26

22.7K 2.2K 2.1K
                                    

Haiii, ben geldiiim.İyi bayramlar bayram şekerlerim, size bayram hediyesi getirdiiiim :D Allahım çok şükür dediğinizi duyar gibiyiiim ağağağa. Şükür kavuşturanaaa. Yahu ramazanda gerçek anlamda açken pek odaklanıp bu kurguyu yazmak için yeterli ilhamım olmadı, oruçluyken psikolojik bir fice odaklanmak zordu. Bu yüzden biraz beklettim sizi.

Yine de sabırla bekleyip anlayışla karşıladığınız için teşekkür ederim. Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Hayatım boyunca beklediğim, dinlene dinlene koştuğum, öptükçe huzur bulduğum o dudakların son nefesimi verirken benim mezarım olsun. -Şevval Işık ( Sevvy97 )

"Karanlıkta gördüğümden çok daha güzelsin... Karanlıkta ateş böceğim, gün ışığında içimi ısıtan, nefes almamı sağlayan güneşimsin." Her bir kelimesinde biraz daha umuda bel bağladığını, onu yiyip bitiren zihninden bir adım daha uzaklaştığını ve iyileştiğini hissettim. Ve bu sözler benim kalbime bir bir işlerken, gözlerimin dolmasını sağladı.

Başımı geri çekmek için yeniden hamle yaptığımda bu kez beni durdurmadı. O yaralı ruhunun şimdi benimleyken nefes aldığını, ona işkenceler çektiren yanının hafiflemeye başladığını gördüm. Gözlerinde, yeşermeye başlayan o umut ışıklarını gördüm.

Yakamozları sığdırdığı o güzel, çakmak gibi parlayan gözlerine kenetlenip, parmak boğumlarımla tenini kuş tüyü kadar hafif dokunuşlarla okşadım.

"En güzel yanım, en güzel yarım. Güneşin sevdiği bu yanık tenin, saklanmak istediğim gölgem olsun. Ki ben kaçıp kaçıp yine sana gelebileyim, kollarının arasına sığınabileyim." diye mırıldandım her an kırılacak bir eşyaymış gibi, onu incitmeden tenine dokunurken.

Başını hafifçe çevirip parmaklarıma dudaklarını bastırdığında, burnumda müthiş bir sızı belirdi. Kirpik diplerim sızlamaya başlarken, karşısında mutluluk için dahi olsa gözyaşı dökmemem gerektiğini hatırlattım kendime.

Ne olursa olsun, günler sonrasında gün ışığına çıkıp temiz hava almıştı ve onu gözyaşları dökerek endişelendiremezdim. Buna hakkım yoktu. Bu yüzden savaş açtım gözyaşlarıma.

"Hep gel... Hep kaçıp bana gel ateş böceğim. Saatleri sayıp kollarım açık beklerim ben seni." dedi hırıltılı bir sesle ardından hafifçe geri çekilip ellerini iki yana açarak sarılmam için kaşlarıyla işaret verdi.

Kelepçeleri olmadan, rahatça kollarını hareket ettirebiliyor olması onu neşeli bir şekilde gülümsetti. Burnum deli gibi sızlarken, sertçe yutkunup hızla ona doğru uzandım ve kolları arasına girdim.

Göğüslerimizi birleştirirken, dizlerimiz birbirine değdi. Ellerimi sıkıca boynuna dolarken, o da ellerini korumacı bir şekilde belime bağladı.

Yüzünü boynuma gömüp kokumu ciğerlerine depolamak istercesine içine çekerken, dudaklarının ufak yaramaz dokunuşları beraberinde geldi.

Boynundaki ellerimden birini ensesinden yukarıya doğru ilerleterek saçlarının arasına daldırdım. Saçlarını parmaklarımla usulca tararcasına düzeltip saç diplerini sıvazladım.

"Bazen... Rüyada gibi hissediyorum. Mesela şu an, her an uyanacağım ve bitecek bir rüya gibi." Dudakları boynumdan ayrılmadan, sıcak nefeslerini tenime sala sala konuştu. Sesi gömüldüğü noktada olmasından kaynaklı olağanüstü boğuk çıktı. Birbirine yaslı duran göğüslerimiz onun konuşmasıyla, tenimde titreşti.

"Hayır rüya değil, ben yanındayım. Her gün yanına gelmeye ve seni görmeye devam edeceğim uğur böceğim. Çünkü ateş böceğin, senden uzaktayken yapamaz, hem ne dedim ben sana? Kaçıp kaçıp yine sana geleceğim, en güvenli yerim." diyerek ona açıklarken, saçlarını geriye yatıracak şekilde okşadım.

MADNESS • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now