BÖLÜM 13

80 9 14
                                    

Onurdan ;

Karanlık yavaş yavaş esir alırken Güneşin muhteşem aydınlığını . Bulutlar önüne geçiyor Ay'ın . Sanki durdurmak istiyor bu ucu bucağı olmayan ve fevkalade gecenin gelmesini . Yine yollardayım bu gece . Uzun , kıvrımlı , yorucu ve ne zaman ne olacağını asla bilemeyeceğimiz bir yoldayım . Kafamda bin bir düşünce eşlik ediyor bana yeniden . Ne olursa olsun yalnız bırakmaz zaten düşünceler insanı . Çünkü düşüncelerle var olur insan . Bu düşünceler kimi zaman kıpır kıpır eder insanın içini kimi zamanda içsel yıkıma sebep olur . Benim düşüncem ise bunların dışında . Ben sadece kendi elime aldığım bulmacamı çözmeye çalışıyorum , düşüncelerim ve zihinim bu yönde çalışıyor çoğunlukla . Bunun nedeni işimin bulmaca çözmeye dayalı olması ve insanlara bu bulmacaları çözerek adaleti tecelli etmem . Şuan için katilin Armina olduğundan şüpheliyim . Gerekçe olarak şunları sunabilirim kendime; Benle sürekli yakınlık kurmaya çalışması , evime sık sık girip çıkması , devamlı bana katili bulup bulmadığımı sorması , kanıtları merak etmesi , her babasının ölümü mevzu bahis olduğunda duygu sömürüsü yapması , çalışma odama sürekli farklı bahanelerle girmesi ve kasayı hep açık bulmam . Ama belki de gerçekten fazla paranoya yapıyorumdur yani sonuç olarak kızın babası öldü . Fakat sen hep böyle davalara baktın hiçbirine bu kadar yüz vermedin Onur kendine gel sen bir savcısın eğer böyle yapmaya devam edersen senin aleyhine olur . Ama ama o farklı o farklı . Evet bu konuda haklısın. İster davranışlarıyla olsun ister konuşmasıyla evet farklı ama kötü yönden bir farklılık. Bir an önce kendine gel ve bir şeylerin farkına var. Koskoca Cumhuriyet savcısı bir kızın parmağında dört dönüyor. Olacak iş değil. Kendi kendimle tartışırken adliyeye vardım evet akşam akşam adliyeye geldim çünkü halen yüzüğü kimin aldığını bulamadım. İşe bak cinayetleri çözen savcı küçücük bulunması basit bir yüzüğü dahi bulamıyor. Ne utanç ama . Odama çıktım koltuğa oturdum o gün olanları tekrar hatırlamaya çalıştım . İlk önce Armina vardı odada ben gömlek aldım dolaptan , değişmek için odamda bulunan lavaboya gittim geldim. Armina hızla bir işi olduğunu söyleyip çıktı bir süre sonra içeriye ifadesini aldığım Birol girdi. Sonra evet hatırladım sonra ben ifadesini imzalarken ceketime yaklaştı el çabukluğuyla bir şey alıp cebine soktu evet evet . İşte buldum . Telefonu çıkartıp Gülcanı aradım .

'' Alo Gülcan şu birkaç gün önce gelen Birol vardı ya hani ''

'' Evet sayın savcım hatırladım ne olmuş ona ? ''

'' Odamdan bir kanıt çaldı ''

'' Tamam efendim dilerseniz konum tespiti yapayım ''

'' Ben ev arama izini için mahkeme kararı çıkarttırıp , baş savcıdan izin alana kadar sende onu hallet ama sanırsam sabaha kadar sürebilir ''

'' Tamam savcım hallederim ben ''

'' Tamam kolay gelsin '' Telefonu kapatıp teknik işlerle uğraşmaya başladım , İlk önce mahkeme kararı çıkarttırdım bu işin uzun süreciydi. Sonra bunu üssüm olan baş savcıya iletip imzalattım . Bu sırada Gülcan'dan konum bilgisi geldi . Karakolda toparlanıp gerekli konuşmayı yaptıktan sonra operasyon için Birol'un bulunduğu konuma doğru yol almaya başladık . Yol bir orman yoluydu . Çoğu kez bu yol kenarlarında cesetler bulunurdu . Devlet de nedense hala buraya kamera koymamaya direniyor . Kışın verdiği şiddetli soğuk ve sis önümüzü görmemizi bir o kadar zorlaştırıyor . Sonunda ormanın içinde bulunan minik bir kulübeye geldik ışıkları yanıyordu . İlk önce kapıyı çaldı Gülcan , sonra kapıyı Armina açtı .


Hikayenin İnstagram Hesabı : _wattysavcibey_

Savcı BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin