11

111 13 23
                                    




Nedense bu bölümü erken yayımlamak istedim.

İyi okumalar canlar

Umarım bölümü beğenirsiniz 🖤


~~~



Odanın içinde gözlerimi gezdirdiğimde tanımadığım kişide durdum. İlk defa görüyordum onu. İçimi okumuş gibi konuşmaya başladı. "Tanışmadık ama ben Yeonjun. Bunlarda hyunglarım. Onları tanıyorsundur zaten" demişti. Vampircikler çoğalmıştı. Odanın kapısının tıklatılmasıyla herkes merakla oraya döndü. Kapının açılması ve içeriye giren teşkilattan Changbin ve Cristopher. Changbin içeri girip "Lütfen bizi Jungkook ile yalnız bırakabilir misiniz?" demişti. Hepsi sakince odadan çıkınca onlarda yatağımın başına gelmişlerdi. Cristopher üzgünce boynuma bakmış "Geçmiş olsun öncelikle" demişti. Changbin oyalanmadan işi halletmek istiyordu sanırsam ki hemen sorulara geçmişti. "Olayı anlatmakla başlar mısınız bay Jeon" ciddiyetle diyeceklerimi bekliyordu. "Gece saat biri geçiyorken camımın tıklatıldığını duydum. O saatte uyumuyordum. Uykum kaçmıştı. Cama baktığımda bana kötü şekilde sırıtan bir adam vardı. Onuncu katta oturmam ve odamda balkonumun olmaması dışında bir sorun yok. Sonra panikle mutfağa gittim ve elime bıçak aldım. Ardından arkadaşım Taehyung'u aradım. Onun evi bize yakın ve dedektif olduğu için onu aradım. Sonra boynumda keskin bir acı hissettim ardından vücudumdaki tüm kan çekiliyormuş gibi bir his oluştu sonrasını hatırlamıyorum" demiştim. Changbin ve Cristopher birbirlerine bakmıştı. Cristopher bana dönüp "Yüzünü tarif edebilir misin?" Düşünür gibi yaptım ve neredeyse hatırlamadığım yüzü onlara anlatmaya başladım. "Beyaz tenliydi açık beyaz. Kırmızı gözleri vardı. Kop koyu siyah renginde saçları var. Kısa saçlı. Köpek dileri gereğinden gazla uzun. Bu kadar" demiştim. Changbin bunları deftere not etmiş ardından "Tamam teşekkür ederiz bize yardımcı olduğun için. Umarım çabucak iyileşir bizimle çalışmaya devam edersin" onlara yalandan samimi bir gülüş sunup "Teşekkür ederim" demiştim. Çıktıklarında rahat bir nefes alıp arkama yaslanmıştım. Soobinim gelirdi şimdi.

Onların çıkmasıyla odaya giren Soobin hızlıca yanıma gelmişti. "Bu da halloldu" ona gülümseyip "Artık şuradan da bir çıksam" Soobin göz devirip "Hyung bir sakin ne bu acele. Sanırsın vampir hiç ısırmamış" itiraz edeceğim zaman beni susturmuş konuşmaya devam etmişti. "Hyung doktorlar şu an ağrı kesici verdiği için bu kadar rahatsın ama ağrı kesici etki etmediğinde ağrıların olacak bunun farkındasın değil mi?" dediğinde. Bir süre susmuştuk ikimiz de. Ardından ellerim boynumdaki bandana gitmişti. Soobin panikle öne atılıp "Ne yapıyorsun hyung!" demişti ama ben onun çekilmesini sağlayıp bandajı açmıştım. Soobin yaranın olduğu yeri görmesiyle şaşkınca bana bakmıştı "Hyung iyileşmek üzere burası" demişti. Başımla onu onaylayıp "Soobin kendime gelmeden önce de rüyamda o adamı gördüm. Ama bu sefer yanında başka biri daha vardı. Da-xıa. Adı bu. Tüm vücudu dövmelerle kaplı. Bana kendimi iyileştirebilmem için birşeyler öğretti. Acemi olduğumdan bu kadar başarabildim" Soobin şokla bana bakıyordu. "Hyung ben artık senin rüyalarından korkmaya başlıyorum" demişti. Korkuyla ona bakıp "Yoksa akıl sağlığımdan mı şüpheleniyorsun?" Soobin panikle başını iki yana sallamıştı. "Hayır Hyung sadece bu biraz fazla tuhaf kaçmadı mı? Yani vampirler hadi tamam ama bu rüya ve bu adam. Ya senin bilinçaltından uydurduğun birşeyse?" yüzümdeki hayalkırıklığı ile ona bakmış "Gördüğüm rüyadan sonra kolumda bir dövme belirmesi bir de üstüne yetmiyormuş gibi diğer bir rüyadan sonra mor renge dönmesi. Bunlar yeterince açık etmiyor mu?" diye ona baktığımda Soobin "Hyung gerçekten özür dilerim ama bu yaşanan her şey o kadar tuhaf ki. Neyi nasıl düşünmem gerektiğini kestiremiyorum. Sen adamın babamı tanıdığını söyledin. Büyük ihtimalle tüm ailemizi tanıyor. Beni de tanıyordur. Ama ben senin gibi rüyalar görmüyorum ya da başıma tuhaf şeyler gelmiyor" kaşlarım çatılırken kalbimde tuhaf bir acı vardı. Hayal kırıklığı. Kardeşim neden tüm bu olağan üstü şeylerin ona uğramadığından yakınıyordu aslında. Hiçbirşey demeden sırtımı ona dönerek yattım.
"Hyung. Şey... ben öy-" cümlesine devam ermesine izin vermeden araya girdim. "Uyumak istiyorum Soobin. Yorgunum" ardından Soobinden kısık bir mırıltı duydum "Tamam hyung. Güzelce uyu" demişti. Gözlerimi kapatıp uyuyormuş gibi yapmaya başladım. Birazdan Soobin kantine giderdi. İşte o zaman planım başlıyordu.

Dark PassengerTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang