6: i cheated you with my dreams

550 58 3
                                    

i cheated you with my dreams,
and i dreamed every night to forget.

Adil değil. O söylenen adalet terazisi hiçbir zaman var olmadı. Benim adım Chaeyoung değil. Roseanne seneler önce öldü. Hayat adil değil. Terazi işe yaramaz bir metafor. Benim adım da Chaeyoung değil zaten. Roseanne seneler önce öldü.

Her şey bir rüya.

Ama uyanmak mümkün değil.

Nefes almak için sudan çıktığımda etrafımda kimse kalmamıştı. Panikle arkamı döndüm ve karaya baktım. Lalisa ellerini kaldırmış oraya gelmem için işaret ediyordu. Jennie geri dönmemi söylüyordu. Jisoo suya girmiş, bana doğru kulaç atıyordu.

Yeniden suya girdim ve bir süre daha çıkmadım dışarıya. Başım ağrıyordu zaten. Su iyileştirirdi.

Ayaklarım kumlara değmeyi bırakalı olmuştu, şimdi bir anda bir kramp girseydi bacağıma kimse kurtaramazdı beni. Belki uyanırdım. Belki ben de unuturdum.

Bir süre suyun üzerinde kalıp ciğerlerimi doldurdum ve kızları daha fazla endişelendirmemek için Jisoo'ya doğru kulaç attım. Dalgalar şiddetleniyordu, suda olmaması gerekiyordu. Aptal kız.

"Ya delirdin mi sen Chae! Bu dalgada gidilir mi o kadar derinlere?"

Bir elini sırtıma koydu ve beni peşinden sürükleyerek karaya çıkardı. Sudan çıkarken Jennie çoktan yanıma gelmiş ve bir havluyu bedenime sarmıştı. Lalisa ortalıkta görünmüyordu. Şezlonga oturdum ve titreyen bedenimin dinginleşmesini bekledim. O sırada kızlar bana kızmakla meşguldü.

Bir süre sonra Lalisa elinde karton bardak ve birkaç kişiyle geldi. Benim şezlongta oturduğumu gördüğünde diğerlerini arkasında bıraktı ve koşarak yanıma geldi. "Ağzımda dolu dolu küfürler var ama sonraya saklıyorum dua et. Al iç bunu senin için aldım." Elime tutuşturduğu çaya ısınabilmek için tüm parmaklarımı doladım.

"Hasta olacağım sanırım."

Lisa omzuma vurdu ama sonra kıyamamış olacak ki mayomdan açıkta kalan tene bir öpücük kondurdu.

Jungkook da buradaydı, Taehyung'la birlikte Jisoo'ya takılıyorlardı. Onu görmezden gelmek için elimden geleni yaptım ve bez çantamdan telefonumu çıkarttım. En son konuşmamızın üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. Daha öncesinde tanışmadığımızı söylediğimde üzerine gitmemişti. Gitmesini isterdim. Ama o Jungkook'tu işte.

min yoongi:

Ajanstan haber verdiler.
Seoul'e dönmem gerekiyormuş.

İstemsizce yüzümü buruşturdum ve bedenimi tamamen şezlonga bırakıp uzandım. Diğerleri bir şeyler hakkında hararetli bir şekilde sohbet ediyordu ancak şuan ne konuştukları dikkatimi çekmiyordu.

ben:

ne alaka şimdi
tatil yapmana da mı izin yok
bu nasıl iş
başlarına yıkacağım o ajansı bak görürsün
hem ben sensiz naparım??????
ben de geleyim mi nolur?
nolur.

"Telefonun amına koydun be kızım bu ne hız."

Yugyeom'a omuz silktim ve Yoongi'den bir cevap beklemeye başladım. Mesajlar iki tik olmuştu ancak renklenmemişti. Kesin bilerek bakmıyordu it.

"Yine kim kızdırdı seni?" Lalisa sevgilisi Yugyeom'un kolları arasına girdi ve onu destekledi. Oldukça kötü bir ikili olmuşlardı. "Yoongi Seoul' dönüyormuş, ondan."

"Yoongi kim?"

"Chae'nin piyano hocası." Jennie benim yerime Taehyung'u cevapladığında gergindim. Bu konuda konuşmayı sevmiyordum. Başımı kaldırdığımda Jungkook'la gözgöze geldik. Saçlarını biraz kısaltmıştı, kirli sakalları bugün yerindeydi. Küpesi yoktu ancak boynuna birkaç zincir takmıştı. İçlerinden birinin ucunda benimkine benzer bir gül simgesi vardı.

"Bak buradaki herkesten beklerdim ama senden hiç beklemezdim Chae. Teacher fantezisi ne kızım ya! Lisede kaldı o lisede. Şimdi olsa olsa profesör olur dekan olur ne bileyim olur işte bir şeyler. Biraz vizyon-" Lalisa sevgilisinin kolunu tırnakladı ve adeta ciyakladı.

"Sen çok biliyorsun sanırım fantezi mantezi."

"Yok canım haşa. Ne münasebet."

O ikisi tartışmasına devam ederken üzerimdeki havluyu elime aldım ve hala ıslak olan bacaklarımı kurulamaya başladım. Jennie yanımdaki şezlongta halk plajı sapıkları gibi oturmuş ıslık öttürüyordu. Ona dil çıkartıp arkamı döndüm ve Jisoo'ya baktım bir süre. Belki de yanındaki siyah saçlı çocuğa bakıyordum, kim bilir. Onun da bakışları bana döndüğünde havluyla boynumu kurulayıp üzerime bir elbise geçirdim. Yine boynuma bakıyordu.

Ama ben kolyeyi çıkarmıştım.

first loveWhere stories live. Discover now