15. BÖLÜM - GERÇEK.

4.1K 560 677
                                    

Selamlar canlarımm! Geçen hafta özel hayatımdan dolayı bölüm yazmaya vakit bulamamıştım, bu hafta da bulamadım aslında ama zor bela bitirdim bu bölümü. Merak edenler olmuş, buradan küçük bir açıklama olsun.

Keyifli okumalar. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. ❤️

💋

Karşımızda bize şaşkınlıkla bakan Violet yutkundu, "Pekala, sakin olun." dedi temkinli bir sesle.

"Olamam!" diye bağırdım. Çenem titredi. Arnoldo arkamdan bir şeyler çeviriyordu ve bu ister istemez zoruma gitmişti.

Bana olan tüm yakın davranışları yalan mıydı yani?

Neşe hissettiklerimi anlamış olacak ki elimi tuttu. Bu bana güç verdi. Başımı dikleştirdim. O an zihnimde Arnoldo'nun sesini duydum. "Sakın yanlış düşüncelere kapılma Rosealine. Her şeyi anlatacağım."

Ben ona herhangi bir cevap vermezken Neşe, "Anlat o zaman," dedi ters bir şekilde.

"Masaya geçelim," dedi Arnoldo sakin bir sesle.

Neşe ile bakıştık. Violet söze girdi, "Bakın, kötü bir durum yok ortada. Sizden sakladığımız şeyler var evet ama kötü bir niyetle saklamadık. Anlatınca anlayacaksınız zaten." dedi inandırıcı bir sesle.

Ne olacaksa olsun modunda ilerledik ve masanın etrafına dizilmiş sandalyelere oturduk. Violet de içeri girmemizle kalktığı sandalyeye geri oturdu.

Arkama yaslandım, "Kendini göster," dedim net bir sesle. Dediğim şeyin muhatabı tabii ki de Arnoldo'ydu.

"Bunu gerçekten istiyor musun?" diye sordu.

"Evet," diyerek kararlı tavrımı sürdürdüm.

"Pekala," dedi. "Senin isteklerin benim için emirdir."

Kalbimin hızlanmasıyla nefesimi tuttum ve beklemeye başladım.

Ansiiii vara vida ansiiii vara vida

Birkaç saniye sonra tam karşımdaki sandalyede süper ultra yakışıklı bir adam oturuyordu. Dudaklarım aralandı, "Tanışıyor muyuz?" diye sordum göz kırparak.

"Tanışıyoruz," dedi tanıdık sesi. "Fazlasıyla yakından."

Bu Arnoldo'ydu. Hoooayyy maşallah!

Beyaz tene, gece siyahı saçlara ve kırmızı gözlere sahipti. Üzerinde saçları gibi siyah bir gömlek ile, yine siyah, kumaş bir pantalon vardı. Oturduğu için fiziğini tam anlamıyla göremesem de fazlasıyla geniş olan omuzları içimi titretmişti.

Vay, vay, vay tosino. Ağzi burni yesino.

Neşe karşımızdaki yakışıklılıktan kendini çabuk koparmış olacak ki, "Anlat artık," dedi sert bir sesle.

Arnoldo rahatça arkasına yaslandı. Gözleri, bir saniye olsun üzerimden ayrılmıyordu. İstemsizce utandım. Allah'ım, ben bu adamla neler neler yaşamıştım ya!

Hemen şuan yer yarılsın acil.

"Kısa kesmeye çalışacağım," dedi tok sesiyle. "Ben ve Violet kardeşiz."

"Ne?" diye bağırdım.

"Yok ebesinin bateristi!" dedi Neşe abartıyla.

Violet devam etti, "Ve anne babamız da, Lucy ile Kral Charles."

Ellerimi başıma yasladım şokla. "Ne?"

"Yok ebesinin..." deyip sustu Neşe. "Buna bir şey bulamadım bile!"

PABUCUMUN KANIWhere stories live. Discover now