21

1.2K 151 136
                                    

"soğuk."

tartaglia saklandığı yerden gülmemek için parmaklarıyla dudaklarına bastırdı. zhongli gözleri bağlanmış hâlde odada dönüp duruyordu. oğlanı buna nasıl iknâ ettiğine kendi de şaşkındı ama çocukken hiç oynamadığı için içinde kalmıştı işte.

zhongli aniden dönüp hızlı hızlı sesin geldiği yöne ilerlediğinde yeniden sessizce emekleyerek yer değiştirdi. dört ayak üstünde ilerlemesine rağmen çok hızlıydı.

"soğuk!"

oğlan bu sefer oyuna gelmeyecekti. hedefinin yeniden emekleyerek başka yöne ilerleyeceğini anlamıştı, elleri tetikteyken sessiz kalıp dinledi.

ufak bir hışırtı duyduğu an atılıp "aha!" diye yakaladı. bu şey.. çok yumuşaktı? tartaglia odanın diğer ucundan kahkalar atarken elindeki şeyin bir oyuncak olduğunu anlayıp sesin geldiği yöne doğru fırlattı.

"ıh," tam yüzüne isabet eden oyuncakla hafifçe geriye savrulmuştu. "alttan bakıyor musun sen?" diye sordu mızmızlanarak. görmeden bu kadar iyi atamazdı.

"bakmıyorum, o kadar sıkı bağladın ki başım ağrıyor."

"bu kaç?"

"tartaglia nereden bileyim?"

"bu, kaç?"

"beş?"

"doğru işte!"

zhongli gerçekten hiçbir şey görmüyordu ve bu durumdan sıkılmıştı. biraz da karşıdakini bağlayıp eğlenmesi gerekiyordu. hırsla oğlanın olduğu yere doğru koştu. tartaglia ufak bir çığlıkla elinden kurtulup geniş odada bir yerlerde yeniden kaybolmuştu.

"aaah," diye inledi kafasını geriye atarken "bu adil değil." tartaglia hem evini çok iyi tanıyordu hem de istediği an çok sessizleşebiliyordu. zhongli'yse oraya buraya çarpmakla uğraşıyordu.

"heeey burdayım!" seslendiği tarafa dönmesiyle birlikte oğlan üstüne atlayıp onu yere devirmişti. dudaklarından çarpmanın etkisiyle boğuk bir inilti çıktı. "ben kazandım," dedi tartaglia üstünde otururken. bacaklarını aralamış, altındaki bedeni kapana kıstırmıştı."süre bitti."

gözlerini açmak için ellerini kaldırdığında tartaglia parmaklarını kenetleyerek engel oldu ve kollarını yere sabitledi. "teşekkür ederim," dedi üstüne eğilmiş hâlde.

zhongli parmaklarını oğlanın ellerinin üstüne kapatıp sessiz kaldı. böyle basit bir şey bir teşekkürü hak etmiyordu onun gözünde.

"bugün burada kalır mısın? zaten geç oldu ve hava dışarıda olmak için çok soğuk." tartaglia oğlan hazır ona bakamıyorken topladığı cesaretiyle sormuştu. zhongli hayır dediği an üstünden kalkıp onu yolcu etmeye hazırlanacaktı. o'ysa biraz sessiz kalıp düşündükten sonra "daha çok oyun?" dedi şaşırtarak.

mırıltılarıyla onu onaylamıştı tartaglia. "hmhm." demek kalıyordu. hissettiği mutluluk sayesinde yüzünde kocaman bir sırıtış oluştu. son zamanlarda her şey beklediğinden iyi gelişiyordu, öyle ki bazen gerçek hissettirmiyordu.

"artık gözlerimi açabilir miyim?"

zhongli karanlıktan bıkmıştı, şu an onu görmek için beklediğinden bile çok can atıyordu. sorusu üzerine tartaglia ellerini daha sıkı tutarak "bilmem," dedi denemesini istercesine.

güçleri karşılaştırılacak olursa tartaglia'nın karşısında bir şansı yoktu. zhongli bunun bilinciyle nefesini vererek güldü. yine de onun hevesini kırmayacaktı. ellerini hafifçe kurtulmak istiyormuş gibi oynattığında üstündeki oğlan hemen engel oldu.

biraz güçsüz girişimlerde bulunup oğlanın engel oluşuna izin verdikten sonra kafasını geriye atarak "epey güçlüymüşsün tartaglia,"diye mırıldandı ve tutuşları yok sayarak doğruldu. "bu kadar oyun yeter."

tartaglia doğrulmasıyla birlikte zhongli'nin kucağında otururken öylece kalmıştı. şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırarak dibindeki yüze baktı. oğlan kenetlenmiş ellerinden birini ayırdı ve göz bandını söküp attı. karşısındaki tatlı yüzü görmeye bir türlü alışamıyordu hâlâ.

tüm öpme isteğine rağmen önce hâlletmesi gereken şeylerin bilinciyle kendini tuttu. güveneceği birine dönüşmeliydi, değil mi? iç çekerek bakmaya devam ederken elini boynuna attı ve hafif hafif okşadı. tartaglia bunu ne zaman yapsa kedi gibi davranıyordu.

"izlemek istediğim bir şey var," dedi hafifçe eğdiği kafasıyla. heveslendiği şeyleri tek tek söylüyordu ve zhongli de kabul ediyordu. "izleyelim." işte böyle. gerçekten oluyordu.

oturduğu yerden kalktı ve karşıdakinin onu takip eden bakışları eşliğinde yavaşça ellerini ayırdı. bilgisayarını almak için içeri yöneldiğinde farkında olmadan oğlanın koltuğun köşesinde duran çantasını tekmelemişti.

irkilerek "özür dilerim," diye eğilip çantayı yerden aldı. "görmedim."

"sorun.. yok." zhongli bir anlığına sıkışan kalbiyle tırnaklarını halıya geçirdi ve "bırakır mısın?" dedi belli etmemeye çalışarak.

"olmaz artık ömrüm boyunca elimde tutacağım." tartaglia alayla cevaplayıp çantayı kulpundan tutarak salladığında yüreği ağzına gelmişti. fermuarı kapalı olsa bile, sadece ellerinde olması bile korkutuyordu.

"bırakır mısın?" diye yeniledi. gözleri yine o sıcak tavrını kaybetmiş, rengi kireç gibi olmuştu.

"tamam tamam." tartaglia onun gerildiğini fark etmişti. daha fazla üstüne gitmek istemiyordu. elindekini yavaşça bıraktı ve bilgisayarına yöneldi. yine de içindeki merak büyümeye devam ediyordu. acaba çantanın içinde bu kadar tepkiyi hak edecek ne vardı?

☹️

küfretmeyin

gerçekten

stammer | zhongchiWhere stories live. Discover now