34

1K 153 120
                                    

"seni hatırlıyorum da, gördüğüm ilk zamanı yani. lisedeydik. herkesin olduğu gibi benim de dikkatimi çekmiştin. o zamanlar hiç konuşmadık. seni tanımadım ama çevrendeki kalabalığa, tavırlarına bakarak senden nefret ettim. belki de böyle kandırdım kendimi.

uzun zamandır not almak dışında oynatmıyordum kalemimi, büyük ihtimal çok berbat yazıyorum. belki de sana vermeye cesaret edemez, yazdıktan sonra yırtar atarım bu kağıdı. şimdi içimi senin göreceğini bilerek dökmeye çalışınca bana neden bu kadar sinirlendiğini daha da iyi anlıyorum.

buna rağmen bir noktada ödeşmemiz gerektiğini düşündüm ajax. belki sonunda gönlünü almayı başarabilirim.

senin cümlelerini okurken her seferinde hissettiklerini hissetmek ve üstüne eklenen suçluluğun ızdırabı ne kadar zordu tahmin edemezsin. yine de içimden bir ses buna ihtiyacım olduğunu söylüyordu ve ne kadar kendimi engellemek istesem de devam ettim.

sana o gün pişmanım diye ağlarken aslında pişman olduğum şeyin defterini okumak değil, tavırlarım olduğunu söylemem gerek. geçmişi belki unutamayız ikimiz de ama acı çekmek için değil, ne kadar yol katettiğimizi görmek için hatırlasak olmaz mı?

bana çok kızdığını biliyorum. özel hayatına, düşüncelerine saygısızlık ettiğimi de düşünüyor olabilirsin (ki tamamen haklısın) ama cümlelerin bana yardım etti tartaglia. sen o defteri sıranın altında unutarak bana hayatında verebileceğin en büyük fırsatı verdin aslında.

geçmişe dönebilecek olsam yine alır yine okurdum. kendimle seni sevmemek için savaşmaktansa kafama vura vura fark ettirirdim her şeyi yine.

hatalı olduğum noktayı biliyorum. pişkin pişkin "oh çok da iyi yapmışım," demek için yazmıyorum bunları. sana söylemeliydim sonrasında her şeyi. özür dilerim. ne kadar içten geliyor bu iki kelime bilmiyorum ama.. özür dilerim.

güvenini kırmak değildi amacım, ağladığını görmekse hiç değil. sadece nasıl geri vereceğimi bilemedim. utandım çünkü.

ve korktum.

nasıl olsa korktuğum başıma geldiğine göre artık daha fazla ne olabilir ki? içimdekileri geç de olsa söylesem.. en kötü ne olabilir ki? zaten yeniden bana güvenmeni beklemekten başka çarem yok.

ha bir de, beni istiyorsan bir şekilde belli et ki etrafında dolanırken seni taciz ediyormuş gibi hissetmeyeyim. artık bitiriyorum yazmayı yoksa yeni bir defter ortaya çıkacak. ahh,

deseler ki tartaglia seni yeniden sevecek ama sadece bir gün yaşayacaksın, hiç düşünmem kabul ederim."

okumayı bitirdiğinde "aptal," diye mırıldandı tartaglia. çenesini avcuna yerleştirdi ve elindeki kağıdı hafifçe sıktı. "sevmeyi bırakmadım ki zaten." yüzüne ateş bastığını hissediyordu. buz tutmuş elini yanağına çıkardı.

çıktıktan sonra zhongli cebine bu kağıdı sıkıştırmış ve yanağından öpüp gitmişti. başta birlikte bir şeyler yapacaklarını düşündüğü için hayâl kırıklığına uğramıştı, kağıdı fark ettiğindeyse eve kendini zor atmıştı.

zhongli her seferinde kırdığını toplamanın bir yolunu buluyordu. artık neredeyse ezberlediği kağıdı yüzüne yapıştırdı ve sessiz bir çığlık attı. oğlanın bunu yaptığına hâlâ inanamıyordu. üstelik defterinde yazdığı cümleyi..

"aaaahhh!!! deliriyorum." sandalyesini gürültüyle iterek kalktı ve elinde hırsla dolaştırmaktan buruşturduğu kağıdı yeniden havaya kaldırdı. "yavaş yavaş.. deliriyorum."

onu zaten affetmişti ki içinde. spor salonuna gelip konuştuğu gün uzatmamaya karar vermişti. yine de bu kağıdı almak daha iyi hissettirmişti, gerçekten ödeşmişlerdi sanki.

bir de oğlanın oturup ciddi ciddi bunları yazdığını düşününce tamamen gardı düşüyordu tabii. "benim için kılını kıpırdatmaz," diye düşünmüştü hep. son zamanlarda harcadığı çabaysa şok ediciydi.

belki de defteri okuması gerçekten iyi olmuştu? bu düşünceyi asla tamamen kabul edemeyecekti, hatta bir daha defter bile tutmayacaktı belki ama başına gelen her şeyden memnun olduğu kanısına varıyordu. zhongli'yi her şeyiyle sevmişti sonuçta. kafası bazı şeylere yarım basıyordu, anlaması için büyük bir olay kopması gerekiyordu demek.

stammer | zhongchiWhere stories live. Discover now