36. TANRILARIN KISKANDIĞI GÜZELLİK

3.8K 219 119
                                    

Selam nasılsınız efendilerim, ne yapıyorsun, hayat nasıl gidiyor?

Bölüm biraz geçikti ama sonunda uzun bir bölümle karşınızdayım. Yazarken zorlandığım bir bölüm olmasına rağmen çok içime sinen bir bölüm oldu. Umarım sizde beğenirsiniz.

(Yorumlar hâlâ biraz düşük, lüften elinizden geldiğince yorum yapar mısınız?)

Seviliyorsunuz. Öpüldünüz.

Oy ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar.

TANRILARI KISKANDIRAN GÜZELLİK

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

TANRILARI KISKANDIRAN GÜZELLİK

Cennetten bir ses yükseliyor; bir melek Tanrı'ya haykırıyor. Meleğin dudaklarından bir beddua dökülüyor. Adı aşk.

Aşk, bir meleğin en içten haykırışı.

Aşk, Tanrı'ya meydan okuyan bir meleğin tutmuş bedduası.

Aşk, bir ressamın en anlaşılmaz portresi.

Pars'ın dolgun dudaklarından dökülen soruyla birlikte her zaman yüzüme tam oturan masken bir anlığına kaymış ve şaşkınlığımı gizlemeye çalışmama rağmen her şeyi yüzümden kitap gibi okunmasına sebep olmuştu. Bu sıkı sıkıya tutunduğum maskemin Pars'ın karşısında ilk düşüşü değildi ve bu adamı tanıdığım kadarıyla da son olmayacaktı. Çünkü her fırsatta beni bir şekilde şaşırtmayı başarıyordu.

Ondan böyle bir soru beklemiyordum. Çünkü tanıştığımız andan beri ne yaparsa yapsın benden hiç karşılık beklemeden yapıyordu. Şu an da benden bir karşılık beklemesi beni şaşırtsa da bunun normal olduğunu biliyordum.

Yeşillerim Pars'ın mavilerinde dolaştı. Mavilerine bulaşan arzuyu iliklerime kadar hissediyordum ve aynı arzuyu benim gözlerimden okuduğunun farındaydım.

Biz iki günahkâr ruhtuk. Birçok günah işlemiş, birçok kez cehennemin dibine batmıştık ama hiçbir günah onun tenime dokunduğuna hissettiğim zevk kadar karşı konulamaz değildi. Şu an düşünebildiğim tek şey tutkuydu. Bu yüzden daha fazla düşünmeye gerek duymadım.

"Pars Alaz," dedim dişlerimin arasından. İsmi dudaklarımdan bir inleme gibi dökülüyordu.

"Sevişmek istediğimde seninle sevişeceğim."

Tıpkı onun gibi cümlemi bitirir bitirmez dolgun dudaklarının üzerine küçük bir buse kondurdum.

"Sevmek istediğimde seni seveceğim."

Tekrardan dudaklarının üzerine bir öpücük daha bıraktım. "Ve ölmek istediğimde senin için öleceğim." Tekrardan dudaklarında yaklaştığımda bu sefer dudaklarını öpmek yerine duraksadım. Bakışları kısa bir süreliğine dudaklarıma inip tekrardan gözlerime tırmandı.

"Bunların hepsini yapacağım," dediğimde gözlerindeki tutku daha da harlandı. "Ama sen istediğinde değil." Dudaklarımı sertçe dudaklarına bastırıp tekrardan uzaklaştım. "Ben istediğimde."

HERKESİN EFENDİSİWhere stories live. Discover now