36. BÖLÜM: BURRİTO ve ESPRESSO

4K 402 147
                                    

"Bugün sizlere Meksika pilavı yanında yoğurtlu burrito yaptım. Daha öğle saatlerinde olduğumuz için ve ağır şeyler yememizin ileri saatlerde çalışmamızı zorlaştıracağını düşündüğüm için de yoğurt sosu tahine tercih ettim. Yanında geleneksel bir içecek yerine nane esanslı limonta yaptım. Böylece sıcaklayan havada ferahlamak için zaman bulabilirsiniz." Masadaki herkes bir tabağına bir de bana bakarken ben takıldığım yerlerde bakmak için cebimden çıkardığım kağıdı tekrardan katladım.

"Kaleb için kıymalı, Jasiel ve şef Hansel için peynirli, şef Gorgonzova ve şef Shely için tavuklu, şef Prond ve şef Goyle için ise mantarlı quesadilla hazırladım. Burada olduğum süre zarfı içerisinde en seveceğiniz iç harçların bunlar olacağını anladığını düşünüyorum. Quesadilla tercih etmemin öncelikli sebebi ise ana yemeğinizi yerken bir çıtırlık sağlamak."

Yaptığım uzun açıklamalara karşılık tek kelime etmedikleri için gergince durduğum yerde kıpırdandım. Şefler artık öğle arası yemeklerini sırayla bir yaptırdıkları için neredeyse tüm gece bugün için hazırlanmıştım. Rüzgar uyumadığım bu süre zarfında yatağa girmeyi reddetmiş bana yardımcı olmuştu. Bu sayede kararımı kolayca verebilmiş yemekleri en pratik şekilde yapabilmenin yollarına bakmıştım.

"Bravo." Bay Gorgonzova en sonunda dudağını beğeni ile öne bükerek başını salladı. Diğer şeflerde kendi aralarında tabaklarını göstererek mırıldanmaya başlayınca ne zaman tutmaya başladığımı bilmediğim nefesimi bırakıp kalktığım sandalyeye geri oturdum.

"Güzel şov." Kaleb şeflerin duymaması için kulağıma eğildiğinde dudaklarımdaki küstah gülümsemeye engel olamadım.

"Senden de bekliyorum aynısını. Dün yanan tavukların yüzünden neredeyse hastalanıyordum." Sözlerim, gözlerinin alayla kısılıp başını sallamasına sebep oldu. Aramızda geçen tartışma yüzünden Kaleb ile anlaşamayacağımı zaten biliyordum. Ama son üç haftadır hayatı bana zehir etme noktasına gelmişti.

Tabaklarımı mahvediyor, şeflerin bana kızması için elinden geleni yapıyor, beni ciddi anlamda çileden çıkarıyordu. İlk başlarda ona katlanma sebebim yalnızca Jasiel'di. Şimdilerde buradan gitmemize az kaldığı için sadece sabrediyordum.

Sessiz geçen öğle arasının ardından herkes kendi kirlilerini mutfağa taşıdı. Çalışmak için önlüğümü giymeye gideceğim sırada ise şefler muzip ifadeler ile birbirlerine bakıp gülmeye başlamış, şüpheyle kaşlarımı çatmama sebep olmuşlardı.

"Ne oluyor?" Jasiel lafı ağzımdan alarak biraz heyecanla sordu.

İlk başta tek kelime bile etmediler. Ardından kıkırdayıp sözü bay Gorgonzova'ya bıraktılar.

"Bir aydır oldukça iyi iş çıkardınız. Hepiniz." Gözleri özellikle Kaleb'in üzerinde oyalanmıştı. Sözlerinde ciddi olduğu ise buruk ifadesinden belli oluyordu. Kaleb tartıştığımız o günden sonra bir daha geç gelmemiş ve şaşırtıcı bir şekilde oldukça yol katetmişti. Benim gibi notlar almasa bile bir gördüğünü bir daha unutmadığını fark etmiştim. Gerçekten iyi bir aşçıydı. Eh, burada olduğu düşünülürse aksini iddia etmem aptallık olurdu gerçi. Ama ilk günlerdeki umursamaz tavırları da en başta bende başka bir profil çizmemişti.

"Biz de düşündük ki..." Bay Hansel sessizlik uzayınca konuşmayı devraldı. "Bugünlük size izin verebiliriz."

Kaşlarım şiddetle havalanırken içimin şimdiden rahatladığını hissediyordum.

Yatağım, yastıklarım...

"Gerçekten mi?" Kaleb inanamayarak sorma ihtiyacı hissetti. Onun aksine ben elimdeki önlüğü çoktan katlamaya başlamıştım.

Yes CHEFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin