Bölüm 31: Gerçeklere İlk Adım

29 3 0
                                    

Yalanlar insanı çıkmazdan çıkaracak yegane yardımcılardır. Elbette her yalanın kendine ait sorumluluğu da vardır. Bir yalanı getirileri ile beraber söylemeyi göze alırsınız. Birini aldatmak sadece fiziksel olarak değil sözlü de gerçekleşir ve aldatmak her zaman çok tehlikelidir.

Saklanılan gerçekler seni bir noktada yalana mahkum etmiştir. 'İyiyim.' ya da 'Bir şey yok.' demek bile içinde bulunduğun durumdan kurtuluşun olduğu kadar gelecek olandan kaçışın değildir.

Ben kendi içimde tartışırken Karan'ın attığı konuma gelmiştik.

"Oha!" otelin şaşası o kadar fazlaydı ki Eda'nın tepkisi çok normaldi.

THF'nin tuttuğu otelde en iyilerdendi ama bu otel mega iyi falandı.

Resepsiyondan Karan'ı aratıp misafir beklediğine dair bilgi alındıktan sonra bir görevli eşliğinde odaya yönlendirildik. Bu tarz yerlerde bahşiş oldukça önemliydi. Babam bu durumu bize iyice aşılamış, aslında elimizin ne kadar açık olduğunu göstermemizi istemişti ama şuan kafam çok doluydu, bahşişle uğraşamazdım. Karan'ın bu işi de hallettiğine emindim.

Odaya geldiğimizde beyefendi kapıda karşılamak yerine yattığı koltukta bizi karşılamak istemişti.

"Sen benimle takıla takıla rahatına düşkün bir adam oldun iyice. Sen de çok değiştin Karan Esen." Sözlerimle geldiğimizi anladığında yerinden doğrulup oturdu.

"Hadi be oradan! Sen kendini toparla başka bir şey istemiyorum." dedi Karan ve Eda hemen söze girdi.

"Değil mi? Bende diyorum. Eski Derin yok diyorum ama dinleyene." Karan'ın kalktığı koltuğa hem kendimi hem de çantamı fırlattım.

"Biz iki sade kahve alırız ağabeyciğim." dedim tonlamamı en uyuz notada tutarak. Amacım bir olmalarından kaçınmaktı.

"Ne sadesi ya? Ben şekerli seviyorum."

"Şekerli içe içe, şeker gibi oldun zaten. Turnuvada hamlamayasın." yanıma çöküp hafif çıkmış göbeğini tuttu.

"Öyle mi diyorsun ya?"

"Öyle, öyle..."

"E iyi madem. Sade olsun."

Karan konuşmamıza göz devirdikten sonra sabit hattı çevirdi ve üç tane kahve siparişi verdi.

Karşımızdaki tekli koltuğa yerleşirken odayı inceleme fırsatı buldum.

İki bölümden oluşuyordu ve arka taraf yatak odasıydı. Burası da oturma odası gibi dizayn edilmişti ve karşımızdaki camekandan Bolu gözlenebiliyordu. Otelin terasına göre daha alçak olsa da manzara fena sayılmazdı.

"Dün hiç konuşamadık maç ne oldu? Aldınız mı?" Karan'ın geldiği gibi sorguya çekmesi normal olaylardan bahsedemememize neden olmuştu ama o da haklıydı. Apar topar çağırmıştım.

"Almak ne kelime? Ağlattık desek daha iyi olur."

"Helal kız!" dedi Karan ve eline vurması için Eda'ya elini uzattı.

"Sen işlerini nasıl ayarladın? Babam bir şey sormadı mı?" Karan başını iki yana sallayınca bir derece rahatladım.

"Burada bir anlaşmalımız var. Onu yoklamaya geldiğimi söyledim. Yüksek seviyedeki insanlar iş ilişkilerini iyi tutmayı severler." Her ne kadar sektöre girmesem de evde bir zamanlar konuşulan tek konu iş olduğu için mecbur kalıp dinliyordum.

Yedi MetreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin