"3. Bölüm Emin misin ?"

7.2K 644 27
                                    

En kötüsü nedir bilir misiniz? Hayatınızda bazı gereksizler zorda olsa çıkardıktan sonra o gereksizler virüs gibi yine sizin hayatınıza girip, hayatınızın içine ederler. Şuan aynı o durumdayım. Mert'i zar zor hayatımdan atmıştım ve o yine girebilmişti.

Ben kafamda bu pisliği öldürme planları yaparken zil çaldı. Sonunda mutluluktan havaya bile uçabilirdim o derece. Derslerde bitmişti artık eve gidebilirdim, hemen çantamı toplayıp okulun bahçesine doğru hızlı adımlarla yürüyordum. O sırada biri arkamdan ismimi bağırmıştı, arkamı dönünce bunun Ezgi olduğunu fark ettim, doğruya Mert yüzünden onu tamamen unutmuştum.
"Ya kızım ne bu hız, az daha ölüyordum sana yetişmek için." Dedi derin derin nefes alarak. Ona sanırım her şeyi anlatsam iyi olurdu, ne de olsa o benim tek ve en iyi arkadaşımdı. Her şeyimi biliyordu bunu da bilmesi gerekirdi.
"Ezgi şu sınıfa yeni gelen var ya..."
"Evet, çocuk taş." Dedi Ezgi ağzından nerdeyse salya akıtacak şekilde hem de.
"Of bu çocuk(derin nefes alarak ) adı Mert (tırnaklarımı avucumun içine batırarak devam ettim ) liseye giderken çıktığım eski sevgilim" Dedim, Ezgi ise şaşıracak yerine biliyormuş gibi sırıtarak
"Ne güzel desene eski aşk yeniden alev alıyor." deyip kahkaha atıyordu. Ben ise bu dediğine sinirlenmemeye çalışıp göz devirdim ve devam ettim.
"Nerdeyse 2 yıl olacaktı çıktığımız ama bu beni okulun namı değer kızıyla aldatana kadar, sonra ayrıldım (derin nefes alarak devam ettim ) ve bu Ankara'ya gitti daha da görmemiştim şimdiye kadar." Dedim derin bir nefes alarak, Ezgi ise şok biçiminde ağzı "o" şeklini almıştı ve bana bakıyordu. Biraz daha bakıp kendine gelince koşup yanıma gelerek bana sarıldı, bende bunu bekliyormuşum gibi hemen kollarımı ona doladım. Ayrılınca
"Vay pis herif dıştan bakanda insandan sayar bunu." dedi sinirli bir şekilde tabi bir tek bunu demekle kalmadı, beşinden tonlarca küfür ettikten sonra ben işe el koymak isteyip
"Ezgi tamam sakin ol hadi gel bir kafeye gidelim hem biraz kafa dağıtmış oluruz." dedim sırıtarak. O da bana sırıtıp
"Tamam gidelim." dedikten sonra biz Ezgi'yle yürürken biri bileğimden sert bir şekilde tutu. Arkamı döndüğümde ise tahmin edin kimle karşılaştım tabi ki de o şerefsizle.
"Derin biraz konuşabilir miyiz ?"
"Hayır, Mert sen bu hakkı beni o kızla aldattığında çoktan kaybettin !" Dedim bağırarak bu arada hala bileğimi çekmeye çalışıyordu ve canım acımaya başlamıştı.
"Lütfen sadece iki dakika." Dedi.
"Sen ne zamandan beri insan gibi davranmaya başladın !" Dedim bağırarak sonra bileğimi çekip Ezgi'nin kolundan tutarak okulun yakınlarında ki kafeye doğru yürüdük. Tabi bu sırada Ezgide beni teselli etmeye çalışıyordu, işte bu kızı bu yüzden seviyorum istediği zaman nasıl davranacağını biliyordu şuan ki gibi. Kafeye gelince hemen cam kenarına geçip karşılıklı oturup sipariş verdik o sırada Ezgi'yle havadan sudan konuşuyorduk. Siparişler gelince konuşmayı bırakıp pastama gömüldüm, o sırada kahvemden de bir yudum alıp yutarken garson yanıma gelip kâğıt uzattı. Anlamsızca ona bakıp elinden kâğıdı aldım sonra da garsan yanımdan gitti. Kâğıdı açtığımda ise
"Benden kaçamasın demiştim güzelim :)" yazıyordu hemen etrafa göz atmaya başladım. O sırada tam çapraz köşede arkadaşlarıyla oturan ve bana sırıtarak bakan o çocuğu gördüm, o gün sahilde karşılaştığım çocuktu bu. Bana bakıp gülümsüyordu ama onun burada ne işi vardı? Bir bu eksikti. En iyisi yüzümü yıkamak diye düşünüp ayağa kalktım. Ezgi'ye lavaboya gittiğimi söyleyip ilerledim. Garsona lavaboyu sorup oraya doğru ilerledim yüzümü yıkadıktan sonra kâğıt havluyla kurulayıp dışarı çıktım. Tam masaya doğru ilerleyecektim ki biri beni sertçe duvara yapıştırdı daha ne olduğunu kavramaya çalışırken o çocuğu gördüm. Beni duvarla kendi arasında sıkıştırıp kollarını duvara koydu, sonra bana daha çok yaklaşıp yüzüme doğru eğildi ve göz göze gelmiştik. Şuan heyecandan ölebilirim sanırım aman Allah'ım! Onla bu kadar yakın olmak çok kötü çünkü çoktan kızarmaya başladım ve titremeye hem korkudan hem de heyecandan olabilir. Bu arada nefesini yüzüme vererek konuşmaya başladı.
"Benden kaçamasın demiştim." Dedi çapkın bir şekilde gülümseyerek ben ise olayın hala etkisindeydim, o etkileyici kokusunun etkisinden çıkıp onu iteklemeye çalışarak
"Ne istiyorsun benden ?" dedim hala ondan kurtulmaya çalışarak o ise o sırıtışını yüzünden silmeden devam etti.
"O gün niye ağlıyordun ?" Dedi merak edici bir ses tonuyla ben ise neden beni önemsediğine dair kendi kendime sorular soruyordum.
"Bundan sana ne." Dedim onu itekleyerek, boş anına gelmişti ki itekleyince geri çekildi bende bu anı fırsat bilerek hemen oradan uzaklaşıp Ezgi'nin oturduğu masaya ilerledim. Ezgi'nin yanına gelince bana ne olduğuna dair bir sürü soru sormuştu. Bende sonra anlatacağımı cevap verip vedalaştım ve kafeden hızlı adımlarla çıktım. Hava kararmaya başlamıştı, kesin annem bana çok kızacak bu saatte kadar gelmedim diye. Hızlı hızlı yürürken birden biri beni duvara yapıştırdı, hadi ama bu kaçıncıydı artık sırt kalmadı kesin! Bu arada ben hala olayın etkisindeyken beni kimin duvara yapıştırdığına baktım, bu o şerefsiz olan Mert'ti. Hemen ayağa kalkarak kaçmaya çalıştım ama adı üstüne çalıştım. Mert bileğimden tutup bu sefer daha sert fırlattı duvara. Bu yüzden ağzımdan yanlışlıkla bir inilti kaçmıştı ve Mert bundan memnun olmuşçasına sırıtıp üstüme gelip beni duvarla kendi bedeni arasına sıkıştırdı.
"Seni özledim Derin." Dedi kulağıma fısıldayarak, ben bu ani sözlere şaşırırken o aniden boynumu sömürmeye başladı. Ben durmadan çığlık atıp bağırıyor bir yandan da onu üstümden atmaya çalışıyordum ama kıpırdamıyor daha kötü sömürüyordu. Ben bağırmaya devam ederken o elini eteğimin altına sokup
"Seni kimse kurtaramaz Derin." deyip kahkaha attı, ben ise ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözlerimle onu izleyip daha da kötü çığlık atıyordum. Tam eteğimi indireceği sırada arkadan tanıdık bir erkeksi ses geldi.
"Emin misin?" Dedi, kim ise Mert sesi duyunca şaşkınca üstümden kalkıp arkasını döndü. Ben ise üstümden kalktığı için dengemi kaybedip yere dizlerimin üstüne düşüp, ağzımdan acıdan dolayı bir inilti kaçıvermişti. Çok korkuyordum ama bir yandan da şükrediyordum Allah yardımım için birini göndermişti. Nede olsa Mertten kurtuldum ya da öyle zannediyorum. Bu arada o seslenen de kimdi? Biraz kendime gelince kafamı birbiriyle sessizce bakışan kişilere baktım ama bu oydu. O sahilde gördüğüm çocuktu!

Merhaba arkadaşlar! Yeni bir bölümle karşınızdayım sizden tek isteğim bana destek çıkıp vote ve yorum yapmanız. :) Bu arada bu bölüm canım okuyucum olan #kadervebenim adlı okuyucuma ithaf ediyorum. :)

Multi= Mert Güney
Şarkı = Zakkum- Ben ne yangınlar gördüm

17.04.15
S.K.

TESADÜFEN AŞK(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now