16

110 12 16
                                    


İyi okumalar canlar

Umarım bölümü beğenirsiniz 🖤

~~~

***

Yine o gökte süzülen adadaydım. Bu sefer yaşlı amca ve ben vardık sadece. "Aslında ilk başta bana babamdan bahsettiğinde gerçek babamdan bahsediyordun değil mi?" Başıyla beni onaylamıştı. "Osiris. Baban çok yetenekli bir yaratıktı. Senin de ona benzediğin aşikar. Çok hızlı öğreniyorsun ve öğrendiklerini nerede kullanacağını biliyorsun" ona merakla baktım "Peki annem hakkında da yorum yapmayacak mısın?" Hülyalı bir şekilde uzaklara bakmıştı "Ah Kenna'dan bahsediyoruz. Annen aşırı güzel bir bayan. Ayrıca eli çabuktur. O da yetenekli bir yaratıktır. Annenin saçları boya değil mesela. O koyu mavi ve siyah karışımı gibi duran renk doğal" aklıma takılan bir sürü soru vardı. " Benim saçım neden renkli değil? Ve neden ailemden yaratık diye bahsediyorsun?" Bana ufak bir şekilde tebessüm etmişti. "Yaratık diyorum çünkü onlar gerçekten herhangi bir büyü kategorisine ait değiller. Sen de öyle. Saçlarına gelince vücudun yavaş yavaş büyülü olması gerektiği haline bürünüyor zaten. İlk gözlerinle başlamış. Seni insanların arasına saklayabilmek için üzerine tılsım yapıldı. İnsanlara benze diye. Yani şimdi gidip mor saçlı mor gözlü bebeği insanlara versek ortalık fena karışır" onu başımla onayladım. "Saçımın normalde hangi renk olduğunu biliyor musunuz peki?" Başını iki yana sallamıştı. "Maalesef Esper. Eğer soruların yoksa antrenman için Da-xia'yı çağırayım. Öğrenmek gereken çok az bişey kaldı biliyor musun? Tamamen eğitimin bitince güçlü bir yaratık olacaksın ve vücudun olması gerektiği gibi olacak" başımla onu onayladım. "Başlayalım o zaman" ...

***

Biri beni güzel uykumdan uyandırmaya çalışıyordu. Yorganı kafama kadar çekip beni dürten kişiye sırtımı döndüm. "Jungkook uyan hadi" onaylamazsa bir mırıltı bıraktım. Tam beni bıraktı tekrar uyuyabilirim diye düşünürken bir anda yorgan üstümden çekilmişti. Gözlerimi açıp tekrar onlardan tarafa dönmemle utanç içinde bakakalmıştım. Çünkü Sehun amca ve Yuta dede bana bakıp gülüyorlardı. Taehyung da yorganımı tutuyordu. Kırmızı yanaklarımla yataktan doğruldum. "Günaydın Esper" Yuta dedeye gülümsedim "Günaydın size de"
"Hadi kendine gel de aşağıda kahvaltı yapalım sonra da çalışmalara başlarız" Sehun amca ve Yuta dede beraber odadan çıkmışlardı. Taehyung da yorganı bırakıp "Aşağı iniyorum sakın tekrar uyuyayım deme" demiş ve o da odadan çıkmıştı.

Hızlıca üstünü değiştirip aşağıya inmiştim. Güzel bir kahvaltının ardından çalışmak için bahçeye çıkacaktık ki telefonum çalmaya başlamıştı. Arayana baktığımda Cristopher olduğunu görmüştüm. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

Cristopher?

Oh, Jungkook. Müsait miydin?

Evet müsaitim

Otopsi için gelmeye devam edecek misin?

Pek sanmıyorum. Başıma gelenleri biliyorsun

Evet biliyorum. Tamam öyleyse seninle yarın buluşabilir miyiz?

Pek mümkün değil. Biraz bu ortamdan uzak kalmak istediğim için şehir dışındayım

Oh , anladım. Güzelce dinlen. Umarım döndüğünde toparlanmış olursun

Teşekkürler Cristopher. Görüşürüz

Sana da görüşürüz Jungkook

Telefonu kapatıp hızlıca bahçeye çıkmıştım. Doğruca Yuta dede ve Sehun amcanın yanına doğru gittim. "Hangi büyüden başlamalıyız ki?" Sehun amca sorarcasına Yuta dedeye bakıyordu. Bu gerilimi kaldırmak için aralarına girdim. "Ben zaten tüm güçlerimi neredeyse öğrenmek üzereyim" hepsi şokla bana bakıyordu. Bunu dile getirmekle hata mı yapmıştım. "Ne zaman öğrendin?" Karasızca Yuta dedenin gözlerine bakmıştım. "Rüyadayken Da-xia diye biri geliyor ve beni eğitiyor" ikiside şaşkınca birbirlerine bakmışlardı. "Aynı kişi babanın da eğitmeniydi" Sehun amcaya şaşkınca bakıyordum. Namjoon ve Taehyung hepimizin şaşkın bir şekilde birbirimize bakmamıza daha fazla dayanamamış olacak ki araya girmişlerdi. "O zaman dövüş üstüne çalışalım" harika boka battık.

Dark PassengerWhere stories live. Discover now