18

99 10 18
                                    

 

İyi okumalar canlar

Umarım bölümü beğenirsiniz 🖤

~~~

Önümüzdeki üç gün boyunca hem vampirler çalışmış hem de ben çalışmıştım. O kötü gücü yakalamamız büyülü dünyayı tamamen etkileyecekti. Oradaki yaşamı da kurtaracaktık. Bunun bilincinde olarak daha sıkı çalışıyorduk. Aynı şekilde büyülü dünyadaki bize yardımcı olacak olan ordularda sıkı bir eğitimdelerdi.

Üstüme kot pantolon ve tişörtü geçirdikten sonra ayakkabılarımı da giyip odadan çıktım. Herkes hazırlandıktan sonra gidecektik. Salona girdiğimde Namjoon hyung vardı. "Gel Jungkook. Herkes aşağıda biz de oraya gidelim" onlarla kaldığım günlerden sonra Namjoon hyunga ayrı bir hayranlık duyuyordum. Bilgili ve kibar biriydi. Ama benim Taehyung'um vardı.

Aşağı kata Yuta dedenin laboratuvarına inmiştik. Yuta dede büyülü dünyaya geçebilmemiz için bir portal açmıştı. Taehyung beni görünce yanına gelmem için bana elini uzatmıştı. Uzattığı elini tutunca da beni kendine çekmişti. Yuta dede ve Sehun amca bize bakıp gülümsemişler ardından Yuta dede konuşmuştu "Bol şanslar size. Aileni de kurtarıp geri gelin Esper" ona içten bir gülümseme sunmuştum. Sehun amca bu duygulu anı bölüp portaldan geçmişti. Taehyung bana bakıp portalı işaret etti. Ardından bizde beraber portaldan geçtik.

Ben daha farklı şeyler olacağını düşünürken portaldan geçip başka bir evin içindeydik. Bakışlarımı Taehyung'a çevirdiğimde " Bizim büyülü dünyadaki evimizdeyiz şu an" onu başımla onaylayıp cama doğru yürüdüm. Dışarıda gördüğüm manzara ufak çaplı bir şok yaşamama neden olmuştu. Hepsi birbirinden farklı büyülü yaratıklardı. Sehun amcanın sesiyle oraya döndüm "Hadi çocuklar hazırlanan ekibin yanına gidiyoruz planı son kez anlatıyoruz ve yarın sabah erkenden o iğrenç varlığı yakalıyoruz. Hepimiz onu onaylamış ve hazırlanan ekibin oraya girmek için evden çıkmıştık.

Ekibin hazırlandığı o özel alana giriş yapmıştık. Planı son kez konuşmak için girdiğimiz toplantı odasındaki ekip komutanı beni görünce şaşkınca bakmıştı. Aynı şekilde ekipteki askerler beni görünce hem şaşırmış hem de heyecanlanmışlardı. Komutan yanımıza gelmiş "Ben Byun ve ekibin komutanıyım. Uzun zaman sonra sizden birini görmek çok hoş Esper" demişti. Bakışlarım Taehyung'a bunlar adımı nereden biliyor dercesine baktığımda kulağıma eğilip fısıldadı "Buradaki askerler en az yüz yaşında. Biliyorum yaşlarını göstermiyorlar. Hepsi özel yaratıklar ve hepsi yaşlanmıyor aynı senin ve benim de yaşlanmayacağımız gibi" anladığımı belirten bir mırıltıyla tekrar önüme dönmüştüm. Boş olan sandalyelere yerleşip planı son bir kez konuştuk. Yarın sabah erkenden iş başına geçecektik.

- Ertesi gün -

Gergince üstüme giymem gereken büyülü kıyafetleri giyiyordum. Bu kıyafetler özel tasarımdı. Hem rahat hem de savaş aletlerinden bizi koruyacaktı. Ve çok hafifti. Ayağıma uzun olmayan o botları da geçirmiş ve kaldığım odadan çıkmıştım. Aşağı kata inip beklemeye başladım. Gayet sıradan bir şekilde devam eden hayatıma önce vampirler sonra rüyama giren o adam ve sonrasında tamamen değişen hayatım. Dalgın bir şekilde ellerimi izlerken bir anda oturduğum koltuğun yan tarafında hissettiğim hareketlilik ile bakışlarım orayı buldu. Taehyung gelmişti. Ona küçük bir tebessüm sunmuştum. O da beni göğsüne çekmişti. "Dalmış gitmişsin güzelim. Biraz sakinleş" başımla onaylamakla yetinmiştim sadece. Kollarımı beline dolayıp başım göğsüne yaşlı bir şekilde gözlerimi kapatıp dinlendim.

Sehun amcanın sesiyle o çok sevdiğim adamdan ayrılmak zorunda kalmıştım. "Hadi gidiyoruz"

Saray gibi büyük olan o yerin bahçesinde gizleniyorduk. Planın ilk aşaması olarak bahçedeki nöbetçilerin zihinlerine sızıp onları derin ve uzun bir uykuya teslim ettim. Ardından gizlendiğimiz yerden içeriye doğru ilerlemeye başladık. Sarayın içindede korumalar olacağından herkes saray bahçesinde kendilerine saklanacak yerle bulmuşlardı ben ise kendimi görünmez kılıp içeriye girdim. Bu adamları birinin halletmesi gerekiyordu.

Dark PassengerWhere stories live. Discover now