77.Bölüm

835 108 10
                                    

"Acıktım!"

Arthdal aç olduğunu tekrarlarken mutfakta dolaşmaya devam ediyordu.

"Seni zorlamıyorum."

Elleri arkasındayken bana bakan Arthdal, ben şikayet edemeden önleyici bir şekilde reddetti.

Onu gören herkes beni zorladığını söyleyebilirdi. Dilimin ucuna gelen kelimeleri yuttum.

"O zaman lütfen sabırla bekleyin. Can sıkıcısınız ve konsantre olamıyorum, bu yüzden lütfen gözümün önünden çekilin!"

"Ben, seni rahatsız mı ediyorum?"

"Sen... lütfen yoldan çekil, hemen şimdi!"

Arthdal ​​şaşkınlıkla bir şeyler mırıldandı ve ben iyi bilenmiş taş bıçağı alırken sessizde ortadan kayboldu.

Ocağın önüne oturarak sessizce yemeğin hazır olmasını bekledi.

"Lütfen, rica ediyorum Leydi Margaret'i gücendirmeyin. Ya bırakırsa?"

Yanında bulunan Ruzef, onu defalarca eleştirdi.

"Leydi Margaret olmadan bu adada hayatta kalamayız."

O  da bir Margaret adananı mı yoksa……

Arthdal ​​kadar sinir bozucu olsa da, tavşanın derisini yüzmek yerine Ruzef'in profiline baktım.

"Ben her şeye kadir değilim, Başpiskopos. Sanırım her şeyi nasıl yapacağımı bildiğim konusunda yanılıyorsunuz……”

"Öyle değil mi ?" Ruzef şaşkın bir yüzle bana baktı ve tekrar sordu. "Her şeyi nasıl yapacağını biliyorsun, değil mi?"

"Bu doğru değil! Yanlış anlıyorsun, bu kadar yanıltıcı bir şey söyleme."

Şu anda tavşanın ve uzun kuyruklu kuşun kanını boşaltmak için karotis arterini kesiyordum.

( ÇN: Kurbanda et şişelerken içi giden ben hayvanın karotisini kesen Margaret)

İki hayvanı hazırlayıp tahta bir direğe bağlayarak baş aşağı astım.

"Bir dakika, önce şunu yapayım, sonra konuşayım."

Ahşap bir direkle kulübeden çıktım,  ve direğin altına akan kan için tahta bir sepet koydum. Zaman zaman kontrol etmek zorundaydım çünkü kan boşaldıktan hemen sonra derisini yüzmem gerekiyordu.

Yorgun bir yüzle omzumu ovuşturarak kulübeye geri girdim.

"Bak, avının derisini yüzmek için çok çalışıyor çünkü onun dışında kimse bunu nasıl yapacağını bilmiyor. Büyük bir sorumluluk duygusu var.”

Ruzef'in sözlerini işiten Arthdal ​​bağdaş kurup oturdu, çenesini  eline yaslayarak bana baktı.

"Pekala, bu doğru. Düşündüğümün aksine çok çalışkan biri gibi görünüyor.”

Arthdal, Ruzef tarafından beyni yıkanmış gibi kabul etti.

Pekâlâ bu bir veya iki kez olan bir şey değildi.

Enoch, Kayden ve Ruzef de başta benden şüphelendiler ve ihtiyatlı davrandılar. Bunun olmasını engelleyemezdim.

“Lütfen ona daha içtenlikle iltifat etmeye çalışın.”

Ruzef bana baktı ve Arthdal'ı azarladı.

Hayır, Başpiskopos, Arthdal'ın iltifatına ihtiyacım yok lütfen yapma...

Beklendiği gibi Ruzef'in sözleri geri tepti.

Bunun nedeni Arthdal'ın ona ve bana dönüşümlü olarak hoşnutsuzluk dolu bir yüzle bakmasıydı.

(ÇEVİRİ)Erkek Adaylarla Uzak Bir Adada Sıkıştım(ÇEVİRİ)Where stories live. Discover now