45

11.9K 1.1K 490
                                    

Haiii, ben geldiiim bebeklerim. Madness taekookumu çok özlemişiim. Bol bol oy ve yorum isteriiim, satır içi yorum isteriim.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Bugün 30 Aralık değil mi?" diye sorduğunda, başımı olumlu anlamda salladım.

Dudaklarını büzerek gülümsedi. "Hiç kutlamadım ama... Sanırım bugün benim doğum günümdü. Ve ben ilk kez doğum günümde yalnız değildim, ateş böceğim..."

Dosyalarına zamanında baktığımda, net bir doğum günü tarihi yoktu. Bu yüzden asıl doğum gününü hiç bir zaman öğrenememiş, sorma fırsatı daha öncesinde bulamamıştım. Lakin şimdi, bugün doğum günü olduğunu duyduğum anda hem şaşkınlık, hem hüzün, hem de mutluluk harmanlanarak çöktü ruhuma.

Öyle güzel bir günde özgürlüğüne kavuşmuştu ki, bilmeden, haberim dahi olmadan, Hoseok ve Namjoon'un yardımları sayesinde onu 24 saatliğine özgür bırakmış, o hastanenin içerisinden çıkartmıştık.

Bu, o kadar güzel bir duyguydu ki, hayatında ilk kez doğum gününde yalnız değildi. Ve doğum gününü akıl hastanesi sınırları içerisinde geçirmemişti... Bu, hayatın bir mucizesi, kaderin cilvesiydi. Kader, bizden yanaydı.

"Doğum günün kutlu olsun sevgilim. İyi ki doğmuşsun, iyi ki karşıma çıkmış ve benim hayatıma girmişsin. Seni tanıdığım süreç itibariyle, benim için hayatımın en büyük, en güzel iyikisi olarak kalacaksın..."

Ellerimi boynuna dolayıp hareketsiz bir şekilde suyun içinde durmaktan dolayı ufaktan morarmaya başlayan, ıslak dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Kadife gibi yumuşacıktı artık dudakları, onu ilk gördüğüm andaki gibi değildi. Çünkü ona verdiğim lipbalmı kullanıyor, sürüyordu dudaklarına. Hem de koklaya koklaya...

Ellerini havuz suyunun içinden belime sıkıca dolayıp beni kendine doğru çekip bastırdı. Islak saçlarını tenimde sürükleyerek beni gıdıklarken kısık bir kıkırtı dudaklarımdan sıyrılıp havuz salonuna yayıldı.

Islak saçlarından sızan damlalar tenimden aşağıya beni kaşındırarak süzülürken, tek elimi boynumdan ayırıp ıslak saçlarımı geriye doğru yatıracak şekilde tarayıp ittirdim.

Alnım açığa çıkınca, bunu beklemiş gibi nemli dudaklarını oraya bastırdı. Ardından alnına yapışan saçları eşliğinde alnını az önce öptüğü noktaya yaslayıp gözlerini yumdu. Kirpiklerindeki klorlu su damlaları, bu hamlesini beklemiş gibi elmacık kemiklerinden aşağıya doğru hızlıca süzüldü.

"Hayatımda ilk kez, birisi doğum günümü kutluyor. Ve o kişi, karanlığımı aydınlatan, yaralarıma merhem olup onaran, kalbimdeki ve ruhumdaki o hastalıklı sancıyı söküp alan, gün ışığı gibi yüreğime doğup içimi ısıtan, yaşadığım hayatı anlamlandıran ateş böceğim..."

Sözlerini ufak duraksamalar ve dinlenmeler eşliğinde tamamlamıştı. Cümleleri kalbime ilmek ilmek işleyip kanıma kazınırken, kirpiklerini çoktan aralayıp bana baktığını ancak fark edebildim. Öylesine, sözlerinin derinliğine dalıp gitmiştim ki, o an dünyadan kopmuş gibi hissetmiştim. Çok dokunmuştu yüreğime sözleri, tüm bu taşlı yolları, önümüze çıkan bütün ağır engelleri aşıp geçtiğimiz, sırt sırta verip birbirimize güven, şefkât ve sevgiyle iyileştirdiğimiz bu yolda çok güzel ilerlemiştik.

Onunla tanıştığım andan bu yana tüm yaşadıklarımız gözümün önünde müthiş bir hızla perdelenmişti. İyileştiğini görmek, iyi ve mutlu olduğunu görmek bana o kadar huzurlu hissettiriyordu ki. Mutluluğu birlikte kucakladığımızı görmek, gözlerimi yaşartıyordu.

MADNESS • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now