1. DEVRE DIŞI KALAN EMNİYET

52.5K 1.6K 862
                                    

Uyarı: Bu kitaptaki tasvir edilen olaylar, karakterler, organizasyonlar, kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür. Bazı okuyucuların rahatsız olabileceği, suç, taciz, vahşet, şiddet, ağır cinsellik ve argo gibi unsurlar içermektedir. 

Okuyucun taktirine bağlı olarak okunmasını tavsiye ediyorum.

Okumaya başladığını tarihi buraya bırakırsanız çok sevinirim. 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar. 

DEVRE DIŞI KALAN EMNİYET 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

DEVRE DIŞI KALAN EMNİYET 

"Soyun."

Karşımda korkuyla titreyen adamın gözleri kurduğum cümleyle fal taşı gibi açılmıştı. Yanımda duran iki adam emrimi duyar duymaz karşımda korkuyla titreyen adamın yanına giderek dediğimi yapıp adamı soymaya başladığında adam büyük eforla ellerinden kurtulmaya çalışıyordu.

"Lütfen efendim ben bir şey yapmadım," dedi onu soyan adamlara engel olmaya çalışırken.

"Lütfen efendim, ben size asla öyle bir şey yapmam."

Bunun bir an önce bitmesini istiyordum. Başımda  keskin bir acı vardı ve bu mantıklı düşünmemi engelliyordu. En son ne zaman doğru düzgün bir uyku çektiğimi bile hatırlamıyordum. Oturduğum sandalyeye biraz daha yaslanıp bacak bacak üstüne atarak kollarımı göğsümde birleştirdim.

Bakışlarım karşımdaki adamın üzerinde olsa da şu an tek istediğim bir an önce bu işin bitmesi ve sıcak bir yere gidip bir şeyler içmekti.

"Efendim bir şey bulduk," dedi aralarından en iri yarı olan. Ne olduğunu görmek için yaslandığım yerde doğruldum.

Karşımda tamamen çıplak kalan adamın üzerinde bir dinleme cihazı vardı. İşte bu çok can sıkıcı bir durumdu. Bugün gerçekten bunlarla uğraşacak bir durumda değildim ama benim işim buydu bu yüzden de bundan kaçamazdım.

"Demek bana asla ihanet etmezsin ha?" dedim ellerimi saçlarıma atıp at kuyruğumu biraz daha sıkarken. Kahverengi küçük gözleri her hareketimi izliyor, gözlerinde korku başımdaki keskin acıya rağmen bana büyük bir haz veriyordu.

Oturduğum yerden yavaşça doğrulup hafifçe yukarı doğru kayan siyah elbisemi aşağıya doğru çekiştirerek ağır adımlarla genç çocuğa doğru ilerledim. Giydiğim siyah topuklu ayakkabıların sesi boş deponun içinde yankılanıyordu.

Genç adamın önüne geldiğimde duraksadım. Şu an karşımda korkuyla titreyen bu aciz bedenin bana ihanet ettiğini düşünmek sinirlerimi bozuyordu.

"Bugün pek havamda değilim," dedim sakin bir tonda. "O yüzden ikimizde birbirimizi yormayalım ve sen güzelce bana seni buraya kimin gönderdiğini söyle. Eğer uslu uslu dediğimi yaparsan belki sana bir ayrıcalık yapar ve buradan sağ bir şekilde çıkmanı sağlarım."

HERKESİN EFENDİSİWhere stories live. Discover now