3: i felt like i lived once

629 56 17
                                    

i felt like i lived once
and it was like a dream for me.
until it became a dream.

Midem bulanıyordu.

Öyle çok bulanıyor, öyle çok acıyordu ki bunu tarif etmenin bir yolu yoktu.

İki elimi de elbisemin kumaşına bastırdım sanki bunu engelleyebilirmişim gibi. Ama gerçek olmadığının farkındaydım. Hiçbir zaman olmazdı. Zihnimin bir oyunuydu. Hissettiğim hüzün bedenimde tomurcuklanıyordu. Ya da ben buna inanmak istiyordum. Bilmiyordum, ben hiçbir şey bilmiyordum. Kafam karışıktı.

Ağlamak istiyorum.

Masanın bir ucunda, Jungkook'un neredeyse kucağında oturuyordu.

Bakma. Bakma. Bakma.

Jennie koltukta yanıma kaydı ve bir elini dizime koydu. "İyi misin?" Başımı omzuna yasladım ve gözlerimi yumdum. Şimdi elini hareket ettiriyor ve beni rahatlatmaya çalışıyordu. "Seni ne kadar sevdiğimden bahsetmiş miydim?"

"Her gece yatağımızda söylüyorsun ya canım."

Kıkırdadım ve yaslandığım omzundan ayrıldım. Bu lanet olasıca yere gelmek hayatımda verdiğim en kötü kararlardan biriydi. Eunwoo'nun doğum günüydü. Başta gelmek istememiştim, zaten işim de vardı ama o iki saat acıtasyon yaptıktan sonra emeğine saygı duyup gelmiştim. Gelmez olaydım.

Telefonumun çalması ile masadan kalktım ve aramayı yanıtladım. "Attığın konuma geldim sayılır. Çık hadi kapıya." Tanrıya şükürler olsun.

Masaya geri döndüğümde Yura gitmişti. Jungkook tek başına oturuyor, odaklanmış bir şekilde telefonuna bakıyordu. Çantamı aldım ve içinden çıkardığım kadife kutuyu Eunwoo'nun önüne bıraktım.

"Bu bir evlenme teklifi mi?"

Onun bağırarak konuşmasıyla masadaki birkaç kişi güldü. Jungkook da başını kaldırmış bize bakıyordu.

"Aynen Eunwoo, ondan."

"Kalkıyor musun?" Lalisa ayağa kalktı ve bir elini koluma koydu.

"Lan sen bu saati istediğimi nereden biliyorsun? Gel kız öpeceğim."

Eunwoo sarılmak için ayağa kalktığında Lalisa önüme geçti ve onu hafifçe itti. "Uzak dur arkadaşımdan pis yalaka."

İkisi arasından ayrılıp masanın öteki ucuna geçtim ve kısaca Jungkook'a baktım. Telefonuna geri dönmüştü. Umarım o telefonu yüzüne düşürür de o tatlı dudaklarını patlatırdı.

"Sohbetinize doyum olmuyor ama arkadaşım kapıda bekliyor. İyi eğlenceler hepinize."

"Enişte mi geldi yoksa?"

Taehyung yanında oturduğu Eunwoo'nun ensesine bir tokat patlattığında kendimi gevşemiş hissettim. Keşke bir tane de benden yeseydi. "Ya sabahtan beridir bir yerinde duramadın amına koyayım. Sal da kız gitsin gideceği yere."

"Tamam ya kötü bir şey söyledim sanki. Yura birazdan sahneye çıkacak, en azından ondan sonra gitseydin Chae."

Yura'yı gitarıyla birlikte şarkı söylerken görmektense şuracıkta ölmeyi tercih ederdim sanırım. Yine de bunu dile getirmedim ve göz ucuyla Jungkook'a baktım. Telefonunu kaldırmıştı. Konuşmayı dinliyordu ancak benden tarafa değil de Eunwoo'ya bakıyordu. Kız arkadaşından bahsedildiği için dikkatini çekmiş olmalıydı.

"Başka zamana artık."

Arkamı dönüp birkaç adım atmıştım ki tüm ışıklar söndü. Yalnızca tek bir ışık, sahnenin tepesindeki ışık yanmaya başladığında küçük dilimi yutmak üzereydim. Tıpkı onu ilk gördüğüm gün olduğu gibiydi. Kahverengi saçları omuzlarından aşağı dalgalanarak iniyordu; kot şort ve bol bir tişört giymiş, beline bir gömlek bağlamıştı. Sanki o günü yeniden yaşatıyordu. Tek fark benim hastane kıyafetleri içerisinde olmayışımdı. Yine o kazanmıştı. Yine Jungkook, ona ışıldayan gözleriyle bakıyordu. Öylece durduğumu ve Jungkook'u izlediğimi fark ettiğimde gidecektim ancak bir şey beni durdurdu. Bakışlarını sahneden ayırmış ve bir şey arar gibi etrafta dolaştırmıştı. Sonra beni buldular. Gözlerindeki ışık çoktan sönmüştü. Kaşlarını çattı ve garip bir ifadeyle bana bakmaya devam etti. Ardından bir eli şakaklarına gitti ve orayı ovuşturdu.

Hatırlamasını isterdim.

Beni bir rüyaya inandırdığını.

Ama o yalnızca unutmayı bilirdi.

Bir elim boynumda asılı duran kolyeye gitti. Onun gözleri de elimi takip etmiş ve bakışları boynuma takılmıştı. Fakat o kadar karanlıktı ki göremezdi. Görse de bir şey değişmezdi.

Belime bir el dolandı.

Yoongi az önce baktığım yere bir bakış attı ve ardından beni, içine hapsolduğum rüyadan çekip çıkardı.

first loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin