BÖLÜM 15

81 9 23
                                    

'' Birol , Birol , Birol yanlış savcıya bulaştın Birol hadi anlat bana yaptıklarını da uzamasın daha fazla bu iş . Beni de yorma kendini de ''

'' Ben öldürdüm '

'' Ne ? Kimi sen öldürdün ? ''

'' Dağhan'ı ben öldürdüm '' ama bu mümkün olamazdı ki. Daha yüzüğü incelemeye yollatmadan emin olamazdım. Fakat yapabileceğim bir şey de yok kendi yaptığını söyledi ifadesini mahkemeye yollatıp içeri tıktıracağım .

'' Yüzük nerde Birol ''

'' Yüzüğü yakalanırım diye aldım cebinizden daha sonra da vicdanım rahat etmeyince az öncede itiraf ettim zaten yüzüğü memur beye verdim''

'' Zafer detaylıca alın şunun ifadesini !!'' Sorgu odasından çıktım . Şimdi durum analizi yapmak gerekirse , en başta Arminadan şüpheleniyordum çünkü bana yakın olmaya çalışıyordu ve dediğim gibi çalışma odamda olan kasayı hep açık buluyordum Armina evdeyken . O sırada da zaten yüzük çalındı ve gerçek katilin kim olduğunu öğrenemedik . Daha sonra yüzüğü çalan kişinin Birol olduğunu bulduk ve cinayeti kendisinin işlediğini söyledi . Fakat Onun ne alakası vardı bu işle ? Sonradan bitti olayın ortasında . Sadece bir ihtimal vardı cüzdanını almak isteyip Dağhan direnince korkup onu öldürmesi ve yerden yüzüğü alıp DNA'sını bırakması daha sonra siren seslerini duyup yüzüğü elinden atıp kaçması. Olay bu şekilde olmuş olabilirdi. Ama bunu yapması için iki farklı silaha veya yanında başka birine ihtiyacı vardı. Çünkü iki farklı mermiyle öldürülmüştü Dağhan bey. İşin kötü yanı benimde yapabileceğim bir şey yok itirafa karışamam yetkim yok buna . İçimden bunları geçirirken Armina'nın yanına gitmem gerektiğini hatırladım Fırat'ı aradım .

'' Fırat neredesiniz ?''

'' Hacıhüsrevdeyiz sayın savcım ''

'' Bir beyin cerrahının ne işi var o kadar kötü bir semtte ? ''

'' Bilmiyorum savcım ama her gece olduğu gibi yine hareketli buralar ''

'' Tamam birkaç ekip al dağıt orayı ikinci emri verdiğimde ''

'' Emriniz olur sayın savcım ''

'' Tamamdır beş dakikaya ordayım ''

''Tabi savcım '' Telefonu kapattım . Hacıhüsrev , niye gitsin ki oraya ? Armina kafamı allak bullak ediyorsun . Telefonum sanki kötü bir haber varmışçasına çalıyordu

'' Efendim Firdevs''

'' Onur bey babanız ... babanız kalp krizi geçirdi şuan hastanede ameliyat oluyor ''

'' Peki bundan bana ne Firdevs ??!! Ne diye haber veriyorsun ??! ''

'' Belki bilmek is-''

'' İstemiyorum bilmek istemiyorum Firdevs !'' Telefonu kapattım . Normalde ne demektir baba ? Nedir tanımı ? Biyolojik olarak baba, anneye sperm vererek bir çocuğun dünyaya gelmesinde rol alan erkek demektir . Peki çocuk için ne anlama gelir baba ? Kahramandır , kurtarıcıdır , seven sahip çıkandır , oyun arkadaşıdır , öğretendir, ilk aşkıdır kız çocuğun baba , hayallerinin kurucusudur. Ama benim için bunların hiç biri değil . Benim için çocukluğumun katili , papatyamı topraktan söküp alan bahçıvan . Normalde bahçıvanlar çok sever değil mi ektiği çiçekleri , ağaçları ama papatyamın bahçıvanı öyle değildi işte. Sırf kokmuyor diye aldı onun canını. Şimdi uçurum kenarında bu bahçıvan. Çınara tutunmaya çalışıyor fakat papatyasının canını alan bahçıvanına affı yok çınarın. Kurtarmayacak şans vermeyecek bahçıvana çünkü ruhunu öldürdü , papatyasını katletti onun . Bir gün parktayken korumalarla , bir çocuk koşturuyordu etrafta yere düştü aniden . Babası koştu hemen yanına , gözyaşlarını sildi , öptü yanaklarından. Sonra dikkatlice ve şefkatle sildi dizinden akan kanları , ardından yara bandını yapıştırdı yine öptü , saçını okşadı . Çocuk da babasına sarıldı ve oynamaya devam etti ve benim babam geldi kulağımdan tuttuğu gibi arabaya bindirdi. Bir ton azar yedirdi bana orda sırf oyalandığım. İçin ben sadece babalık duygusunu izlemek istemiştim o kadar. Başka bir amacım yoktu ki ne olabilirdi zaten . Ben aslında hiç babalık hasretimi gideremedim çünkü babam asla bana oğlu gözünden bakmadı. Bana hiç bakmadı ki zaten. Onun gözü hep işindeydi . Bir kere bizi yanına çağırıp saçımızı okşamayı çok gördü bize . Para hırsı bürümüştü kanını. Bu hırs yüzünden de zaten özbeöz kızını kendi elleriyle öldürdü . Bilmiyorum belki babam böyle olmasaydı benimde ablamın da sonu böyle olmazdı. Ne ben bu kadar gaddar , duygusuz , robot bir insan olurdum ne de ablam o aldığını geri vermeyen toprağın altında olmazdı . Bunları düşünürken gözlerim yaşlanmıştı haliyle ve bir beyaz ışıkla korna sesi ....


Hikâyenin İnstagram Hesabı ; watty_savcibey_

Savcı BeyWhere stories live. Discover now