İnanmam ben aşka

91.6K 2.9K 49
                                    

Alina'nın anlatımından:

Gözlerimi aralayıp etrafta gezdirdim. Gün ışığı tüm odayı aydınlatıyordu. Göz kapaklarımı bir kaç kez kapatıp açtım. Kedim Lucky boynuma sinmiş mırlıyordu. İnsanın kendi odası kadar huzurlu yer yok.
- Alina? Kalk kızım, saat kaç oldu sen halâ uyuyorsun? Hadi kalk ta biraz alışverişe çıkalım. - annemin sesiyle yatağa daha çok sindim
Az önce huzur mu dedim ben? Lafımı geri alıyorum.
- Kime diyorum kızım, kalksana hadi.- dedi annem odama girerek
- Anne yaa, nolur biraz daha uyusam.
- Kalk yavrum. Abinle biraz alışverişe çıkalım, İstanbul'u biraz öğrenelim. Hadi kuzum. - dedi annem
- Of, üzerimi giyip geliyorum. - dedim yataktan kalkarak
Başak Sultan gülerek odadan çıktı. Mazoşist bu kadın yemin ediyorum. Yoksa nasıl gülsün ki sabah sabah. Biz zaten ailecek psikopatız tamam, ama o ayrı. Neyse.
Telefonu elime alıp bildirimlere baktım. Vay Koray beni takip edip, üstüne bir de facebook'tan arkadaşlık yollamış. Ne ara buldun ki beni? Kabul ettim ve telefonu bırakıp banyoya gittim. Rutin işleri halletikten sonra üzerime bir kot bir tişört giydim. Saçlarım zaten dün akşamdan dalgalı kalmıştı, onları biraz şekillendirip aynada baktım kendime. Hazırdım. Telefonumu ve cüzdanımı çantaya atıp alt kata indim. Abim hazırdı ve bizi salondaki koltukta bekliyordu.
- Günaydın Alpişim. - dedim
- Günaydın. - dedi sadece
A-ov. Bir sorun var. Abime Alpişim dedim ve o bana küfür etmemişti. Yanına oturdum ve yüzüne baktım.
- Neyin var? - dedim sessizce
- Bir şeyim olduğunu nereden çıkardın? - dedi
- Ben senin kardeşinim. Üzüldüğün zaman anlıyorum. Neyin var abi?
- Masal'la kavga ettik ve galiba bu ilişkimizin son noktasıydı.
Masal abimin sevgilisiydi ve İzmir'de yaşıyordu. Biz İstanbul'a geldiğimizden beri, yani iki günden beri sadece telefondan kavga ediyorlardı. Aslında hoş kızdı, ama mesafeli ilişki zor olur be.
- Üzülme ya, sen üzülünce ben de üzülüyorum bak. - dedim
- Üzülmemek elde değil ki, sen ona yıllarını harca, o da ilk fırsatta senden vazgeçsin. Ben Masal'a deliler gibi aşıktım Alina. Ve halâ da aşığım. Bu yaptığı hiç adil değil. - dedi bana bakarak
Sonra bana sarılıp kafasını boynuma gömdü. Bende ona sarıldım ve saçlarıyla oynamaya başladım. Abimle böyle anlarımız pek yoktu, ama birimiz üzülse diğeri ona kol kanat gererdi, teselli ederdi, acısını dindirirdi. Şimdi sıra bendeydi, onu güldürmem lazım.
- Yeter ama ya. Sana kız mı yok? Bir hafta sonra okul başlayacak, bulurum ben sana birini. - dedim
- Bulamazsın. Hiç kimseye aşık olamam ki ben. Benim kalbim Masal'da kaldı.
Alpereni kendimden uzaklaştırıp kafasına vurdum.
- Küçük çocuklar gibi zırvalıyorsun abi şu an. Benim aşka inanmadığımı biliyorsun. Sevgi diye bir şey var tamam, ama aşk yok işte.
- Hiç aşık olmadığın için böyle söylüyorsun. Ama sen bi aşık ol.
- Anne? Nerede kaldın? Çabuk yetiş oğlun niyeti bozdu. - diye bağırdım
Annem merdivenleri hızla inerek yanımıza geldi. Ahh, meğer hanım efendi hazırmış.
- Ne oldu kızım, niye bağrıyorsun? - dedi
- Abim niyeti bozmuş anne, beni de bozmaya çalışıyor. - dedim yerimden kalkarak
- Ne?
- Yok bir şey annem, bakma sen buna. Aşık olmaktan korkuyor sadece. - dedi Alperen kalkarak
- Kim? Ben mi? Ben aşka inanmıyorum.
- Aşık olduğun zaman görürüm ben seni.
- Yeter ama Alina. Hadi bin arabaya da gidelim artık. - dedi annem
- Of. Hep Alina suçlu ya. - dedim arabaya yönelerek

Kerem'in anlatımından

Bir saat demişti ve Hakan dört saattir ortalıkta yoktu. Nerede kaldı ki şimdi bu? Hemen gelsin ve Alina hakkında herşeyi öğreneyim. Ahh, halâ aklımdaydı. Bana, benim mekânımda karşı çıkan o uzun boylu, elâ gözlü, uzun esmer saçlı kızı nasıl unutabilirdim ki. Alina'yı o diğer kızın üstünden çektiğimde çiçek kokusu geldi burnuma. Ondan geldiğine emin olmak için boynuna yaklaştım ve kokladım. Bir melek gibi kokuyordu. Sonra yüzünü gördüm. O kadar saf ve temiz. Parmaklarımı o incecik dudaklarda gezdirmek istedim. Bir bakışla büyülemişti beni resmen.
Kapının açılması ile düşüncelerimden ayrıldım. Hakan elinde bir dosyayla dikiliyordu. Ayağa kalkıp elinden dosyayı aldım ve yerime oturdum.
- Hakan bir saatta burada olurum demiştin? - dedim ona bakarak
- Ben bir saat dedim, ama kız çok saklı bir hayat sördürüyor. Zor buldum vallahi. - dedi bana bakarak
- Tamam. Kızın arkasına yakın ve uzak koruma koy. Her an nerede olduğunu bilmek istiyorum. Hatta şu an nerde onu da bilmek istiyorum, çabuk ol.
Hakan odadan hızla çıktı. Arkasından sadece güldüm. Ne kadar iri yarı biri olsa da iyi kalpli ve neşeli biriydi.
Dosyayı açtım ve birinci sayfada Alina'nın fotoğrafını gördüm. Elimi fotoğrafa koyup parmaklarımı yüzünde gezdirdim. Gerçekten çok güzeldi. İkinci sayfaya baktım sonra. İsmi ve İstabulda yaşadığı yer, İzmirden geldiği, okuduğu lise, doğum tarihi. Her şey yazıyordu. Afferin Hakan. Sanki adını duymuş gibi girdi yine odaya koşarak.
- Alina.. yenge.. AVM.. annesiyle.. ve.. abisiyle.. beraber. - dedi soluk soluğa
- Alina yenge mi? - dedim
- Kerem şimdi sen bu kız için bilgi istedin, arkasına koruma koydurdun, bir de kızın resmine dokunuyorsun şu an. - dedi sırıtarak
Elime baktım. Gerçekten fotoğrafı okşuyordum. Hemen elimi çektim ve Hakan'ın gülen yüzüne baktım.
- Gülme. Bir daha da yenge deme kıza. Anladın mı?
- Tabi. - dedi sırıtarak
- Git şimdi arabamı hazırla, üzerimi değişip geliyorum.
Hakan odadan çıktığında çalışma odamda olan dolaptan bir beyaz tişört, mavi kot ve spor ayakkabılarımı çıkarıp giyindim.
Biraz eğlence vaktiydi. Bakalım Alina beni AVM'de görünce ne yapacak?

Baş Belası KüçüğümWhere stories live. Discover now