25. BURUK BİR VEDA

4.3K 275 191
                                    

Selam Efendilerim, nasılsınız ne yapıyorsunuz? Beni soracak olursanız pilim bitmiş bir şekilde oturuyorum. Çalışmaya başladım ve gerçekten yorucu bir iş. Bu yüzden bir süre bölümler düzensiz şekilde gelecek ama merak etmeyin fazla ara vermeyi düşünmüyorum. Bölüm hazır olur olmaz atacağım.

Sizden tek isteğim bol bol oy ve yorum yaparak pilimi tekrar doldurmanız. Satır arası yorumlarda görüşelim.

Oylar verildiyse keyifli okumalar.🖤

İlk kısmı yazarken dinlediğim şarkı; Cahit Mürtezaoğlu - Bir Beyaz Orkide

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İlk kısmı yazarken dinlediğim şarkı; Cahit Mürtezaoğlu - Bir Beyaz Orkide

BURUK BİR VEDA

"Böyle olsun istememiştim," dedi boğuk bir ses tonuyla.

Cümlenin altında yatan pişmanlığı hissetmemem mümkün değildi. Pişmandı ama bu pişmanlık ne içindi? Bana ihanet ettiği için mi yoksa şu an yapacağı şey için mi?

İhanet karşı tarafa değil de kendinize yaptığınız en büyük acımasızlıktır aslında. Çünkü ihanet size duyulan güvenin yerle bir ederdi. Aslan en büyük acımasızlığı kendine yapmıştı. Çünkü ona duyduğuma bütün güveni kendi elleriyle yerle bir etmişti. Halbuki bu güveni kazanmak için yıllarca uğraşması gerekmişti ama yıkılması için sadece küçük bir şüphe tohumu yetmişti.

Peki neden bana ihanet etmeyi seçmişti? Güvenimi kazanmak için bu kadar çabaladıktan sonra neden?

Beynimin içinde çok fazla soru dolaşıyordu ama o soruların yanıtını gerçekten merak edip etmediğimi bilmiyordum. Çünkü ağzından çıkacak kelimelerin hiçbiri onu haklı çıkarmayacaktı.

"Neden?" diye fısıldadım.

Düşmemesi için bedenine siper ettiğim bedenim ağırlığı altında biraz daha ezildi.

"Üzgünüm."

Hiçbir şeyi telafi edemeyecek o kelime dudaklarından döküldüğünde elleriyle omuzlarımı sıkıca kavradı. Sanki o ölümün uçurumundaydı ve bende onu tutunabileceği tek dalıydım. Bu çok saçmaydı. Bir insan ihanet ettiği kişinin kollarına kendini bu şekilde bırakmamalıydı.

Hem onu ilk defa böyle görüyordum. Her zaman yanımda dimdik, her şeye hazırlıklı şekilde duran Aslan şimdi kollarımın arasında tüm ağırlığını bana bırakıyordu. Bedenime baskı yapan ağırlığını daha da fazla taşıyacak gücü kendimde bulamadığımda ikimizde yavaşça yere çökmüştük.

"Bunu sana kim yaptı?" diye sorduğumda koyu kahverengi gözleri gözlerimle buluştu.

"Üzgünüm," diye fısıldadı tekrardan.

Bu benim sorumun cevabı değildi. Aslında bu soruyu sormam bile aptalcaydı. Sonuçta o bana ihanet etmişti ve bu şehirde ihanetin bedeli ölümdü. Bunu içten içe biliyordum ama bilmek kabullenmeyi kolaylaştırmıyordu. Hem o ölecekse bile bu benim elimle olmalıydı. Sonuçta ihaneti en çok benim canımı yakmıştı.

HERKESİN EFENDİSİWhere stories live. Discover now