21

95 7 15
                                    


  İyi okumalar canlar

Umarım bölümü beğenirsiniz 🖤

~~~



"Ben de sana aşığım Jungkook. O kadar tatlı ve şirinsin ki şu buzdan kalbim tatlılığı karşısında eridi" utanarak kafamı göğsüne gömmüştüm. O ise kıkırdayıp beni kolları arasında iyice sıkıştırmıştı.

El ele etrafı dolanıyorduk. "Taehyung bari düzgün bedenime göre bir tişört alalım büyü sınavına gireceğim zaman böyle bana üç beden büyük kıyafetlerle mi gideceğim?" Bana gülüp "Bugün dedem portalı tekrar açacak o zaman alırız hem Soobin'e de bir uğrarsın?" Doğru ya Soobin. Beni gördüğüne sevinecektir de. Başımla onu onaylamış ve biraz daha gezdikten sonra eve dönmüştük.

"Portalı açtım çocuklar" aşağı kata inmiş ve açılan portala bakmıştım. Aileme dönüp "Ben almam gereken eşyaları alıp geri geleceğim" demiştim. "Bizim de gelmemizi ister misin?" Gülümseyerek onlara bakıp "Hadi gelin bakalım madem" onlar da bana gülümseyip benimle beraber portaldan geçmişlerdi.

Yuta dede portalı tam da benim evime açmıştı. Hepimiz portaldan geçince annemgile dönüp gülümsemiştim. "Burası benim evim. Soobin ile burada yaşıyorum" annem ve babam kaşlarını çatarak bana bakmışlardı. Annem "Soobin kim?" Deyince anlamıştım neye kaşlarını çattıklarını"Evlatlık olduğum ailenin çocuğu. İyi biri gerçekten" onlara ufak bir ev gezisi yaptırmıştım. Modern ama sade bir evim vardı. Babam ve ben valize kıyafetleri yerleştirirken annem de gerekli olan diğer eşyalarımı topluyordu. Kapının açılma sesini duyunca ayaklanıp "Soobin gelmiştir" demişti ve odamdan çıkmıştım.

Kapıya gittiğimde gelenin gerçekten Soobin olduğunu görmüştüm. Gülümseyerek ona sarıldığımda ilk başta korkmuş ardından o da bana sıkıca sarılmıştı. "Abi gelmişsin" gülümseyerek ayrıldığımızda ona dönüp "Soobin ben temelli gidiyorum artık" bana üzgünce baktığında burnunu sıkıştırıp "Arada yüne uğrayacağım ama. Hem annem ve babam da burada onlarla tanışmak ister misin?" Başıyla beni onaylayınca beraber benim odama gitmiştik.

Soobin anne ve babamı görünce şok olmuştu resmen. "Abi saçlarını kimden aldığın belli oldu" bu dediği şey annem ile babamın kahkaha atmasını sağlamıştı. Evet bu güzel mavi saçları anneme borçluydum. Annem güzelce gülümsemiş "Merhaba Soobin ben Kenna bu da eşim Osiris" Soobin tekrar şaşkınca bakıp "Neden Jungkook'un ismi korece?" Diye sorduğunda babam onu cevaplamıştı. "Aslında gerçek ismi Esper" demişti. Soobin anladım dercesine başını sallamıştı.
"Esper kuzum her şeyi toparladık" anneme bakmış ardından bize yardımcı olan Soobin'e dönmüştüm. "Soobin bizim artık gitmemiz lazım" buruk bir şekilde gülümseyip "Beni ziyarete gelmeyi unutma ama" ben de burukça gülümsemiş "Unutmam tabii" demiş sıkıca sarılmıştık. Ayrıldığımızda birbirimize gülümsemiş ve ayrılmıştık.

Portaldan tekrar büyülü tarafa geçtiğimizde Yuta dede her şeyi aldığımıza emin olmuş ardından da portalı kapatmıştı.

Eşyalarım bavulun içinde düzgünce duruyorlardı oradan bir eşofman ve tişörtü almış ve üstüme giymiştim. Ardından aşağı kata inmiştim. Bedenimde tuhaf bir halsizlik vardı. Üşüdüğü içinde üstüme bir hırka giyip aşağıya inmiştim.


Aşağı kata inmiş ve salona girmiştim. Annem vampir kardeşlerle konuşuyordu ve babam ise Sehun amca ve Yuta dede ile sohbet ediyordu. Benim geldiğimi fark eden annemin kaşları çatılmıştı. "Esper iyi misin kuzum?" Babamın bakışları hızla beni bulurken "İyiyim" demiştim sadece. Yanlarına oturunca hepsi bana endişeyle bakıyordu. Annem elini önce anlama sonra boynuma koyup ateşime bakmıştı. "Çok soğuksun, üşüyor musun?"  Başımla annemi onaylayınca "Bir anda neden böyle oldun ki?" Babam kısık sesle konuşunca ona dönmüştüm.

Yuta dede yine olaya müdahale etmişti. "Torunlarım ve oğlum hadi siz odalarınıza. Siz de benim aşağıdaki laboratuvarıma gelin" vampirler odalarına gitmişti. Süper hızları sayesinde ışınlanmışlardı desek daha doğru olabilirdi. Biz de aşağıya inmiştik.

Buradaki laboratuvarın da içinde sedye vardı. Yuta dede oraya uzanmamı işaret etmişti. Oraya uzandığım zaman Yuta dede de yanıma tekerlekli bir tabure çekmişti. Gözlerime felan baktıktan sonra burunu el bileğime yaslamış ve koklamaya başlamıştı. Ardından doğrulup "Güçlerin ile ilgili bir problem var ama henüz çözemedim bir doktora görünsen daha iyi olacak" annem ve babam endişeyle bakarken onlara halsiz bir şekilde gülümsedim "İyiyim ben. Sadece halsizim biraz" biraz kısmı belki biraz yalandı ama onları daha da endişelendirmek istemiyordum.

"Hastaneye gidelim o zaman hadi" onaylamaz bir şekilde babama baktığımda o sadece beni yan bir şekilde kucaklamıştı. "Baba yürüyebilirim" dediğimde "Birazdan arabaya bineceğiz sen sadece yatar mısın?" Demişti. Onu onaylayıp başımı omzuna yaslamıştım. Bunu yapınca babam bana şefkatle gülümsemişti.

Hastaneye geldiğimizde doktor birkaç test yapmıştı. Şu an odalardan birinde yatıyordum. İçeriye giren doktor ile bakışlar ona dönmüştü. "Oğlumun nesi var doktor Choi?" Doktor Choi babama dönüp "Ufak bir güç zehirlenmesi problemi var. Yakın zamanda bir anda çok fazla büyü yaptı mı?" Babam ve annem başlarıyla onaylayınca doktor Choi "Bugün müşahade altında kalsın birazdan gelecek olan hemşire serum takacak kandaki zehirleri yok etmek için. Hastamız ilerleyen saatlerde daha halsiz ve yorgun olabilir bu sizi endişelendirmesin kanındaki zehirden kurtulduğundan emin olunca bu sefer vücut direncini arttırmak için ilaç vereceğiz" annemle babam doktoru onaylamıştı. Doktor geçmiş olsun dileyip odadan çıkmıştı.

Bir dakika sonra gelen hemşire serumu taktıktan sonra geçmiş olsun dileyip çıkmıştı. Ben de biraz uyumak istemiştim.

Uyandığımda kendimi daha dinç hissediyordum. Saat altıya geliyordu ve ben dün akşamdan beri uyumuştum.

Benim iyi olduğumu gören ailem rahatlamayla birbirlerine bakmışlardı. Birazdan gelecek olan hemşireyi bekliyorduk. Ondan önce doktor son bir kez kontrol amaçlı gelmişti. Yeni öğrendiğim büyü gücümü aniden bu kadar fazla bir şekilde kullanmamam için uyarmıştı. Henüz daha o kadar gelişmemiştim.

Hemşire serumu çıkarttıktan sonra doğruca eve gitmiştik.

"İyisin değil mi Esper?" Yuta dedeye içini rahatlatması için güzel bir gülümseme sunmuş "Evet Yuta dede iyiyim. Dediğim gibi bir anda o kadar fazla güç kullanınca güç zehirlenmesi yaşamamışım"

"Dikkat et kendine güzelim" zihnime fısıldayan Taehyung'un sesi ile bakışlarım onu bulmuştu. Bana gülümseyip göz kırpınca istemsizce tebessüm etmiştim. Annem ile babam haftaya bir işe başlayacaklardı. Öyle kararlaştırmışlardı ve bende büyü sınavına girecektim.

~~~

Kötü olan bir bölümle daha karşınızdayım.

Soğuk algınlığına yakalandığım için pek oturup bölüm yazmaya hevesim yoktu

A bientôt 👋

A bientôt 👋

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


•Nyx⚡️

Dark PassengerWhere stories live. Discover now