35

16K 1.8K 1.7K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Bir günde iki bölüüüm getirebildiğim için mutluyuum. Tek bir oturuşta iki 4300 kelimeden fazla bölüm yazdım jsjwjhewjh İlham periciklerim gelince böyle oluyor işte. Dedim hazır bu kadar uzun olmuşken iki bölüme böleyim arka arkaya sürpriz yapayım dedim falan :D Beklettiğime değer bölümler getirebilmişimdir umarım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.<33

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Biliyorum, tüm bunları ben de biliyorum Namjoon-sshi. Ama yanılıyorsun. His kaybı vardı ve beni kandırmadı. Bana bir kere kelepçelerini açmamız adına acıyor demişti. Ben onun bilekleri acıyor zannetmiştim, çünkü onu ilk kez görmüştüm. Ve o zaman onun hakkında hiç bir bilgim yoktu. Ama aslında acıyan ruhuydu, yaralı kalbiydi. Acıyı hissetmiyordu belki, ama ruhu paramparçaydı... Acıdığını biliyordu, ama hissedemiyordu..."

"Yani his kaybı gerçekten vardı." diye araya girdi.

Onu onayldığıma dair homurtular çıkarttım. "Ben onun yetiştirme yurduna gittim ve oradaki yetkili kişiyle konuştum. Zaten yurt çalışanı tarafından istismara uğradığını da his kaybının oluştuğunu da o kişi söyledi. İyileşiyor, o saldırgan değil artık. Karıncayı bile incitemeyecek kadar kırılgan biri. O kadar hassas ki..." Sesim gittikçe kısılıp fısıltıya dönüştüğünde susmak zorunda kaldım.

"Sen bu kişiyi bu kadar araştırdığına göre... Ona karşı hisler mi beslemeye başladın? Ah Jungkook bu ciddi anlamda tehlikeli..."

"Beni hiç incitmedi, sadece beni dinledi. Ona güven verdim, ona güvende hissettirmeyi başaran tek kişi ben oldum Namjoon-sshi. Çok fazla illegal yöntemlerle onu gördüm, ama sırf beni görebilmek için sessizce bekledi o. İyileşiyor... Sevgi onu iyileştiriyor." dediğimde cebinden saten beyaz bir mendil çıkartıp bana uzattı.

"Ağlama. Tamam, tüm bu yaptıkların illegal durumlar da konuştuklarımız da aramızda kalacak. Babana söz etmeyeceğime emin olabilirsin. Ama bu şekilde ona yaklaşman doğru değil, eğer ki seni sırtından bıçaklarsa çok incineceksin. Ya kaçmak için, oradan kurtulmak için seni kullanıyorsa? Bak bana kızma, ben yıllardır bu gibi bir çok hastayla çalıştım ve tedavi ettim. Çevresindeki insanlara yaşattıklarını anlatmamı istersen-"

"Hayır hayır. Namjoon-sshi. Beni kullanmadı. Beni kullanmadı hayır! Şansı vardı... Elleri kelepçelerden ayrıldığında kaçmaya çalışabilirdi. Çıkış kapısına çok yakındı Namjoon, yapmadı. O farklı, yemin ederim gözlerinde görebiliyorum." dedim ve burnumu çekip bana verdiği mendille gözlerimi silip mendili avcuma sıkıştırdım.

"Her gün yanına gittiğim için mutlu oluyor, beni sabırla bekliyor saat sayıyor. O, sandığın gibi biri değil. Evet ilk başlarda çok saldırgandı ama bana hiç saldırmadı. Ve bana kafasındaki sesleri susturduğumu söyledi. Sırrın ne diye sordu."

Alt dudağını ısırarak kaşlarını hafifçe çattı ve burnundan sert bir nefes çekti içine.

"Seni gerçek anlamda kurtarıcı olarak görüp benimsemiş olabilir. Ama her zaman bir diğer ihtimal daha var, az önce söylediğim gibi. Şizofreniler kandırmayı sever, yanıltıcı oyunlar oynamaktan zevk alırlar."

"Hayır işte o öyle değil, onu tedavisi için görsen, yardım etsen beni anlayacaksın. Sana da saldırmayacak, söz veriyorum. Lütfen bana güven ve gizlice de olsa onunla görüş, onun odadan çıkmasına ve kelepçelerden kurtulması konusunda bana yardım et... Lütfen Namjoon-sshi."

Ellerini masadan ayırarak sandalyenin kolçağını kavradı tek eli. Diğer eli alnını sıvazlayarak şakağını ovaladı.

"Diyelim ki odadan çıktı ve kelepçelerden de kurtuldu. Ve ben tedavisinin hızlanması konusunda ona yardımcı olmayı da kabul ettim. Ona güvenip güvenmemek konusunda test yapmamız gerekiyor , lakin bunu ona hissettirmeden uygulamamız lazım."

MADNESS • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now