(+18) Mafya patronu olan Hera Ateş bütün şehri avucunun içinde tutuğunu düşünüyordu ama bir gün şehre yeni gelen bir adamla bütün hükmü son bulmak üzereydi.
Tırnaklarıyla kazarak çıktığı koltuğundan indirilmek üzereyken ona neden efendi denildiği öğ...
Selam efendilerim, nasılsınız ve neler yapıyorsunuz?
Normalde bu bölüm size daha erken gelecekti ama anlamadığım bir sebepten ötürü yayınladığım bölüm sizde gözükmüyordu. Ne olduysa uygulamayı güncelledikten sonra oldu.
Bir sürü araştırma ve denemenin sonunda eğer bunu okuyorsanız başarmışım demektir.
Bu kadar çabayı karşılıksız bırakmayıp bol bol yorum ve oy vermenizi istiyorum.
Öpüldünüz.🖤
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
BEKLENMEYEN TEKLİF
Pars'ın bana sorduğu soru beni eğlendiriyordu. Onu kıskandığımı düşünmesi tamamen bir istekten ibaretti. Çünkü o onu kıskanmamı istiyordu veya bunu arzu ediyordu ama onu kıskanmam için herhangi bir sebebim yoktu. Çünkü onun gözlerine baktığımda kendi yansımamı görüyordum bu da ne olursa olsun hiçbir kadının benim rakibim olamayacağını düşündürtüyordu. Bunun sebebi Pars'a güveniyor olmam değildi bunun sebebi kendime güveniyor olmamdı.
Kendimi beğenmiş gibi gözükebilirdim ama bu şehirde benim konumuma gelebilen pek kadın yoktu. Zaten hiçbir kadın böyle bir konumda olmayı kendisi seçmezdi. Bana da seçim şansı sunulmamıştı. Bunun için alınmış, bunun için yetiştirilmiş ve bununla birlikte ölecektim. Bu övülecek ya da saygı duyulacak bir şey değildi. Çünkü bir kadın olarak bu kadar yükselmek demek çok fazla şey feda etmek demekti. Tıpkı yükselmek isteyen her kadınlar gibi ben de çok fazla şey feda etmek zorunda kalmıştım. İlk olarak bedenimi; bedenimi bir süre sonra artık bana ait olmaktan çıkmıştı. Çünkü o işim için bir araç haline gelmişti.
Bir kadının bedeni o kadının en güçlü silahı olarak görülürdü ve onu kullanmayı bildiği sürece her şeyin üstesinden geleceği varsayılırdı. Bu bir aptalca bir yargıydı ama Deha Sancak bu yargıya sıkı sıkıya tutunan bir adamdı. Bu yüzde de bana ilk öğrettiği şey de bedenimi kullanmaktı. Öyle de yaptım. Bedenimi kullandım.
Sayısız erkeğin dokunduğu bu beden kendimi diğer kadınlardan daha aşağı görmem içine bir sebepti. Çünkü bedenimi kullanmam gereken her işin sonunda bedenimle birlikte ruhumun da yavaş yavaş kirlendiği hissine göz yummaya çalışsam da bu gerçeği değiştirmiyordu. Bir süre sonra bedenimle yaptığım her eylem bana zevk vermek yerine sadece iş için yaptığım bir eylem haline gelmişti. Bu yüzden de uzun bir süre önce zevk almayı bırakmıştım ama her şey karşıma çıkan bu adamla değişmişti.
Bana dokunduklarında her zaman daha fazla kirlendiğini hissettiğim bedenime karşı o kadar nazikti ki bu beni alt üst etmişti. Yıllar sonra ilk defa bir adamın dokunuşundan zevk aldığımı hissetmiştim. Bunun nedeni belki de ilk defa bunu bir iş için yapmıyor olmamdı ya da tamamen farklı bir sebep vardı. Sebep ne olursa olsun bana bu duyguları yaşatan ilk adam Parstı. İlkim değildi ama ilklerimi yaşatmıştı.
