Bölüm 44: Hamit Esen'in Herkesten Sakladığı Kızı

9 2 0
                                    

Siyahlar içindeki adamı ardımda bırakarak buraya gelmem fazlasıyla zor olmuştu. Ona ulaşabileceğim tek şansımı kaybetmiş olmak fazlasıyla ağır gelmişti fakat elimde ona ait görsel varken ve canlı olarak onu görmüşken işimin daha kolay olacağının bilincindeydim. Telefonumda Tuna'nın anlık konumunu takibe devam ettiğimde artık evimden fazlasıyla uzakta olduğunu görebiliyordum. Saatin fazlasıyla geç oluşu onu harekete geçirmiş ve eve gelmeyeceğimi düşündürmüş olmalıydı. Konumun silinmesine yaklaşık 4 saat kalmışken elimi çabuk tutmam gerektiğinin farkındaydım.

Şirkete girmeye çalışacaktım fakat ön kapıda olayın çoktan haberini almış olan muhabirleri görmem beni durdurmaya yetti. Hızla telefonumu çıkarıp Karan'a bilgi verdiğimde bana otoparkı kullanmamı söyledi. Arabamı oraya yönlendirdiğimde muhabirlerin bakışları kimin girip çıktığına yönelse de tanıyamadıkları belliydi.

Otoparktaki girişi kullandığım sırada asansör açıldı ve beni karşılayan Karan görüş alanıma girdi.

"Hangi banka hesabı?" Bu sorunun cevabını bilmeyi çok isterdim fakat tek yaptığım Melisa'nın beni yönetmesine izin vermek olmuştu.

"Çalıştığımız ve kullandığımız en büyük banka hesabı." Bankanın sistem güvenliğini de biz sağlıyor ve bunun güvencesiyle paranın büyük miktarını da burada bulunduruyorduk. Sözlerinden sonra kafamı duvarlara vurma isteği duyuyor olsam da kendimi sakinleştirmeliydim.

Melisa ile bu hesaba sızabilmemizin iki açıklaması vardı: İlki çalışanlarımızın yeterince hazırlıklı olmaması, ikincisi ise bizim onlardan daha yetenekli oluşumuz. Bu durumu düzeltebilecek tek kişinin ben olduğumun farkındaydım çünkü Melisa'nın bu aktarımı ne üzerinden nereye aktardığını gayet iyi biliyordum.

Karan içinde bulunduğum durumu fark etmiş olmalı, sorusunu bana yöneltti.

"Derin, bu konu hakkında bir şey biliyor olabilir misin?" Kısık bakışlarını tepkilerimde gezdirirken cevabı benden önce yüzümün alacağı şeklin vermesi ile almayı hedefliyor gibiydi. İfadesizliğimi korudum.

"Melisa." Karan bakışlarını anında yukarı kaldırıp sabır dilendi.

"Seni onun yanına götürdüğüm anda peşine düşeceğini zaten biliyordum." Melisa'nın sözleri aklıma geldiğinde bu durumun bir noktasında ben de olsam asıl sebebinin Karan olduğunun farkındaydım.

"Suçu bana atmaya hiç çalışma Karan. O kızla nasıl bir ilişkin vardı da evleneceğini duyduğu ilk anda babama saldırdı? Ayrıca bunun babam zoruyla olduğunu nasıl bilebilir?" Karan'ın ifadesi pişmanlıkla sarsılırken bana döndü.

"Aramızda hiçbir şey yoktu. En azından onun sandığı gibi."

"Bu da ne demek?" Ağabeyim gözlerini kaçırdığında onunla bir ilişkisi olduğunu anlamıştım. Bu kendi için bir anlam ifade etmiyor olsa da Melisa'ya, Karan Esen'le olmak fazlasıyla farklı düşündürtmüş olmalıydı.

"Sana inanamıyorum Karan!" Gözlerini kaçıramadığı noktaya kadar çevirdi ve ardından bana döndü.

"Ben ne kadar itiraz etsem de ona karşı duygularım olduğunu düşünüyordu. Evliliğimin de babam yüzünden olduğunu..." Bu defa ben sabır dilendiğimde "Bu biraz doğru." dedim. Babamın zoruyla gerçekleşiyor olsa da yaptığı doğru şeylerden biri Karan ve Serra'yı bir araya getirmek olabilirdi.

"İstediğini düşünebilir, ben Serra'yı seviyorum ve evleneceğim tek insan o." Bu sırada asansörün açılan kapılarıyla kata geldiğimizde karşımızda kalan Serra, Karan'ın son sözlerini duymuştu ve yüzünü ele geçiren mutluluk Karan'ın yaptığı ilk aşk itirafını kanıtlıyordu.

Yedi MetreWhere stories live. Discover now