13. BÖLÜM - TEMAS.

5.2K 571 630
                                    

Keyifli okumalar aşklarım. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. ❤️

💋

Ebru teyzem kollarını göğsünde kavuşturdu, "Bir sorun mu vardı?"

Babam devam etti, "Prenses Serenity ile Kraliçe Fiona, kızlarıma yaptığınız terbiyesizlikten ötürü özür dilemek adına bize misafirliğe geldiler."

Hector bunun bir yalan olduğunun farkındaydı. Bir şey söyleyecekti ki Serenity, eşi Bert'in kolları arasındayken buna izin vermedi. "Haklılar abi," dedi inandırıcı bir tavırla. "Kurcalama. Bunu bir ödeşme niyetine say. Ayrıca emin ol, bizden daha fazla misafirperverlerdi."

Hector sinirli bir soluk verdi, "Pekala..." deyip anneme saygıyla baş selamı verdi. "Hoş geldiniz. Sebastian eşyalarınızı dairelerinize yerleştirir."

"Hoş bulduk canım," dedi annem delici bakışlarıyla. Hector'a adeta gözleriyle nefret kusuyor gibiydi. Neşe, Ebru teyzem ve Chris amcamla sarıldığı sırada annemle bakışlarımız kesişti. Adeta yüzü aydınlanırken, "Kızımm," dedi kollarını açarak.

Sırıttım ve ona doğru koşarak kolları arasına girdim. Anında babamın kollarını da etrafımızda hissettim. "Rose'um," dedi sert sesiyle. "İyi misin?"

"İyiyim babacığım," dedim neşeyle. "Sizi gördüm daha iyi oldum."

"Oyy annesi kurban," diyen annem yüzümün her yerine öpücükler konduruyordu. "Nasıl kıydılar sana?" derken Hector'a ters bir bakış attığını hissettim. Zaten laf sokmasa şaşırırdım. "Nasıl kıydılar da bu güzelliğinle zindanlara attılar seni?"

Nihayet ondan ayrılabildiğimde babam alnıma bir öpücük kondurdu. Neşe bizimkilerle sarılmaya geçerken ben de Ebru teyzem ile Chris amcama sarılmaya gittim. "Rose, sevgili falan yapmadınız değil mi amcacığım?" diye sordu Chris amcam sarılırken.

Ebru teyzem beni sinirle amcamın kollarından aldı, "Hala sevgili diyor! Rahat bırak kızlarımı," deyip saçlarıma bir öpücük kondurdu.

"Hem nasıl sevgili yapayım ki, buradaki tek varlığım farem vik vik," dedim dudak bükerek.

Chris amcam, "Onun cinsiyeti ne?" diye sordu.

Babam bile bunun üzerine, "Oha," diye tepki verince amcam ellerini suçsuzmuş gibi kaldırdı. "Şaka yaptım," dedi gülerek.

"Hazır aile kavuşması da tamamlanmışken," diyen Mızmız Müko, karnını ovuşturuyordu. "Yemek yiyelim artık."

Hepimiz onu onaylarken saraya girmeye başladık. Hector'un omzuna kolunu atmış ilerleyen Ahmet Chralie'ye kaşlarımı çatarak baktım. Konuşmalarına dikkat kesildim.

"Yav sen koskoca Vampir Kral'sın, olmasın mı en fiyakalısından bir köprün yahu?" diyen Ahmet'e gözlerimi devirdim.

Hector ona kafası karışmış bir şekilde baktı, "Neredeki bu köprü?"

"Türkiye'de," dedi Ahmet sırıtarak. "İstanbul'da hatta. Baya ciks bir köprü, bak hatta," deyip telefonundan köprüye ait olduğunu düşündüğüm birkaç resim gösterdi.

"Çok güzelmiş!" dedi Hector hayranlıkla.

"İşte satayım sana. Hem yabancıya gitmemiş olur, hem de diğer Krallar arasında havan olur."

"Ne kadar peki?"

Ahmet, "Çok değil ya... 5 milyon dolar sadece. Sana koymaz," dediğinde gözlerimi yuh dercesine açtım. Hector'a koymayacağı kesindi ama dolar çok kişiye koymuştu.

"Köprüyü çok beğendim. Sebastian ücreti sana kasadan öder," diyen Hector'a da sana her şey müstehak gahpe bakışımdan attım.

Ahmet Charlie gidene kadar Krallığı bile üzerine almasaydı bari.

PABUCUMUN KANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin