Bölüm 7: Flaş Haber

47 5 3
                                    


Kerim ve Hazar yanımızdan ayrıldıktan sonra Eda ile kalmıştık. Onu bize davet etsem de bu hafta sonunu annesinde geçireceğini söylemiş ve yanımızdan ayrılmıştı. Annesinin evi ters istikamette olduğundan bizi uğraştırmak istememişti. Bende ısrar etmemiştim. Ağrılarım ve yorgunluğum geri gelmişti.

Arabanın anahtarını Karan'a fırlattım ve yolcu koltuğuna yerleştim.

"Bütün gece sizi dinledim. Başım şişti yahu!"

"Halinden hoşnut görünüyordun oysaki. Bir ara dördüncü tatlını söyleyeceksin sandım." Kontaktaki gözlerini bana dikti.

"Sana inanmıyorum. Lokmalarımı mı saydın?"

"Sayılamayacak gibi değildi ki?" omzuma omzuyla hafifçe vurdu. Bu bile canımı yakmıştı.

"Canım acıdı!"

"Kızım dokunmadım bile!"

"Ben senin kızın değilim!" dedim Eda'yı taklit ederek. İkimizde kahkahalara gömüldük ve ağabeyim arabayı çalıştırdı.

**

Süper kahraman figürlü pijamalarımla koltukta, abimin dizinde, yerimi aldım. Çocukluğumuzda en sevdiğimiz şeylerden biri de fantastik-bilim kurgu filmlerini izleyip ardından onları kopyalamaktı.

"Hangisiyle başlıyoruz?"

"Açlık Oyunları?" en sevdiğim serilerden biriydi. Alaycı kuş simgesini bir dönem üzerimden hiç çıkarmıyordum.

"Yani bin birinci kez izliyoruz?"

"Sanki diğerlerini de yüzlerce kez izlemedik?"

"Tabii ki ama Marvel evreni bir başkadır." Kimse inkar edemezdi ama bugün alaycı kuş olmak istiyordum. Belki de sisteme baş kaldırmak...

Abim filmi ayarladıktan sonra mutfaktan atıştırmalıklar getirdi. Yorgun olduğumun farkındaydı ve dizinde rahat etmem için kendi rahatlığından feragat ediyordu. İkinci filmin ortalarında kapanmaya başlayan gözlerime engel olamadım ve uykuya daldım.

**

Sabah erkenden uyandım. Gün daha doğmamıştı bile. Bunu fırsat bildim ve üzerimi değiştirip hazırlandım. Sitenin bahçesinde ufak bir yürüyüşün ardından gün doğumunu ve gökteki şahane renk değişimini izledim.

Eve gelip kısa bir duş aldım ve güzel bir kahvaltı hazırladım. Abim beni yatağıma taşımış ve ardından koltuğa kıvrılmıştı. Onu sarsarak kaldırdım.

"İnsan ol biraz. Ben seni dün akşam uyandırdım mı?" gözlerimi pörtleterek ona baktım.

"İnsan mı? İnsanlıkla hiç işim olmaz. Hemen kalkıyor musun yoksa sarsmaya devam mı edeyim?" gözleri hala kapalıydı. Tam sarsacaktım ki kolumu yakaladı.

"İyi be tamam kalkıyorum. Daha karga bokunu yememiş sen hemen dikilmişsin."

"Hadi uyuşuk. Erken kalkan erken yol alır. Daha yapacaklarımız var." Onu bıraktım ve masadaki eksikleri kontrol ettim. Hafta sonunu güzel değerlendirmek istiyordum. Bugün abimle biraz gezip İstanbul'un tüm güzelliklerini gözler önüne serecektim. Yarın ise kızlarla buluşmayı planlıyordum ama henüz onların haberi yoktu. Ben çayları doldururken abim de masaya oturdu. Güzel bir kahvaltının ardından ona hazırlanmasını söyledim ve mutfağı toplayıp bende giyinmeye gittim.

İlk hedefim Otağtepe'ye gidip bir boğaz manzarası izlemek ardından da Rumeli Hisarında biraz gezmekti. En son Ortaköy'de kumpir yedikten sonra eve dönmeyi planlıyordum.

Yedi MetreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin