sleeping dogs lie, chapter 2 - 2

850 69 56
                                    

Beklediğimden zor fırsat buldum özür dilerim <3 evde ücretsiz işçi olarak çalıştırılanlar beni anladı

İkizlerin tatlı bir bölümü kısaca bu iyi okumalar <3

*

Sakusa'nın gidişiyle kapı kapandığında Osamu kaşlarını kaldırıp koltuğa ilerledi.

"Tüm bu zaman boyunca 'Omi-kun'du demek, ha?"

"Kes sesini," dedi Atsumu kızararak.

"Çay siparişini falan biliyor," diye iğneledi Osamu, koltuğa yerleşerek. "Söylemem gerek, Tsumu, aklımda oynaşabileceğin takım arkadaşlarından bir liste vardı ve Sakusa-san en altlardaydı."

Atsumu elleriyle yüzünü kapattı. Osamu'ya neler olup bittiğini söylemenin kolay olacağını düşünmüştü, ama bu kadar kolay utanıyorsa beklediğinden daha zor olacaktı. Muhtemelen bugün yaşadığı duygusal kırbaç yüzündendi. Sakusa onu görmeye gelmişti. Sakusa onunla kalmıştı. Sakusa ondan hoşlanıyordu.

"Ve mikroplarla bir alıp veremediği olduğunu biliyorum, bu yüzden sana hemşirelik yapmaya kalmasına şaşırdım," diye devam etti Osamu. "Sanırım etrafta her ne varsa çoktan geçirmişse eğer mantıklı olurdu kalması, ama..."

"Ah," diye ellerine doğru homurdandı Atsumu, onu bölerek. Derin bir nefes alıp ona baktı. "Samu, hasta değilim."

Osamu maskesini sertçe çıkıp bir kupa gibi başının üstünde kaldırdı, gözleri parlıyordu, "Ha! Biliyordum. Buraya geldiğimden beri ikiniz de tuhaf davranıyorsunuz."

"Tebrikler," dedi Atsumu etkilenmemiş bir tonda.

Osamu onu ittiğinde ciyakladı. İkisi de kanepede kıpırdanırken gerilim giderek kayboldu, maske yere süzülerek düştü. Tüm gerilim yok olmadı ama; zor kısım bundan sonra geliyordu.

"O zaman hasta değilsen neler dönüyor?" diye sordu Osamu, Atsumu kendini toparlayamadan. "Beni sabah o kadar çok korkuttun ki Sakusa'yı arayıp uyuşturucu kullanıp kullanmadığını sordum."

Suçluluk, utanç ve öfke, Atsumu'nun bağırsaklarında birbiri ardına yarışırken günün duygusal kırbacı devam ediyordu. "Sen ne yaptın?"

"Sence ne düşünmem gerekiyordu, pislik? Burası bir enkazdı ve sen kendinden geçmiştin, etrafta sarsak sarsak yürüyüp her yerde ağlıyordun." Osamu elini saçlarının arasından geçirdi ve Atsumu'nun gözleri yere düştü, yüzü yanıyordu. "Aslında... bekle, Tsumu..."

"Sana... zarar vermiyor, değil mi?"

Atsumu'nun gözleri genişledi. Önce uyuşturucu, şimdi şiddet mi? Osamu gerçekten en kötüsünü varsayıyordu. "Hayır, aman tanrım. Hayır, vermiyor."

Ama yine, Sakusa bazen ona şiddet uyguluyordu... ama Atsumu'nun istemediği bir şekilde değil. Derin bir nefes alıp ağır bir iç çekti; bu  muhtemelen bunu yarı doğal bir şekilde anlatmak için en iyi fırsat olabilirdi aslında.

"Gerçi... S&M'yi duydun mu hiç?"

"Şarkı gibi mi?"

"Hayır, asıl şey, biliyorsun..." Atsumu yutkundu. Dört ay geçmişti ve hâlâ konuşmaktan utanıyordu. Sakusa bunu nasıl yapıyor anlamıyordu.  "BDSM. Esaret... m-mazoşizm- o tür sapıkça şeyler."

"Mazo..." Osamu konudan uzaklaştı, ve ardından ifadesi fırtınalı bir hal aldı. "Yani canını yakıyor? Eğer o—Tsumu, ben—"

"Samu, canımı yatakta yakıyor çünkü ben ondan bunu istiyorum," diye döküldü Atsumu, sohbetin gittiği yerden hoşlanmıyordu. Bekle, siktir. Fazla paylaşmaya eğilimli olduğunu biliyordu ama bunu demek istememişti. Osamu'nun gözleri genişlerken saç köklerine kadar kızardı. "Bekle, dinle beni. Bu sabah olanla ilgisi var bunun."

Terminal Curiosity | SakuAtsu | +18 ✔çeviriWhere stories live. Discover now