43. SENİ HATIRLIYORUM

1.7K 122 81
                                    

SENİ HATIRLIYORUM

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

SENİ HATIRLIYORUM


"Sen..." Kelimeler zihnimden akıp dilimin ucuna geliyor ama o kelimeler bir türlü dudaklarımdan dökülmüyordu. "Sen..."

Pars'ın kaşları havalandı. Şu an o da en az benim kadar ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor gibiydi. Kendimi toparlamak adına gözlerimi sıkı sıkıya kapayıp parmaklarımı şakaklarıma bastırdım ve kendime gelmeye çalıştım ama sanki kabusla gerçeklik birbirine karışmıştı ve ben tam olarak neyin doğru neyin yanlış olduğunu kavrayamıyordum.

"Hera." Sıcak eli omuzuma değince istemsizce irkildim. Sesinde ve dokunuşunda bir şeyler garip geliyordu ama tam anlamlandıramıyordum. "İyi misin?"

İyi miydim? Tam olarak az önce beni bu kadar etkileyen şey neydi? Zihnim biraz daha yoklayıp kabusun parçalarına ulaşmaya çalıştım. Zihnimde canlanan tek şey büyük bir karanlık ve karanlığın içinde parlayan bir çift mavi göz.

Ellerimi şakaklarımdan çektim ve gözlerimi ağır ağır araladım. Karşımda göreceğim manzaraya kendimi hazırlamaya çalıştım ama buna nasıl hazırlanacağımı bilmiyordum. Gözlerimi araladım ve aynı mavi gözler bana bakıyordu.

"Seni," dedim sertçe yutkunup kelimeleri toparlamaya çalışırken. "Seni hatırlıyorum."

Pars'ın mavi gözleri hafifçe kısıldı ve anlam veremeyen gözlerle bana bakmaya devam etti. Gözlerinden bir şey okumam mümkün değilken yüzünde de herhangi bir ifadeyi yakalamıyordum. Yoksa yanılmış mıydı? Karşımdaki o değil miydi? Bu sadece benim zihnimin oyunu muydu?

"İyi olduğuna emin misin?" diye sorduğunda sesindeki bir şey istemsizce kendimi kötü hissetmemi sağlamıştı. Neyden söz ettiğimi anlamıyor gibiydi ya da anlıyor ama anlamıyormuş gibi davranıyordu. Peki neden böyle yapıyordu? Eğer o tahmin ettiğim kişiyse neden bunu benden gizleme gereği duyuyordu. Belki de ben sadece kuruntu yapıyordum. Belki de gerçekten hiçbir bağlantıları yoktu. Belki de sadece bir benzerlik ama içimden bir ses daha fazlası olduğunu söylüyordu.

"Acaba," dedim sertçe yutkunup boğazıma takılan yumruyu yutkunmaya çalışırken. "Çocukluğumuzda birbirimizi tanıyor olabilir miyiz?"

Dikkatli bir şekilde Pars'ın yüzünde herhangi bir mimik, herhangi bir ipucu aradım ama herhangi bir şey yoktu. İfadesi her zamanki gibi sakin ve kıpırtısızdı.

"Sanmıyorum," dedi düz bir ses tonuyla. "Neden?"

Ya gerçekten herhangi bir şeyden haberi yoktu yada gerçekten iyi bir oyuncuydu. Durum ne olursa olsun içimdeki filizlenen kuşkuyu yok saymayacağım kadar büyüktü.

HERKESİN EFENDİSİWhere stories live. Discover now