28. BÖLÜM - FEDAKAR.

2.7K 398 181
                                    

Selamlar canlarım! Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Hayırlı ramazanlar ve keyifli okumalar. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum.❤️

💋

Ortamdaki sessizlik içimi darlarken derin bir nefes aldım.

"Kararınız nedir?" diye sordu Noah.

Hector heyecanla başını salladı, "Elbette yapacağız."

Yutkundum ve, "Hector," diyerek araya girdim. "Serenity'e olan sevgini anlıyorum. Senin yerinde olsam ben de aynı kararı alırdım fakat Bert öldü. Serenity'nin eşi, aşkı... Öldü. Serenity uyandığında bunu nasıl karşılayacak? Eşinin ölümüyle nasıl yaşayacak?"

O an Hector durdu. Bert'in ölümünü yeni farketmiş gibiydi.

Lucy araya girdi, "Bence biraz düşünelim. Bu süreç zarfında Serenity'nin bedenini muhafaza ederiz. Karar verildiğinde de gereken yapılır. Böyle bir hakkımız var mı Noah?"

Noah gülümsedi, "Tabii ki var. Ben ve ailem her zaman emrinizdeyiz. Kararınızı verdiğinizde," derken duraksadı ve bakışları aramızda dolandı. En son Neşe de durdu. "Neşe hanımefendileri yerimi biliyorlar. Kararınızı o bana iletir. Görüşmek üzere," dedi ve annesinin koluna girerek sarayın bahçesinden uzaklaştılar.

Hector, "Sebastian," diye mırıldandı dalgın bir sesle.

Sebastian ne istediğini anlamış olacak ki hemen diğer çalışanları ve askerleri organize ederek ölü olan Serenity'nin bedenini bir yere taşımaya başladılar.

Lucy ilerledi ve usulca Hector'un koluna girdi. "Odana gidelim ve orada hep beraber güzelce konuşalım. Olur mu Hector?"

Hector, bir zamanlar sevdiği kadına dolu gözlerle baktı ve usulca onu onayladı. Onlar önden, biz arkadan ilerleyerek Kral dairesine geldik.

Neşe, odanın bir köşesine çekilirken Arnoldo yanımda durmuş, elimi tutmuştu. Ona, ne hissettiğini öğrenmeye çalışırcasına baktım. Fikrini merak ediyordum.

Canım kaynanam, "Sakin kafayla düşünmeliyiz. Evet Hector, sen bir abi olarak Serenity'nin yaşamasını istiyor olabilirsin fakat sonrasını da düşünmeliyiz. Kendini Serenity'nin yerine koy, eşin ölse sen yaşamak ister miydin?" diye haklı bir soru sordu.

İçim cız ederken Arnoldo'nun elini daha sıkı kavradım. Şuan, Serenity'nin yerinde olmayı asla istemezdim sanırım. Resmen iki ucu da boklu değnekti.

Ahu söze girdi, "Ayrıca Noah denen adam, cana karşılık can dedi. Bence asıl önemli olan mesele bu."

Haklıydı. Kim Sero için canını verirdi ki?

"Tek istediğim şey onun yaşaması," dedi Hector çaresiz gözlerle. "Ona sarılmak istiyorum. Onu bir daha göremeyecek olmanın düşüncesi bile mahvediyor beni."

Cidden şu adama o kadar üzülüyordum ki... Birkaç ayda iki kardeşini artı yengesini kaybetmişti. Üstüne üstlük aşık olduğu hiçbir kadın da onu sevmemişti.

Vayy yine mi kedo ama artık yetoo.

Neşe bir adım atarak öne çıktı, "Tamam Serenity çok üzülecek falan ama şuan Hector'un yerinde olsam bu umrumda bile olmazdı. Tek istediğim şey kardeşimin yaşaması olurdu." dediğinde ona da hakverdim.

"E orası da öyle tabii," dedim usulca.

Şaşırtıcı bir şekilde Arnoldo konuşmaya dahil oldu, "Bence de Serenity yaşamalı. Böyle bir şans geri tepilemez."

Violet, "Olmadı Prenses Serenity'e yalan söyleriz. Onun yaralandığını, Bert'in öldüğünü söylersek hem Kral Hector'a sinirlenmez, hem de eşinin ölümünü daha kolay kabullenir." dediğinde istemsizce hepimiz onu onayladık.

PABUCUMUN KANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin