27. BÖLÜM - RUH.

2.9K 448 231
                                    

Merhaba aşklarım! Bilen bilir, yaşanan deprem felaketinden ötürü neredeyse hiç aktif değildim fakat bu hafta düzenli bölüm atmaya başlayabildim neyse ki.

Eğer kitapta yaşananları unuttuysanız, son bölümü yeniden okumanızı öneririm çünkü ben bile unutmuştum yazmadan önce jajajawjsjsks

Keyifli okumalar. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorummmm ❤️❤️❤️

💋

"E yok artık," diye mırıldanarak Ahmet'in koluna tutundum. Ancak çoktan mühür gerçekleşmişti.

Emma, Ahmet ile göz göze gelmesiyle birlikte yaşadığı garip duygunun etkisiyle kalakalmıştı. Ne yapacağımı bilmeyerek durdum.

Ahmet kendine gelerek kolundaki elimi itti ve son kez Emma'ya bakıp arkasını döndü ve bahçeyi terketti.

"Az önce ne oldu öyle?" diye şaşkınlıkla soludu Emma. Gülümsedim.

Neşe Türkçe, "Sadece boku yedin," diye mırıldandı.

Doğal olarak Emma anlamayınca ben lafa girdim, "Biz de anlamadık ama sorun değil. Bence tanışmamıza kaldığımız yerden devam edebiliriz."

Ah zavallı Emma. Gide gide dolandırıcıyla mühürlenmişti, yazık!

Salak bu çocuk, varma buna. Akraba olduğumdan yakınen tanıyorum Havva Emma.

"Siz Jern Krallığının Prensesisiniz değil mi?" diye sordu gülümseyerek. "Boris Garcia'nın kızı, Rose Garcia."

"Evet öyle," diyerek uzattığı eli sıktım.

Gülümsedi, "Tanıştığımıza memnun oldum. Belki de babanız ve amcanız sayesinde gizemli cinayetleri açığa kavuşturacağız."

Kaşlarımı çattım, "Anlamadım. Babam ve amcam ne alaka?"

Emma da anlamayarak kaşlarını çattı, "Saraydaki gizemli ölümler için ihbarda bulunan kişiler Boris Garcia ve Chris Dimitrov. Haberiniz yok muydu?"

Babamın şarap çanağına şimdi...

Neşe şokla araya girdi, "Chris Dimitrov mu? Babam olan mı!"

"Yok eben olan," dedim ifadesiz bir sesle.

Hector söze girdi, "Kral Boris, Fiona'nın ölümünü nereden biliyor?"

Ahmet'in gittiği yönü gösterdim. "Yüksek ihtimalle Charlie söyledi." para karşılığında.

Emma, "Sarayda çok kişi var," diyerek lafa girdi. "Hemen sorguya başlayıp olayın taslağını oluştursam iyi olacak. Kral Hector, sizden başlayacağım."

Hector onu onayladı ve bahçedeki herkesle beraber saraya geçtiler. Neşe ile biz sona kaldık. "Girmiyor muyuz?" diye sordu onların arkasından bakarken.

Cıkladım. "Sorgu sırası bize gelene kadar zindana, Darell'in yanına gidelim. Konuşmaya çalışalım. Ben onun Fiona'yı öldürdüğüne inanamıyorum Neşe."

Beni onayladı. "Ben de öyle. Tamam gerçekten çok şüpheli hareketleri var fakat Fiona'nın ölümü öyle çetrefilli ki sanki yapan kişi suçu tamamen Darell'in üstüne itmek istemiş gibi."

"Kesinlikle," dediğimde kol kola girdik ve beraber zindana doğru ilerledik.

Saray birbirine girmiş, peynir ekmek yer gibi insanlar öldürülür, selalar kafada çınlarken en yakın arkadaşımla benim rahatlık seviyesi.

Zindanın kapısında benim askerlerimden Paul ile Vampir Krallığının askerlinden birisi duruyordu. Krallığa güvenmediğim için Paul'u da buraya dikmiştim. Ne olur, ne olmazdı.

PABUCUMUN KANITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang