34

15.6K 1.6K 1K
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Özleştik yahuuu, nasıl özlemişim Madness'ımı. Şükürler olsun yazmak için ilhamım geldi. Beklettiğime değer bir bölüm getirebilmiş olmayı umut ediyorum sizlere. Elimden geldiğince uzun tutmaya çalıştım bölümü. 4000 kelimeyi geçti:) Yani neredeyse iki bölümlük bir bölüm yazdım ve ikiye bölüyorum bölümü 35. bölümü de atacağım bu gece <3

Saygıyla beklediğiniz ve anlayışla karşıladığınız için minnettarım. Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Kader ağlarını örerken, gerçek aşk kalplerde taht kurar. Yaralı yürekler kabuk bağlar. En çokta kalbinin kırıklarından öperler, ruhunun kesiklerini ilmek ilmek dikerler; er ya da geç iyileştirirler birbirlerini. Kalpler birbirini kazanıp onarıldığında ise bu savaşın kaybedeni çıkmaz... -Sevvy97 (Şevval Işık)

"O koltuğun yanında oturuyor ve ellerimle seni sıkıca sarmalıyor olduğumu hayal ediyorum da... Şimdi yanında olmak o kadar çok isterdim ki ateş böceğim..."

Sözleri boğazıma keskin bıçaklar gibi saplandığında, dolmaya başlayan gözlerimi kırpıştırarak gülümsedim. Bunları da birlikte yaşayacak ve o günleri de görecektik. Asla umudumu kaybetmeyecektim, yarınlar güzel şeyler getirecekti bize beraberinde, buna inanıyordum. Çünkü o günden güne daha iyiye gidiyordu, iyileşiyordu.

"O günlerde gelecek Taehyung, zaman bize bu günleri de gösterene dek, sırt sırta verip birlikte sabredeceğiz." dediğimde Hoseok araya girdi.

"Evet, Taehyung buradan çıktığında beni ziyarete gelin ama, unutmayın beni." Hoseok hüzünlenen ortamı yumuşatmaya çalışırken son derece enerjik bir şekilde kıkırdadı. Duygu yüklü olduğumuz evrede hemen ortalığı tatlıya bağlayan ve güzelleştiren koca yüreği vardı. Canım arkadaşım...

Taehyung'un buruk bakışları Hoseok'a kaydı. Öne doğru büzdüğü dudakları tatlı bir gülümsemeyle kıvrıldı.

"Çıkarsam... Bir gün gerçekten çıkarsam, ateş böceğimle seni ziyarete geleceğim. Söz Hoseok." dediğinde Hoseok omzuna pat pat vurdu.

"Çıkacaksın Taehyung, çıkacaksın..." Hoseok'un sesiyle birlikte, gülümseyen Taehyung'un bakışları telefona geri döndü.

"Çıkacağım değil mi ateş böceğim?" Heyecan dolu bir sesle solurken burnunu telefonun ekranına yaslayacak şekilde kameranın dibine girdi.

Başımı hevesle olumlu anlamda sallarken dudaklarımın titrediğini fark etmesin diye onları ısırdım.

"Elbette çıkacaksın Taehyung'um."

Sevinçle oturduğu yatağında zıplarken elindeki telefonu da sarsıldı. "Ateş böceğim, çıktığımda ilk nereye gideriz?" diye sordu arkasına yaslanıp telefonu düzgün tutmaya çalışırken.

"Nereye gitmek istersin Taehyung?" diye sorusuna soruyla karşılık verdim kısık ve berrak bir sesle.

"Bir düşüneyim. " dedi ve gözlerini tavana doğru yükseltirken, başını arkasında kalan duvara yasladı.

"Lunapark... Hep merak ettiğim bir yer ama hiç gitmedim. Oraya gidelim mi ilk çıktığımızda? Hmm olmaz mıı?" diye heyecan içerisinde sabırsızca soludu. Çocukluğunu hiç yaşamadığı gerçeği yüzüme amansızca çarptığında seslice yutkundum.

"İlk gitmek istediğin yer lunapark mı?" Hoseok'un dinç sesiyle Taehyung bakışlarını anlık ona çevirdi ve başını hızlıca onu onaylarcasına salladı.

"Gidelim mi Jungkook'um? Hmm, ne olur... İlk oraya gidelim." Sesi gittikçe zayıflaşırken öksürerek boğazını temizledi.

Gözleri kameradan beni bulmuştu. "Gideriz Taehyung'um. Buradan çıktığında gideceğimiz ilk yer lunapark olur. Sonra nereye gitmek istersen oraya gideriz."

MADNESS • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now