32

1K 136 156
                                    

kız direkt beyaz topu deliğe soktuğunda "faul," dedi tartaglia. rakibiyse buna hiçbir tepki vermeden ifadesiz yüzüyle kendi atışına hazırlandı. kendisi meydan okumuştu ama zhongli onu tamamen köşeye sıkıştırmış durumdaydı. oflayarak geriye çekildi, şansı iyi gitmemişti.

kız, tam zhongli atışını yapacağı sırada tartaglia'nın elini iki eliyle tutarak yüzünün dibine girdi ve "çıkıp bana çikolata alır mısın?" diye sordu. "lüütfen." şirin bir hâle soktuğu yüzüyle, bedenini neredeyse tamamen oğlana dayamış hâldeyken gözlerini kırpıştırdı. boyu açıkça kısa olduğundan kafasını tamamen geriye atmak zorunda kalmıştı. "şekerim düştü burda."

zhongli kafasını kaldırmadan tartaglia'ya baktı. oğlan da nefesini tutmuş, şaşkın gözleriyle ona bakıyordu. hiçbir tepki vermeden bakışlarını yeniden tuttuğu ıstakaya çevirdi ve topa vurdu. top istediği gibi deliğe doğru ilerlerken doğruldu. elinden geleni yapmıştı, değil mi? kız ağzına girse bile ses etmeyecekti artık.

tartaglia "alırım," diye cevapladı ve gergin bir gülüşle geriye çekildi. ganyu bile bundan rahatsız olmuş hâlde kaşınmayan yüzünü kaşıyarak zhongli'ye bakıyordu. oğlan görüşürüz diye bir şeyler geveleyip kapıya yöneldiğinde arkasından koştu. onunla çok yakın olmasalar da arkadaşlardı, belki biraz havadan sudan konuşabilirlerdi. hem keqing'in bakışlarından da sıyrılmış olurdu.

başbaşa kaldıklarında zhongli kollarını göğsünde bağlayarak dikildi. duruşu, tavırları, sesi.. insanı ürkütüyor, bazen içini ürpertiyordu. "sıra sende." özellikle şu bakışları ve sürekli çattığı kaşları. kızı tedirginleştirdiği kadar sinirlendiriyordu da.

eliyle masadaki toplara vurarak oyunun dağılmasını sağladı. "bırak bilardoyu, benimle derdin ne?"

"derdim tartaglia'yla." zhongli bu sorgulamaya inanamaz tavrıyla gülerken kıza yaklaştı. "sendense sadece hoşlanmıyorum." kısa boyu yüzünden eğilerek yüzünü kızın dibine soktu ve tehditkar tavrıyla kaldırdığı elini tuttu. "kişisel alan nedir bilmiyorsun. bak, başkası senin dibine girince nasıl rahatsız oluyorsun?"

kız onun yakışıklı yüzüne bakarken rahatsız olmaktan çok nefesi kesilmiş hâldeydi. bir an için tutuşlarından ve tavırlarından etkilendiğini inkâr edemezdi. aralarındaki gerilimin buralara geleceğini tahmin edememişti. bir şey söylemeden yakınlıktan yararlanarak oğlanın dudaklarına yöneldiğinde zhongli onu hızla geriye itti.

"haha, ne?" dursaksayıp histerik bir gülüş savurdu. buna inanamıyordu. "sen ciddi misin?"

kız itilse bile hoşuna gitmişti. derin bir iç çekerek saçlarını düzeltti ve toparlandı. gözü düne kadar zhongli'yi görmüyordu oysa, ne kaçırdığını şu an anlamıştı. "tartaglia'yla birlikte olabileceğini mi sanıyorsun?" dedi masaya kalçasını dayayarak. "bana neler anlattı bir bilsen.." bir ayağını diğerinin üstüne attı, yüzünde büyüyen gülüşle ve yeni yeni düzelen nefesleriyle "senden gerçekten tiksiniyor," diye devam etti.

zhongli neyle sınanıyordu? dişlerinin sinirle sıkarak "sen bunlardan etkileneceğimi mi sanıyorsun?" dedi. kendini sakin tutmak için öylesine çabalıyordu ki damarları belirginleşmişti. "bozuldum mu sence, gözüm mü korktu?"

kız dişlerini göstererek güldü ve kafasını kapıya çevirdi. kendini sakinleştirip elini masum tavrıyla göğsüne koydu, bu oyunu sonraya bıracaktı çünkü geliyorlardı.

adini bulmaya hâlâ usendigim kiz olay yapiyo ☹️

stammer | zhongchiWhere stories live. Discover now