16

24.7K 2.6K 2.8K
                                    

Haiii, ben geldiim hahaa bir günde iki bölüm jdjdjdj Yine kıyamadım size bölüm yazayım dedim hazır ilhamım varken. Bölümü çok hızlı yazdığım için yazım yanlışlarım varsa affoluna.

Bol bol oy ve yorum isterim, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

°○°

Hoseok, Taehyung'u zaptetmeye çalışırcasına geriye çekerken, Taehyung çırpınmaya başladı. "Bırak! Dokunma bana! Jungkook, söyle... Bekledim ben... Bekledim seni. Sessizce bekledim ben. Bıraksın, öpeceğim. Ben seni öpeceğim, ben sana sarılacağım...Bekledim... Sorun çıkartmadan bekledim!" dedi panik içerisinde, pürüzlü sesi eşliğinde. Gözleri yine yakarışlara kalkışmıştı, telaş ile parlıyordu.

"Hoseok, dur. Lütfen beni dinle." İçerisine düştüğüm bu durum karşısında soğukkanlılığımı korumak zor olsa da çabaladım. Etraflıca düşünmeye vakit yoktu, lakin Hoseok onu tutmaya ve benden uzaklaştırmaya devam ederse kıyameti koparması an meselesiydi.

"Çık dışarıya Jungkook!" Hoseok öfke içerisinde sıktığı dişleri arasından tısladığında başımı iki yana sallayıp bulunduğum noktada durmaya son verdim ve onlara yaklaştım.

Hoseok, zaptetmeye çalıştığı Taehyung ile birlikte gerilerken, sırtı duvarla karşılaşınca başını çevirerek omzunun ardına baktı.

"Bırak, bırak beni! Jungkook! Jungkook!" Taehyung çılgınlar gibi bağırmaya başladığında beynimde tehlike sinyalleri çalmaya başladı.

"Yalvarırım bırak onu. Bırakmazsan bağırmaya devam edecek ve herkesi buraya toplayacak. Ortalığı velveleye vereceğiz ve her ikimiz de yanacağız Hoseok, lütfen..." dedim ağlamaklı bir sesle, neredeyse tek bir nefesle hızlıca konuşarak.

Hoseok oflayarak Taehyung'un kulağına, "Sessiz olacak mısın?" diye sorduğunda Taehyung'un bakışları Hoseok ile benim aramda mekik dokudu.

"Bağırmayacaksın, değil mi Taehyung?" diye mırıldandığımda dişlerini kırmak istercesine sıkmaya son verip kaskatı kesilen çenesinin normale dönmesini sağladı. Başını usulca beni onaylarcasına salladı sonra.

Bu baş hareketiyle dağınık saçları havada savruldu ve gerisin geriye alnına beceriksizce döküldü.

Hoseok'a bırakması için işaret verdiğimde çenesini sağa sola kaydırarak bana ters ters baksa bile, Taehyung'u yavaşça bıraktı.

Taehyung serbest kaldığını fark ettiği anda, "Jungkook." diye mırıldanarak aramızdaki mesafeyi kapattığı gibi kelepçeli kollarını kaldırıp başımdan aşağıya geçirecek şekilde bana sarıldı.

"Lan..." Hoseok atıldığında, tek elim Taehyung'un sırtına yerleşirken, diğer elimi 'hayır' dercesine iki yana salladım ufak bilek hareketleriyle.

"Seni bekledim, seni bekledim." dedi tenime fısıldayarak. Çatlak dudaklarını boynuma bastırdı. Sadece onun duymasını istediğim için, "Geldim. Senin için geldim." dedim tıpkı onun gibi kulağına fısıldayarak.

Ardından bakışlarımı Taehyung'un omzu ardında kalan, duvarla olan temasını çoktan ayırmış ve sadece iki adım ötemde dikilen Hoseok'a çevirdim.

Ondan gerçekleri sakladığım için bana ölümcül derecede tehlikeli bakan Hoseok'a tatlı bir ifadeyle gülümsemeye çabaladım. Tanrı şahit Taehyung beni öpmese bir süre daha Hoseok'tan gizli tutma taraftarıydım, lakin şimdi bu düşünce toz bulutu gibi dağılmıştı.

Hoseok, "Ciddi olamazsın Jungkook." dedi sonunda kendine hakim olamayarak. Kastının Taehyung ile yakınlaşmam olduğunu adım gibi biliyordum. Safa yatmak istesem de şu durumda işlemeyeceğini de biliyordum.

MADNESS • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin