31

20.3K 2K 1K
                                    

Haiiii, ben geldiiiiim. Nasılsınız? Yarın Yet To Come geliyor, saatler kaldı ve çok heyecanlıyım. Deliler gibi stream kasıp sektörün içinden geçmemiz gereken konular var ağağağa.

Bölümü müthiş bir ilham çokluğuyla yazmadım açıkçası, ama deliler gibi yazma isteğim sayesinde yeni bölümü tamamlayıp getirebildim sizlere. Duygulara çok önem verdiğim, hatta duyguların içerisinde boğulup boğduğum bir fic olabilir Madness. Bu yüzden kapsamlı yazdığım için aynı günde takılıkalmaları ve sahne çok atlayamamam konusunda üzgün değilim, detaycı anlatma aşkımdan asla vazgeçemiyorum çünkü. Umarım sizleri bunaltmıyorumdur <3

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar diliyorum lokumlarım! Xx

**

Doktor yanına eğilip kollarını kontrol ettikten sonra kazağını sıyırıp göğsüne bakmaya yeltendiği anda, Taehyung yeri göğü inletecek şekilde bağırarak, dünyayı başıma yıkacak, beni de o viranenin içerisinde bırakacak, üstümde deprem etkisi yaratacak o sözleri söyledi.

"Dokunma dokunma dokunma dokunma!" Hiddetli bağırışı karşısında doktor, ellerini iki yanında havaya kaldırarak afallamış bir şekilde kalakaldı.

O sırada Hoseok doktoru tutarak geriye çekilmesini sağladı. "Doktor, hassas derken ciddiydim, dilerseniz ben size dışarıda durumu aktarayım." Hoseok doktoru odadan dışarıya çıkartırken bana da Taehyung ile ilgilenmem için kaş göz işareti verdi.

Dişlerim birbirine çarpacak şekilde sessizce hıçkırarak ağlarken, başımı olumlu anlamda salladım yavaşça.

Hoseok, doktor ile birlikte çıkıp kapıyı da beraberinde kapattığında, Taehyung ile odada yalnız kaldık.

İnim inim inleyerek bacaklarını karnına kadar çekmiş ve yüzünü duvara verecek şekilde bana sırtını dönmüştü.

Ellerini bacaklarına sıkıca dolamış ve alnını duvara vuracak şekilde, yattığı sedye üzerinde öne-arkaya doğru sallanıyordu.

Zangır zangır titreyen dizlerime, yürüme emri verip hükmederek ona yaklaştım. İki yanımda yumruk yaptığım ellerim zonklamaya başlamıştı.

Tırnaklarımı avuçlarıma saplamaya son verip başucuna vardığım anda alnını daha fazla duvara gürültüyle vurmasına engel olacak şekilde elimi oraya yasladım.

Gözlerini sımsıkı kapatmış bir şekilde başını yeniden duvara vurmak için hamle yaptığında, duvarın sert yüzü yerine sıcak parmaklarımla çarpışma yaşadı.

"Taehyung..." Tam o sırada ona seslendiğimde, gözlerini kırpıştırarak araladı ve başını hafifçe kaydırıp önce duvara yasladığım elime baktı. Ardından boynunu geriye çekerek çekinceyle gözlerime baktığında beni gördüğü için rahatlamış bir şekilde derin nefes çekti içine.

"A-ateş böceğim..." diye mırıldanarak yavaşça bana doğru döndü ve duvara yasladığım bileğimi çekiştirerek beni kendi üstüne düşürdü.

Bodoslama kucağına düşmüş olmanın verdiği o boşlukla dudaklarımdan şaşkınlığımı doğrudan yansıtan tiz bir garip ses fırlayıverdi.

Sedye, düşüşümün etkisiyle sarsıldığında, Taehyung özgürce ellerini belime sıkıca doladı.

Başım, onun tam da boyun girintisine denk geldiğinde, kayıp cennet yeniden ayaklarıma serilmiş gibi hissettim. Az önce dehşet saçan ve iliklerime dek işleyerek beni ele geçiren korkularımın ördüğü o duvarı, bana sıkıca sarılıp sığınarak yıkıp geçmişti.

MADNESS • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now