Bunu yapamam Kerem

65.6K 2.2K 32
                                    


Alina'nın anlatımından:

Ne oluyor? Kerem beni öptü ve şu an halâ öpmekte, ve ben onun öpücüklerine karşılık mı veriyorum? Şu an resmen matematik öğretmenim ile öpüşüyorum. Hayır, hayır, hemen ondan uzaklaşmam gerekiyordu, ama onun bu yumuşacık dudaklarını nasıl bırakıyam? Hadi Alina sen yapabilirsin! Ellerimi kirli sakallı yanaklarına koyup yavaşça suratından uzaklaştım.
- Kerem? - dedim dudaklarımız ayrılınca
- Eğer seni bir daha Koray'la sarmaş dolaş görürsem onu mahvederim Alina. Anladın mı? - dedi sinirle
- Ne dedin sen? - dedim onu itmeye çalışarak
- Koray'a yaklaşma.
- Sana mı soracağım? Sen benim neyimsin ki?
Beni yere indirdi ve arkasını dönerek başka bir kapıya doğru yürümeye başladı.
- Öyle arkanı dönerek benden kurtulacağını mı sanıyorsun? İstediğin zaman beni öpemezsin Kerem. Beni hiç öpemezsin! Ve kiminle sarmaş dolaş olacağıma sen karışamazsın. - dedim ben de arkasından yürümeye başlayarak
Birden durdu ve arkasını döndü:
- Eğer konuşmaya devam edersen yine öperim ve bu sefer öyle çabuk kurtulamazsın. - dedi
Susarak çıkış kapısına doğru yöneldim. Kapıyı açmaya çalıştım, ama açılmadı. Niye açılmıyor şimdi bu kapı? Yine denedim, ama yine olmadı.
- Kilitli kapıyı açmaya çalışıyorsun güzelim. - dedi Kerem arkadan gülerek
- Kapıyı ne ara kilitledin? - dedim ona dönerek
Burun buruna geldiğimizde küfür etmek için dudaklarımı araladım. O ne zaman gelmişti ki arkama?
Ellerini ilk yaptığı gibi başımın iki yanına koydu.
- Böyle yaptım... - dedi
Sağ elini kalçama doğru indirdi ve parmaklarıyla eteğin altındaki tenime dokundu. Dokuşundan ürperdiğimi saklamak için biraz geriye kaçmaya çalıstım, ama kapı bunu önlüyordu.
- Sonra böyle yaptım... - dedi
Sol eliyle de diğer kalçama tutarak beni kaldırdı. Sonra dudaklarını benim dudaklarıma değdirerek konuşmaya devam etti:
- Kapıyı kilitledim ve senin o pamuk şekeri kıvamındaki dudaklarını böyle öptüm. - dedi
Gözlerimi kapatıp Kerem'in beni öpmesine yine izin verdim. Nasıl karşı koyabilirdim ki?

Kerem'in anlatımından:

Alina'nın benim kollarım arasında olması hoşuma gidiyordu. İlk önce öpücüğe karşılık vermedi, ama alt dudağını ısırdığımda ağızımın içine inleyerek karşılık vermeye başladı. Ayaklarını arkadan belime doladı ve ellerini boynuma sıkıca sardı. Allah'ım şu an kollarımda hayallerimde ki kadın var ve ben onu öpüyorum. Artık Koray'ın bana karşı hiç bir şansı kalmadı.
Birden dudağımdaki acıyla Alina'dan ayrıldım. Ne olduğunu anlamadan bir de bacak arama bir tekme yedim. İnleyerek yere çöktüm ve vurulan yerlerimi tutarak karşımdaki sırıtan kıza baktım.
- Sen ne yaptığını sanıyorsun? - dedim dişlerimin arasından
- Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun? Sana beni öpemezsin dedim ve sen beni yine zorla öptün. - dedi
- Çünkü senin de bu öpücüğü istediğini biliyorum Alina. -dedim sırıtarak
- Ne? Kerem bak hiç acımam yine vururum bir yerlerine.
- Niye karşılık verdin o zaman?
Gülerek yerden kalkmaya çalıştım.
- Kalkma. - dedi sesini yükselterek
Kaşlarımı çattım ve yerden yardım alarak yavaşça kalktım.
- Sana kalkma dedim Kerem. - dedi sinirle
- Hep böyle inatçı mısın? - dedim sırıtarak
- Sana ne?
- Sadece sordum güzelim, bu kadar sinirlenmene gerek yok. - dedim yatağıma oturarak
- Güzelim deme bana.
- Niye? Güzel değil misin sen?
- Hayır. Yeni okulumdaki tüm kızlar taş gibi, benimse onların yanında patatesten bir farkım yok. - dedi dudağını bükerek
Bir de kendine benim gözlerimden görsen sen. Diğerlerinden o kadar farklısın ki. Duruşun, bakışın, o gülüşün farklı. Ben bu yüzden seni seviyorum, ama hala bunu sana söylemek için cesaret toplayamadım.
Elimi saçlarımdan geçirerek Alina'ya baktım. Benim yanıma oturmuştu.
- Hiçbir şey demedin. - dedi
- Hı?
- Az önce söylediğim herşey gerçek değil mi? Ben o kızların yanında farksızım. Her sabah erkenden kalkıp bi kaç kiloluk makyaj yapmam, erkeklerle fingirdeşmem, minicek eteklerim yok, veya ünlü bir instagram hesabım. - dedi
İşte bu yüzden sana aşık oldum ya küçüğüm. Farkından dolayı. O siyahların arasında sen beyazdın. Benim beyaz'ım, benim küçüğüm. Ama sen bunu anlamak istemiyorsun.
- Sen onlardan çok farklısın Alina. - dedim
- Bende onu diyorum ya Kerem. Futbolu seven kaç kız tanıyorsun? Koyu taraftarlığım yetmezmiş gibi erkeklerle halı saha maçına gidiyorum. Peki korku filmleri seven kızlar? Daha var, anlatayım mı? - dedi bana bakarak
- Evet. - dedim arkama yaslanarak
- Peki. Geçen yıl okulda bir çocuğun burnunu kırdım... -
- Ne yaptın? - dedim yattığım yerden kalkarak
- Bir çocuğun burnunu kırdım.
- Nasıl?
- Kafa attım.
- Niye?
- Arkadaşıma küfür etti, ben de dayanamadım vurdum bi tane. - dedi gülümseyerek
Az önce bana tekme atan kişi ve şimdi karşımda gülen kişiler aynı mı?
Ben nasıl birine aşık oldum böyle?

Alina'nın anlatımından:

- Neden maçta bana öyle baktın? - dedi Kerem yine arkaya doğru yatarak
Haa, söyle şimdi Alina. Ben senden hoşlanıyorum, ama o eski nişanlına attığın bakışlardan hiç hoşlanmadım. Konuş işte sıra sende.
- Şey, ben... - diye başladım
Birden kapıya kırarcasına vurulduğunda durdum. Kerem yattığı yerden hızla kalktı ve kapıya ilerledi. Kapıyı açtı ve karşıdakine:
- Ne var Hakan? - dedi
Hakan mı? Ya bu adam beni zorla buraya getirmedi mi? Ama olsun Hakan kardeş ben yazdım bunu bir kenara, plakanıda aldım, bakalım neler bekliyor seni.
- Herkes şampiyonun gelip ödülü almasını bekliyor. - dedi adam
Kerem ilk önce bana baktı, sonra yine Hakan'a.
- Geliyorum. - dedi ve kapıyı kapatıp benim yanıma geldi.
- Alina hiç uzatmadan soruyorum. Benimle ödülü almaya gelir misin? - dedi
- Ne? - dedim şaşkınlıkla
- Benimle o ringe çık ve sadece elimi tutarak bana yanımda olduğunu göster. - dedi elimi tutarak
- Neden ben?
- Nasıl neden sen?
- Niye şu sarışın uzun boylu kızı seçmiyorsun?
- Serenay mı? - dedi kaşlarını çatarak
- Adını bilmiyorum, şu round üçte çıkan model. - dedim
Elim hala onun elindeydi ve hiç fark etmeden onun parmaklarıyla oynuyordum. Hemen elimi çekmeye çalıştım, ama Kerem hızlıca elimi tutup parmaklarını benimkilere kenetledi.
- O benim için bir hiç! - dedi
- Ama bakışların öyle demiyor. - dedim yine elimi çekmeye çalışarak, ama yine başarısız oldum
- İnan bana sen benim için ondan çok daha değerlisin. - dedi yanağıma dokunarak
- Şu an öğrencinize asılıyorsunuz Öğretmenim. - dedim elini yüzümden çekerek
- Peki, senden sadece benimle gelmeni istiyorum Alina.
- Bunu yapamam Kerem.
- Tamam.
Elini benim elimden çekti ve odadan çıktı. Bu kadar mıydı? Beni ümitlendirip gittin mi gerçekten Kerem? Evet, bildiğin bırakıp gitti. Allah Allah ya, suç bende mi? Galiba, bilmiyorum. Bende de olabilir yani, güvenmiyorum da.
Yataktan kalkıp kapıya ilerledim, açtım ve koca bir cüsseyle karşılaştım.
- Hakan? - dedim kaşlarımı çatarak
- Efendim yenge. - dedi Hakan
- Bana yenge deme. - dedim yanından geçmeye çalışarak
- Nereye gidiyorsun? - dedi önüme geçerek
- Nereye mi? Eve gidiyorum Hakan.
- Evinin nerede olduğunu biliyor musun? - dedi sırıtarak
- Biliyorum tabi, insan kendi evini bilmez mi?
- Bilmiyorsun. O yüzden dur şurada bir kaç dakika, Kerem seni götürecek.
- Hayır, ben kendim gidebilirim.
- Gidemezsin.
- Hadi be ordan. Bildiğin haneye tecavüz bu, özgürlüğüme kavuşamıyorum ben sizin yüzünüzden. - diye bağırdım
- Bağırma ama lütfen yenge.
- Sus ya, hala konuşuyor. Seni de o senin Kerem abini de şikayet edeceğim oğlum. Eniştem polis benim bi sözle ikinizi de tıkar içeriye. -dedim
Hakan hiçbir şey demedi ve sadece gülerek bana karşılık verdi.
- Niye gülüyorsun? Şuradan bir vursam hiç gülmezsin ha. Bir de bak halâ gülüyor Allah'ım ya. Ben sana yapacağımı bilirim. - dedim
Hakan gülmeye devam ederken suratına dirseğimi geçirip uzaklaştım oradan. Tam çıkış kapısından çıkıyordum ki Kerem kapıdan girdi.
- Nereye Alina? - dedi
- Evime. - dedim dişlerimin arasından
- Gitmekte özgürsün bebeğim. - dedi ve önümden çekildi
Kerem'in yanından hızlıca geçip dışarı çıktım. E nereye şimdi? Yaa ben burda kaybolmuştum, şimdi hatırladım. Biraz ileri gidip taksi aramaya karar verdim, ama sokaktaki ürkütücü tipleri görünce sessizce depoya döndüm. Yere oturup çantamda telefonumu aramaya başladım, ama bulamıyordum.
- Bir şey lazım mı Alina?
Arkamı dönüp giyinmiş bir şekilde, kapıya yaslanarak sigara içen Kerem'e baktım.
- Telefonunu kullanabilir miyim? dedim
Bir şey demeden telefonunu cebinden çıkardı. Yerden kalkıp telefonu aldım Alperen'in numarasını yazıp aradım. Birinci çalışta açtı.
- Abi, ben Alina. - dedim
- Kızım? - annemin ağlamaklı sesini duyunca kaşlarımı çattım
- Anne? Anne neden ağlıyorsun ne oldu? - dedim
- Alina hemen buraya gel, çok kötü bir şey oldu. - dedi ağlamaya devam ederek
- Anne ne oldu? Nerdesiniz? - dedim endişeyle
Kerem sigarasını atıp benim yanıma geldi ve ne oldu der gibi gözlerimin içine baktı.
- Hastanedeyiz.
- Niye hastanedesiniz, birine bir şey mi oldu anne söylesene. - dedim bağırarak
Kerem elimi sıkıca tutup beni sakinleştirmeye çalışır gibi parmaklarımı okşamaya başladı.
- Alperen - dedi annen
- Ne oldu abime?
- Kaza geçirdi ve durumu çok ağır Alina.
Birden kalbime saplanan ağrı ile telefonu boşluğa bıraktım. Benim abim? Durumu ağır mı?
- Alina ne oldu? - dedi Kerem yüzümü ellerenin arasına alarak
- Abim.. - dedim sessizce ve yaşların gözümden akmasına izin verdim
Allah'ım, lütfen abime bir şey olmasın.

Baş Belası KüçüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin