42. RUHA DOLANAN BİR ÇİFT MAVİ

1.6K 129 114
                                    

Selam efendilerim!

Nasılsınız? Neler yapıyorsunuz?

Sizi hiç bekletmeden yeni bölümle geldim. Hem de uzun bir bölümle. Bunun şerefine daha fazla yorum ve oy bekliyorum.

HADİ, HADİ O YILDIZLARI VE OYLARINI VERİN BANA BAKİM JJDSLKSJD

Neyse fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bakıyım. Umarım beğenirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar. 

Bölüme başlamadan önce buraya bir kalp bırakır mısınız benim için?

Bölüme başlamadan önce buraya bir kalp bırakır mısınız benim için?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

RUHA DOLANAN BİR ÇİFT MAVİ


İkinci bir şok dalgası salonun içinde yayılırken tepkisini beklediğim tek kişi tam karşımda oturan adamdan başkası değildi.  Korhan'ın bakışları benden Pars'a doğru kaydı. Gözlerinin ardında filizlenen nefreti saklamak için hiçbir çaba sarf etmiyor, üstelik sanki bunu daha da gözükür kılmaya çalışıyordu. Bakışları biraz daha Pars'a baktı ve yüzünde tiksintiyle karışık bir hal aldı.

"İşimiz bittiyse," dedi mermer gibi soğuk bir tonda. "Ben kalkıyorum."

Avukat bittiğine dair bir şey söyler söylemez Korhan hızla oturduğu yerden kalktı ve bakışları kısa süreliğine beni buldu. Bu çok kısa bir bakıştı ve hemen sonra sırtını bize dönerek arka bahçeye giden kapıya doğru yöneldi.

O an içinde bir panik dalgası yayıldı. Onun bu şekilde buradan ayrılmasına izin veremezdim. Her ne kadar gözlerindeki o ifade beni tatmin etmiş olsa da şu an çıkıp giderse ona daha ulaşamazdım. Bu da tamamen planımı suya düşürürdü. Deha Sancak'a ulaşmaması için onu biraz daha oyalamam gerekiyordu ama bunu nasıl yapacağımı tam olarak bilmesem de hızla ayağa kalktım.

Hiç kimseye bakmadan arka bahçeye doğru ilerledim. Korhan hızlı ve uzun adımlarıyla çoktan kaybolmuş olmasına rağmen içimden bir ses onu orada bulacağımı söylüyordu ve tıpkı tahmin ettiğim gibi kapıdan dışarıya çıktığımda Korhan kapının biraz ilerinsin de duruyordu. Üzerinde kalın uzun bir kabanı ve  ayaklarında bağcıkları hafif çözük postaları ile önümde duruyordu.

Dışarı çıktığımı fark etmiş olacak ki omuzunun üzerinden dönerek bana baktı. Gelenin ben olduğumu fark ettiğinde kalın kavisli kaşı hafifçe yukarı doğru havalandı ve dudaklarının arasında duran sigarayı iki parmağı ile kavrayarak dudaklarının arasından uzaklaştırdı. Beni beklemediği her halinden belli olsa da bozuntuya vermeden tekrardan önüne döndü ve tekrar sigarasını dudaklarının arasına sabitledi.

Ağır adımlarla onun yanına doğru ilerledim ve yanına gelince duraksadım. İkimizde Yuva'nın tamamen boş bahçesine bakıyorduk. Bu bahçe küçükken o kadar büyük ve görkemli hissettiriyordu ki bizim için burası bambaşka bir dünya gibiydi ama şimdi baktığımda o kadarda büyük ve görkemli olmadığının farkına varmak birazcık hayal kırıklığına uğramama sebep olmuştu.

HERKESİN EFENDİSİWhere stories live. Discover now