4.ÖLÜME ATFEDİLEN YEMİN

23.5K 1.1K 285
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum efendiler. Şimdiden keyifli okumalar.

 Şimdiden keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


ÖLÜME ATFEDİLEN YEMİN

Ruh koparılıp alınırken bedeninden bir çığlık peydâh olur yaşamın ıssız karanlığında. O çığlık giderek büyüdüğündeyse gelecek diz çöker geçmişin önünde. Geçmiş idam ederken geleceği kan saçılır umutların saf benliğine ve benlik yok olur kanın kızıllığının içerisinde.

Geçmişte aldığımız yaralar geleceğimizin korkularını oluşturur, bu korkular kendine duyulan güvenin üzerine bir enkaz gibi çökerdi.

Şu an içinde bulunduğum durum tam olarak bunun özetiydi.

Pars Alaz kimdi?

Bu ismi daha önce hiç duymamıştım. Eskodiya büyük bir şehirdi ama yinede bu şehirde bu kadar adam toplayıp bana saldırmaya cesaret eden biri olsaydı  daha önce ismini duymuş olmalıydım.

Peki bomba gibi şehrin ortasına düşen bu adam kimdi?

Bunca soruya rağmen Pars Alaz'ın kim olduğunu öğrenmek çok da zor olmasa gerekti. Bana yapılan saldırılar açık bir mesajdı ve eğer gizlenmek isteseydi beni yakalamak için alelade adamlar değil de ağzı sıkı sağlam adamlar gönderirdi.

Her şeyden önce ilk olarak önümde duran problemle ilgilenmeliydim. Bakışlarım bana gözleriyle yalvaran çocuğa kaydığında korkudan altına edecekmiş gibi duruyordu.

"Serbestsin, gidebilirsin," dediğimde gözleri bir anda aydınlandı. Ne yapacağını kestiremiyor gibi etrafına bakındı. Sonunda cesaret edip ayaklandığında bakışları bana kaydı.

"Teşekkür ederim," dedi ağlamaklı bir ses tonuyla.

Hiçbir şey söylemedim. Sadece kafamı olumlu anlamda sallamakla yetindim. Bu işlerde yeni olduğu yüzünden bile okunuyordu. Saf bir çocuktu ve bu işte kalmaya devam ederse sonunda kesinlikle ölürdü.

Çocuk hızlı adımlarla çıkışa yöneldiğinde kapıdan çıkıp gözden kayboldu.

"Peşine bir adam takın ve nereye gittiğini kontrol edin. Pek akıllı bir şeye benzemiyor, bu yüzden de bize yarar sağlayacak bir şeyler bulabiliriz," dediğimde Aslan başını olumlu anlamda sallayıp yanındaki adamlardan birine çocuğun arkasından gitmesi için bir hareket yaptı.

Adam başıyla onayladığında depoda ben, Aslan ve karşımda dik durmaya çalışan cüsseli kalmıştık.

"Artık yalnızsın," dedim kalem eteğimi biraz yukarı sıyırırken. Adamın gözleri bacağıma kaydığında gözbebeklerinin irileştiğini görebiliyordum. Bacağıma sabitlediğimin kılıfın içinden bıçağımı alıp bacağımı yere indirdim.

Manzara sevdiği her halinden belli oluyordu ve ona daha iyi bir manzara gösterebilirdim. Bıçağı elimde ustaca çevirip avucuma sabitledim ve ucunu dar kalem eteğimin kenarına dayadım. Gözleri her hareketimi kaçırmadan izliyordu.

HERKESİN EFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin