongi ve Hoseok'ta bizimle birlikte ayık kalmıştı ama ayrılmamıza son bir saat kala Yoongi uyuyakalmış, Hoseok ise onun omzunda uyuyakalmıştı.

Sonrasında istemeye istemeye de olsa hastanenin yolunu tutmuş, sabahın köründe ayrılmak zorunda kalmıştık.

Hoseok'ta Yoongi ve Taehyung ile birlikte hastaneye giriş yapmıştı.

Bense doktor Namjoon'la hastanenin kapısı önünde kalmıştım. Bizi teyit etmek ve gecikip gecikmeyeceğimizi kontrol etmek amacıyla o da bu saatte buraya kadar gelmek zorunda kalmıştı.

"Namjoon-sshi, her şey için çok teşekkür ederim." Taehyung gidince daha bir bitkinliğimin, uykusuzluk sebebiyle takâtsizliğimin farkına varmıştım.

"Hiç uyumadınız mı siz? Gözlerinizin hali ne böyle?" diye sorduğunda yarım ağız gülümsedim. "Zamanımız çok kıymetliydi, her anın tadını doyasıya yaşamamız gerekiyordu. Bu yüzden uykumuzdan feragat etmeyi tercih ettik."

"Wow, anladım." diyerek ıslık çaldı. Ardından bakışları ciddileşirken etrafına bakınmayı kesip çevreyi gözleyen bakışları bana doğru çevrildi.

Ellerini ceplerine tıkıştırdı. "Jungkook, aslında sana mühim bir şey söylemem gerekiyor. Bunu benden duyman doğru mu bilmiyorum, ama daha fazla içimde saklayamayacağım sanırım."

Kaşlarım hafif bir belirginlikle çatıldı. "Ne?" diye merakla sordum.

"Gel, hava çok soğuk araca geçelim." dedi ve benim aracımın hemen çaprazında kalan kendi aracına yöneldi.

O kendi aracına yönelince ben de onu takip ettim.

Araca geçtiğimizde çalışır vaziyette bekleyen aracının klimasını açık bıraktığı için arabanın içi sıcacıktı.

Kapıyı çekip oturuşumu dikleştirdirdim ve üşüyen parmaklarımı ceplerime tıkıştırarak bakışlarımı omzumun üstünden şoför koltuğuna geçen doktor Namjoon'a çevirdim.

"Evet, sizi dinliyorum."

Öksürerek boğazını temizledi ve dikiz aynasına bakan bakışları bana doğru döndü. Vücudunu da oturduğu yerde bana çevirecek şekilde kımıldattı.

"Bunu sana dün haber verecektim aslında, ama gününüz mahvolsun istemedim." Sözleri beni daha da gerginlik silsilesine çekerken, midemin kaynamaya başladığını hissettim.

"Sorun ne?" diye sabırsızca soludum.

Namjoon saçlarını geriye iteklerken hafifçe saç diplerini kaşırcasına sıvazladı. "Biliyorsun ki babandan izni koparmış, bu mevzuyu halletmiştim."

Başımı hızlıca olumlu anlamda sallarken içim endişeyle çalkalandı. Dudaklarını büzerek ofladı.

"Baban, senin de gittiğini öğrendiğini söyledi bana. Ne şekilde kulağına gitti bilmiyorum, sanırım şüphelenmişti."

Elimle alnıma vurarak gözlerimi yumdum. "Dün bizimle karşılaştı ve Taehyung ile tanıştı. Aşık olduğumu itiraf etsem de, onun hastanesinde tedavi gören biri olduğunu söyleyemedim. Çünkü günüm mahvolsun istememiştim..."

MADNESS • TAEKOOK ✓Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt