10. BÖLÜM: BALIK ÇORBASI ve ÇİLEKLİ SOS

10K 570 51
                                    

Gerici. Bugünü anlatabilecek tek kelimeydi.

"Tuzu uzatır mısın?" Barbaros eli ile  hemen önümdeki tuzu işaret edince bıçağımı bırakıp tuzu ona uzattım.

"Seni buralara getiren ne?" annemin mesafeli sesi beni biraz sakinleştirmişti. Eskisi gibi anlaşabilmeleri durumunda ortamı bozan kişi ben olacaktım. Fakat annemin duruşı netti.

"Kiraz izin almış ve buraya gelmiş. Hem onu hem seni görmek istedim." Barbaros her zaman kullandığı tatlı dilini konuştururken yaptığımız levrekten çatallar alıyordu.

Rüzgar ise hemen yanımdaki sandalyede rahatsız bir şekilde tabağı ile oynuyordu. Dışarıdan bakan birisi üçümüzün resmini çekse uzun bir süre manşetlerden inmez gibiydik. Rakip iki dükkanın üç çalışanı başka bir şehirde aynı masada... Dramatiktikti.

"Balığın sosu eksik bu arada." Barbaros annem onun söylediklerine sadece göz devirince tekrar konuşmak zorunda hissetmiş olmalıydı.

"Yeme o halde." Rüzgar ilk kez ağzını açarken farkında olmadan benim daha da gerilmeme sebep olmuştu.

"Kiraz'ın yaptığı her şeyi yerim." dedi gülümsemeye devam ederken. Bir yandan da bize hediye olarak getirdiği şaraptan yudumlar alıyordu.

"Sen neden buradasın?" dedi Barbaros merakla başını Rüzgar'a sallarken. Rüzgar aramızda geçenleri anlatmak istemediği için gergince bana baktı. Fakat bu kararı tamamen ona bıraktığım için gözlerimi tırtıkladığım balığıma çevirdim.

"Ben davet ettim." annem sakince konuşunca inanılmaz derecede şaşırsam da belli etmemek için aynı şekilde durmaya devam ettim.

"Tanıştığınızı bilmiyordum." Barbaros gittikçe azalan sesi ile konuştu.

"Bir yıl sonra ilk defa konuşuyoruz. Benim daha doğrusu bizim hakkımızda ne biliyorsun ki?" annemin sarf ettiği cünleler bu sefer başımı kaldırıp ona bakmama sebep olmuştu. Barbaros'a karşı olan tavrının sertleşeceğini tahmin ediyordum. Ama bu kadarını bende tahmin etmiyordum.

"Ben..." Barbaros hiçbir şey söyleyemeyerek içkisinden iki büyük yudum aldı. "Üzgünüm. Sadece Kiraz'ın beni görmek istemeyeceğini düşündüm." Rüzgar'ın muhtemelen bunları duymasını istemeyeceği içinde göz ucuyka ona bakmıştı. Rüzgar ise kafası karışmış bir halde gözlerini üçümüzün arasınsa gezdiriyordu. Ne olduğunu deli gibi merak ediyordu. Ve er ya da geç Barbaros ile olan eski ilişkimi muhtemelen benden öğrencekti.

"Her neyse. Kalacak yerin var mı?" annem tavrından hiçbir şey kaybetmeyerek konuştu. Bir yandan da boşalan tabakları üst üste diziyordu.

"Günübirlik gelmeyi düşünmüştüm. Ancak Kiraz ile konuşmam gereken şeyler var sanırım. Eğer izin verirseniz burada kalmak çok isterim." anneme karşı takındığı en saygılı tavırdı. Yirmi yıllık samimiyetten eser yoktu. Sanki tanışalı sadece bir kaç gün olmuş gibi davranıyorlardı. Bunun beni rahatlattığına mı daha çok gerdiğine mi ise karar veremiyorum.

"Pekala Rüzgar ile oturma odasında kalabilirsiniz o halde." dediğinde ise bu 'ne yapıyorsun?' bakışımı ona göndermeme sebep olmultu. Ama beni umursamadan bozulduğu her halinden belli olan Barbaros'a bakmaya devam etti. Ben ise özür dileyen bakışlar ile Rüzgar'a baktım. Fakat annemin emrivakisi düşündüğümün aksine canını sıkmamış bıyık altından gülmesine sebep olmuştı.

Yemeğim bitince acele ile ayağa kalkıp tabakları mutfağa götürerek masadan adeta kaçtım. Sadece bir dakika sonra Rüzgar'da dibimde bitmişti.

"Kiraz..." dedi ben bulaşıklar ile ilgilenirken. Dinlediğimi belirtir gibi başımı salladım.

Yes CHEFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin