16: and if you've bled

469 47 4
                                    

and if you've bled,
i bleed the same.

"Konuşmamız gerek."

O en başından beridir lavaboda onları dinlediğimin farkındaydı ve duymamı, farkına varmamı istemişti. Tıpkı seneler önce yaptığı gibi.

Yura gerçekten tehlikeli bir kadındı.

Belki insanlar için değil ancak benim duygularım için tehlikeliydi.

Limonatamın pipetini dişlerimin arasından kurtarıp arkama yaslandım. Biz kafeden birlikte çıkarken kızların şok olduğunun farkındaydım ancak elimden bir şey gelmiyordu. Onlara anlatacak vaktim yoktu. Jungkook'un çoktan ayrılmış oluşunaysa şükrediyordum. Yeterince soru sorduğu yetmiyormuş gibi bir de bu konuda başının ağrımasını istemiyordum.

"Konuşmamız gerek diyip beni buraya getirdin ama susuyorsun." Kaşları çatıktı fakat sinirli olmaktan çok uzaktı. Daha çok kafası karışmış gibiydi ki onunla empati yapmak benim için güç değildi. İkimiz de oynamamamız gereken bir oyun oynuyorduk ve kulağa gülünç gelse de bu yolda birlikte hareket ediyorduk. Bir noktaya kadar.

"Sadece cümleleri toparlamaya çalışıyorum. Senin de pek yardımcı olduğun söylenemez."

"Ne kadarını hatırlıyor?"

Hırkasının kollarını avuç içlerinde toparladı ve iç çekti. "Emin değilim. İlk buraya geldiğin zaman da bir şeylerden şüphelenmiş ama içine atıyormuş. Bende aptal gibi başka bir sorunu olduğunu düşünmüştüm. Çok sonradan anlattı, bazı geceler gerçeğe yakın rüyalar görüyormuş. Seninle ilgili. Başta küçük şeylerdi. Senin onun tekerlekli sandalyesini ittirmen, hastane bahçesinde önemsiz şeyler konuştuğunuz anlar falan." Anlatmayı kestiğinde alt dudağı titriyordu. Sırf bu yüzden önemsiz şeyler diyişini duymazdan geldim. Şimdilerde benim bir şeylere tutunmamı sağlayan anılar önemsiz değildi. Benim için bir hayat demekti.

Yura'nın Jungkook'a olan sevgisi sağlıklı değildi ancak gerçekti. Onu korumaya çalışıyordu, tıpkı benim gibi. Öyle olmadığı hakkında en ufak bir şüpheye düşecek olsam dünyayı ona dar ederdim. Boğazımda hissettiğim yumrunun geçmesi için limonatamdan büyük bir yudum aldım. "Son zamanlarda onu tetikleyenin ne olduğunu biliyor musun?"

"Hayır ama bir şeylerin doğru gitmediğini bana annesine ait bir kolyeye sahip olup olmadığımı sorduğunda anladım. Bu yaza kadar annesinden bahsetmekten hep kaçınırdı. Kolye sende mi?"

"Evet." Onu benden almasından korktuğum için elim boynuma gitmedi. Şuan yanımda olduğunu bilmesini istemiyordum.

"Bazen kabuslar görüyordu, nefes nefese kalkıyordu yataktan. Küçük bir kızın ablası için ağladığını duyuyor ama engelleyemiyormuş." Belki başka bir zamanda olsak onunla aynı yatakta yatmış olmalarını sorun ederdim. Uzunca bir süre çıkmazdı kafamdan. Fakat şimdi sırası değildi. Elbet bir gün gelirdi.

Bu sefer sesi biraz daha sert çıkarken çenesi de gerildi, benim suçum olduğunu düşünüyordu. "Sen yara izini gösterince bazı şeyler kafasında oturdu."

"Bu konuda beni suçlayamayacağını ikimiz de biliyoruz Yura. Dört sene önce yanıma gelip de onu incitmememi söylediğinde dinledim seni. Ondan uzak durdum ama bir hiç için. Bana onu incitmememi söylerken sen defalarca kez kırdın kalbini! Kırmadın mı?"

"Tamam sinirlisin biliyorum ama sen de en az benim kadar iyi biliyorsun bu ikisi arasındaki farkı. Ben Jungkook'u yıkacak bir şey yapma peşinde değilim senin aksine. Benim ilişki hayatım ise seni hiç mi hiç ilgilendirmez. Sadece ondan uzak dur yeter, gerisi onunla benim aramda."

Masaya bir miktar para bırakıp kalktım. Onunla konuşmamızın hiçbir anlamı yoktu. Kafeden çıkacaktım ki uzun tırnakları bileğime battı ve beni olduğum yerde duraksattı. Ağlamaya başlamıştı. "Nolur yapma bunu. Sen yokken ne kadar acı çektiği hakkında en ufak bir fikrin yok! Sadece annesinin ölümünden dolayı bile bu kadar acı çeken adam onun gözleri önünde öldüğünü hatırlarsa ne hale gelir anlamıyorsun." Bileğimi elinden kurtardım ve diğer elimle ovuşturdum. Kızarmıştı.

Belki canım yanıyordu, acımı paylaşacak bir kimse arıyordum uzunca bir süredir fakat onun da canı çok yandığında yalnızlığım dinecek miydi ki? Bencildim.

------

Umarım bazı şeyler kafanızda netlik kazanmıştır. Sorunuz varsa sormaktan çekinmeyin lütfen. 

first loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin