17

1.5K 191 354
                                    

"yaptın mı çişini?" derken yüzündeki muzip sırıtışla odaya yeni giren tartaglia'ya bakıyordu. oğlanın alnına düşen saçlarının uçları ıslanmıştı. yüzüne bayağı su çarpmış olmalıydı ki yanakları da hafif kızarık kalmıştı.

"yaptım," diye cevaplayıp iç çekti ve gözlerini kaçırdı. oğlan resmen onunla alay ediyordu. bu kadar sevmemişti ki zhongli, kalbinin neredeyse durma noktasına geldiğini nereden bilecekti?

tartaglia'nın hüzünlü hâlini hissettiğinde gülüşü yavaşça kaybolmuştu zhongli'nin. neler düşündüğünü az çok tahmin edebiliyordu. o karanlık ruh hâli yeniden üstüne çökmeden hemen önce bu işi artık bitirmek için bir adım atmak istedi.

"gel," dedi bacağını patpatlayarak. sesi her zamanki emir tınısından uzak, daha yumuşak çıkıyordu. "sana söylemem gereken bir şey var."

tartaglia kapıda dikilmeye devam ediyordu. tereddütünü anlayıp yeniden "gel," dedi gözlerinin içine bakarken. "cesaretimi toplamalıyım. yardım et bana." oğlan gözlerini bile çekinerek gözlerine değdirmişken hiç sözünü dinleyecekmiş gibi durmuyordu ki şaşırtarak usulca gelip kucağına oturdu.

bu çok garipti, arkadaşlar böyle davranmazdı değil mi? tartaglia artık kendini ümitlenmemeye iknâ edecek hâlde bile değildi. neyin değiştiğini de sorgulamayı kesmişti, sonraya bırakabilirdi.

zhongli alnını onunkine dayayarak sessiz kaldığında tartaglia en ufak kelimesine ağlayabilecek hâldeydi. aslında hiç şikayetçi değildi, bu şekilde saatlerce de durabilirdi ama ne diyeceğini duymak için adeta ölüyordu. o'ysa arada dudaklarını aralıyor ve sonra iç çekerek yeniden susuyordu. içten içe kıvrandığı o kadar belliydi ki ona yardım etmek istedi.

sonuçta cesaretini toplayabilmesi için buradaydı.

elini ensesine götürdü ve saçlarını okşayarak "sanırım grup olmamız iyi oldu," dedi yavaşça. hâlâ her an ters tepebileceği endişesi sarıyordu zihnini. "ne dersin?"

"özür dilerim."

tartaglia ne olduğunu bir an için anlayamamıştı. yanlış ümitlere kapılmıştı belki de, "hm?" tam endişesine yenik düşerek geri çekilecekti ki zhongli yanağını okşayarak tuttu.

"sana yaptığım her şey için."

"zhongli," derken nefesini vererek güldü. neşeden çok uzak bir gülüştü bu. demek neler hissettiğini açığa vermişti, karşısında çırılçıplak kalsa daha az savunmasız hissederdi. "ne diyorsun sen?"

"bazı şeyleri yeni yeni anlayabiliyorum. daha doğrusu yeni yeni kabullenebiliyorum." sessizlikte tartaglia'nın düzensiz nefesleri kendini tamamen açığa veriyordu. sonunda zhongli yeniden "özür dilerim," dedi. affedildiğini duymak için çırpınıyordu, oysa karşısındaki zaten kin tutmuyordu.

"lütfen, yapma." ellerini belinde birleştirerek sıkı sıkı sarıldı oğlanın bedenine. bir gün bunu yapabileceğini hiç düşünmezdi. "özürler sadece vicdan rahatlatmak için değil midir? pişmansan tavırlarını değiştirerek kanıtlamalısın."

"kanıtlarım." zhongli elini yavaşça beline yerleştirmişti. o kadar kararlı ama o kadar nazik tutuyordu ki sanki bugüne dek onu incitecek bir şey yapmaktan ölesiye kaçınmış gibiydi. gerçekten pişmandı, ya da bu da sonunda alay edeceği bir oyundu. tartaglia gittikçe deliriyordu galiba?

"ya sonra?" diye sorabildi güçlükle. sonra ne olacaktı? fırsatını bulmuşken tamamen netliğe kavuşturmak istiyordu her şeyi.

"o zaman benimle olmayı kabul eder misin? ya seni sevdiğime.." zhongli susup biraz daha kucağına iyice alışmış oğlanın belini okşadı. gerçekten cesaret veriyordu, bu sayede devamını getirebildi. "ya ona inanabilir misin?"

"bu gerçek mi?" tartaglia garip garip güldüğünde göğüsleri birbirine temas ettiği için titreşimini hissetmişti. "bilmediğim bir akıl hastalığım ya da panik atağım varmış gibi hissediyorum şu an. ya da ikisi birden.. düşünsene aslında kendi kendime halüsinasyon görüp kriz geçiriyormuşum."

oğlan kendi kendine düşünüp gülmeye devam ederken zhongli sabırla şaşkınlığı atlatmasını beklemişti. sonunda gülmeyi yavaş yavaş kesti ve "evet," dedi mırıldanarak. gerçek olduğuna nihayet iknâ olmuştu. kendini toparladı ve "inandırmak istediğin her şeye inanırım zhongli," diye devam etti. "bu yüzden umarım beni kandırmazsın."

ne kadar acınasıydı, güvensizliği yüzünden onu suçlayamıyordu bile. defteri tamamen unutmuşken "kandırmam," dedi kendinden emin şekilde. "bana güvenmelisin artık."

"güveniyorum öyleyse."

tartaglia beklemediği anda dudaklarına yönelip öpmeye başladığında duraksamadan karşılık verdi. rahatlamıştı ama bu hâlâ pişman hissetmesine engel değildi, bu yüzden yaşattıklarının hepsini unutturacak kadar iyi hissettirmek istiyordu ona.

az önce nazikçe tuttuğu belinden şimdi hırsla kendine çekti oğlanı. madem o başlatmıştı.. dilini yeniden ağzına soktuğunda tartaglia elinde olmadan tutunduğu omzu sıktı. nasıl öpüştüğünü hep merak etmişti.

zhongli ellerini oğlanın kazağından içeri sokup kaburgalarını parmak uçlarıyla gezdi ve yavaşça göğsüne çıktı. onun için atan kalbi hissetmek güzeldi. tartaglia'ysa onun soğuk elleri yüzünden tamamen ürpermişti. elinden kurtulmak istercesine kucağında kıpırdandı ama bu mümkün değildi. zhongli dudaklarını sürterek çenesine, oradan da boynuna inmişti.

ne ara bacağına geldiğini anlamadığı eli, okşarken onu sakinleştirmekten çok heyecanını körüklüyordu. daha önce kimseye bu kadar çaresiz hissetmemişti, nefesini güçlükle dışarı verdi.

"gerçekmiş," dedi sersemlemiş hâliyle. ne dediğini bile bilmiyordu ki. zhongli'nin yüzü hâlâ boyun girintisindeyken "gerçek," diye cevapladı onu. tıpkı ona yaptığı gibi boynunu yalarken eli bacağını daha da aralayıp içerilere kaymıştı.

"çocuklar!" kapı tıklandığında arkasında bağıran kişi osial'dan başkası değildi. "yemek hazır."

zhongli sinirle osial'a söylenerek yüzünü oğlanın boynuna bastırdı. biraz tadını çıkarmak istemişti sadece, günlerce hasta yattığında kapısına gelmeyen adamın şimdi gelesi tutmuştu. tartaglia sessizce, kesik kesik gülerek çekildiğinde dişlerinin arasından "bu heriften gerçekten nefret ediyorum," dedi.

"artık ben de," tartaglia kızarmış yüzüyle ve tatlı gülüşüyle gözüne o kadar hoş görünüyordu ki.. osial'a içinden yeniden küfretti. oğlan kucağından kalkıp kıyafetlerini çekiştirerek düzeltmeye çalıştı ve "geliyoruz," diye bağırdı. "teşekkürler." kapıyı açıp çıkmadan son bir kez zhongli'ye döndü. oğlanın da çaktırmasa bile heyecan yaptığını anlamıştı ve bu onu daha da mutlu etmişti.

ah be osial karinin yanina gitsene dlsmqğqlü

ozlediniz dimi beni
sasirdiniz dimi
sok oldunuz

lutfen bolca yorum atip beni motive edin

yeni bir kurguya baslasam okur musunuz? buraya 26172839392 cevap gelmezse yazmixam ama 🥺

stammer | zhongchiWhere stories live. Discover now