3

196 13 28
                                    




Öncelikle bu bölümü benim o ilk saçma kitabımdan itibaren beni destekleyen Taekooksrendipityy 'ye ithaf etmek istiyorum 💜

İyi okumalar canlar

Umarım bölümü beğenirsiniz 🖤

~~~


Şaşkınca Taehyung'a bakarken o bana camı açmam için işaret veriyordu. Şok halimden sıyrılıp camı açtım. Hızlıca içeriye giren Taehyung evi kokladıktan  sonra "Seni buradan çabucak götürmeliyiz" bileğimi tutup beni çekiştirirken bileğimi ondan kurtarmış ve "Nereye?Neden?" diye sormuştum. Bir anda hyunglarımın evine böylece girip beni bileğimden tutarak çekiştirmemelidir bir kere. Derin bir nefes almış "Buradan hızlıca gitmeliyiz çünkü tehlikedesin" kaşlarımı çatıp ona bakarken "Hayır burada kalacağım. Hem seni doğru düzgün tanımıyorum bile" dememle. Sinirle solumuş gözlerini yumarak burun kemerini sıkmıştı. Ardından beni hızlıca kucağına alıp -insan ötesi bir hızla- ardından yine insan ötesi bir hızla aşağıya inmiş ve beni arabaya bindirmişti. Şaşkınca ona bakarken arabada olduğumu idrak edebilmiştim. İnmek için kapı kılınma uzandığımda kapıların kilitlendiğini fark etmiştim. Ne olduğu meçhul bu kişiyle böyle bir durumda sıkışıp kalmak beni ürkütmüyor değildi. Yutkunup ona döndüm. "Neden gitmeme izin vermiyorsun? Yoksa benim kanımı içmek için mi beni bir yere götürüyorsun?" Korkarak ona baktığım sırada o beni umursamadan arabayı çalıştırmıştı. Dünkü kibar adama ne oldu acaba? Ya da bu kişinin dün bana çarpan kişi olduğundan?

"Hala bir cevap bekliyorum" diye yüzümü ona çevirdiğimde o da kısa bir süreliğine bakışlarını bana çevirmiş ardından tekrara önüne döndüğünde konuşmaya başlamıştı. "Tehlikedesin. Hani şu seni vampirlerden kurtardığım zamanki vampirler seni arıyorlar. Kan kokundan evini buldular bile" demişti. Şokla çarpılmış bir şekilde ona bakarken o tekrar konuşmaya devam etti. "Şimdi seni abimle yaşadığım eve götüreceğim. Bir süre bizimle kalmalısın" demiş daha da konuşmamıştı. Ben ise hala daha şokla ve daha çok korkuyla bana anlattıklarını hazmetmeye çalışıyordum.

Sessiz süren yolculuğumuzu benim şehirden çok uzaklaştığımızı fark etmem ve korkuyla Taehyung ile konuşmam olmuştu. "Hyunglarım. Onlar güven de mi peki?" Başıyla beni onaylamış "Kokun oraya henüz sinmemişti. Yani senin orada bulunduğunu anlamazlar. Zaten onlar yeni dönüşmüş vampirler" kafa karışıklığı ile ona bakarken Taehyung eliyle  geçiştirir gibi yapmış "Öğrenirsin yakında" demişti.

En sonunda şehirden bayağı uzakta ağaçların içinde iki katlı bir villanın önüne park etmişti. Arabayı durdurduktan sonra bana dönüp "Evde abim ile beraber yaşıyoruz ve o da bir vampir. Biraz dikkatli olmanı tavsiye ederim" gözlerim korkuyla irileşirken seslice yutkunmuş ve başımla onu onaylamıştım. O da sırıtıp "Aferin sana" demiş ve arabadan inmişti. Kemerimi açıp arabadan ineceğim zaman fark etmiştim ki ben buraya ÇIPLAK AYAKLA GELMİŞTİM!! Ulan Taehyung bari ayakkabılarımı alsaydın. Üstelik sadece birini alsan yeterdi. Taehyung gülerek yanıma gelmiş ben ona sinirlice bakarken beni kucağına yan bir şekilde almıştı. Düşmemek için kollarımı boynuna sarmıştım. Kapının önüne geldiğimizde Taehyung zile basmıştı. Zile basmasıyla açılan kapı bir olmuştu. Kapıyı bize açan kişi büyük ihtimalle Taehyung'un bahsettiği abisiydi. Abisi de Taehyung gibi esmerdi ama Taehyung'dan birkaç santim daha uzundu. İçeriye geçmemiz için kenara çekilirken Taehyung abisine anlamadığım bir dilden birşeyler demişti abisi de ona birşeyler demişti. Benim anlamamamı istedikleri bişey vardı kesin. Panik olduğumu belli etmemek için derin bir nefes aldım. Taehyung beni geniş koltuğa oturttuktan sonra ona bakıp "Peki benim eşyalarım ne olacak. Hiç değilse telefonum" dediğimde Taehyung beni başıyla onaylamış hızla gözden kaybolmuştu. O sırada yanıma abisi gelmişti. "Merhaba Jungkook" dediğimde şaşkınca ona bakmıştım. Ben ona adımı söylediğimi sanmıyordum. "Adını Tae'den öğrendim. Bu arada ben de Namjoon" demiş ve sıkmam için elini uzatmıştı. Ben de elini tutmuş "Tanıştığıma memnun oldum" demiştim. Beni başıyla onaylamış ardından eğilerek boynumu koklamıştı. Aniden boynuma doğru eğilmesi ile korkarken sakin kalmaya çalıştım. Boynumdan geri çekilip "Benim birkaç işim var ama hemen geri geleceğim sen burda otur" demiş ve o da süper hızıyla yanımdan uzaklaşmıştı. Bende bu sayede etrafı incelemeye koyulmuştum.

Dark PassengerWhere stories live. Discover now