21. BÖLÜM - GELEN.

3.4K 459 262
                                    

Selamlar canlarım! Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Ben sadece ve sadece hastayım hsshduejdjef

Keyifli okumalar. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. ❤️

💋

Farem vik vikin ölümünden bir gün geçmişti. Bugün, saraya Lucy'nin geleceğini bilsem de yerimden kımıldayasım bile yoktu. Dün Arnoldo ile vik viki gömdükten sonra odama gelmiş, birbirizime sarılmış öylece sessizliği dinlemiştik.

Olayı duyan Neşe ile Charlie de gelip benim moralimi yükseltmeye çalışsalar da nafileydi. Çok üzülmüştüm ama üzülmekten ziyade karşımızdaki kişinin ne derece bir ruh hastası olduğunun da bilincine varmıştım.

Charles'i öldüren ve dün onlarca insanı katleden kişinin aynı kişi olduğunu düşünüyordum ama elimden bir şey gelmiyordu. Bu saraydaki herkes yalan söylüyordu, hepsinin gizlediği şeyler olduğuna emindim.

O insanlar neden öldürülmüştü? Charles'in ölümünü bile bizden öğrenmişlerdi. Susturulmak için öldürüldüklerinin farkındaydım. Neden susturulmak istendiler? Ne anlatacaklardı ki bize?

Charles'in öldüğünü öğrendiklerinde mutluluktan havaya uçmuşlardı. Kralı sevmediklerini, onun sadist birisi olduklarını zaten bize söylemişlerdi. Başka ne söyleyebilirlerdi ki? Charles'i kötüleyecek olsalar, bu katilin neden umrunda olmalıydı? Ya da katille alakalı başka bir şey söyleyecek olsalar, son zamanlarda hiç zindanla alakalı dikkat çeken bir şey olmamıştı?

Acaba katil, zindanda saklanmış olabilir miydi? Ya da oraya sık sık uğruyor olabilir miydi? Bu yüzden kendini ele vermemek için insanları öldürmesi biraz daha akla mantığa sığıyordu.

Ofladım. Valla yaşlanmıştım bu sarayda. Zaten Vampir Krallığı gün ışığı almadığı için ten rengim de iyice solmuştu.

Tek solan keşke ten rengim olsa. Hayallerim de solalı baya oluyor.🚬🚬

"Kalk artık ya," diyerek yatağımda zıplamaya devam etti Neşe Sandra.

"Keyfim, neşem yok," dedim yorganı kafama kadar çekerek.

"Aaa alınıyorum ama," deyip üstüme atladı ve kafama öpücükler bıraktı. "Ben buradayım ya."

"Öğğğğk," diye bir tepki verdim, yaptığı espriye. "Nesin sen ya şakamatik mi?"

"Yok üşengeç matik," dedi hala üstümde uzanmış yatarken.

"Neşengeç," deyip kıkırdadım.

O sırada odamın kapısının açıldığını duydum. "Beni Neşe ile mi aldatıyorsun?" diye soran Arnoldo'nun sesi kahkaha atmamı sağladı.

Neşe yalandan bir şok olmayla, "Ah basıldık," deyip ellerini yanaklarına bastırdı.

"Omeygat," dedim onun oyununa uyarak. "Arnoldo açıklayabilirim... Sarhoştum, sen sandım."

Neşe üzerimden yanıma doğru attı kendini. Bu sayede Arnoldo'yu görebildim. Yine siyahlara bürünmüş haldeydi.

"İnandım," dedi ciddiyetle ve olduğu yerde durmaya devam etti.

"Gelsene," dedim usulca.

Gülümseyip, "Sana bir sürprizim var," deyince yerimde doğruldum.

"Ne sürprizi?"

"Seni üzgün görmeye dayanamıyorum. Vik vikin ölümü seni kötü etkiledi biliyorum ama," deyip gözünü bir yere odakladı ve bir saniye içerisinde baktığı yerde evcil hayvanların taşındığı bir çanta, içinde de bir kedi belirdi. "Sevgini vereceğin yeni bir dostun sana iyi geleceğini düşündüm."

PABUCUMUN KANIWhere stories live. Discover now