Sevmeliydin

46.7K 1.7K 39
                                    

Kerem'in anlatımından:

Zil çalınca önümdeki kitapları alıp on ikilerin sınıfına yöneldim. Ben odaya girince hepsi ayağa kalktı.
- Oturun. - dedim ve yerime geçtim
Gözüm hemen önümdeki sıraya kaydı, ama Alina yoktu. Dışarıdan ders zilinin çaldığını duymadılar mı yoksa? Ama Zehra buradaydı. Nerede bu kız? Lavaboya falan mı gitti? Sınafta bir göz gezdirip başka eksik aradım.
- Mete nerede? - dedim sıra arkadaşına bakarak
- Hocam o dün maç oynarken ayağını burktu. Bir kaç gün okula gelemeyecek. - dedi Batu
- Peki. Alina nerede? - dedim bu sefer Zehra'ya bakarak
- O biraz rahatsızlandı ve eve gitti. - dedi Zehra
Kaşlarımı çattım. Az önce hiçbir şeyi yoktu. Hem neden gelip bana söylemedi ki?
Tahtaya bir soru yazdım.
- Bunu tefterlerinize geçirin. İlk doğru çözen iyi bir not alacak. - dedim
Yerime oturup telefonumu elime aldım ve Alina'ya mesaj yazdım:
" Zehra rahatsız olup eve gittiğini söyledi. Neyin var? İyi misin? Gelmemi ister misin? " yolladım ve telefonu cebime koydum.
Zehra sorusunu çözmüyor, bana bakıyordu. Arkada oturan Koray ise sinsice gülümsüyordu. Ne oldu yine?
Ders bitince bir kaç kişiye not yazdım ve odadan çıktım. Alina mesaj atmamıştı. Neyi vardı acaba? Çok mu kötü oldu?
- Hocam biraz konuşabilir miyiz?
Önümde duran Zehra'ya baktım.
- Efendim Zehra? - dedim
- Şey, ben size yalan söyledim. - dedi
- Ne konuda?
- Aslında Alina rahatsızlanmadı. Ve nereye gittiğini bilmiyorum.
- Nasıl yani?
- Koray geldi yanımıza bu sabah. Alinayla konuşmak istediğini söyledi ve Alina kabul etti. Uzaklaştılar ve konuşmaya başladılar. Sonra birden Koray gülümseyerek onun yanından ayrıldı. Alina'da ağlayarak koşmaya başladı ve gitti. Ona yetişemedim.
- Koray'ın ona ne dediğini duydun mu?
- Hayır.
- Peki.
Yeniden sınıfa yöneldim ve sırasına kafasını koymuş Koray'ı gördüm.
- Hepiniz dışarı! - diye bağırdım
Herkes bana şaşkınca bakmaya başladı. Koraysa kafasını sıradan kaldırıp baktı.
- Hemen dışarı çıkın! - dedim
Hepsi tek tek dışarıya çıkmaya başladı. Koray'sa gülerek yerinde oturuyordu. Son öğrencide çıkınca kapıyı kapatıp kardeşimin yanına gittim.
- Ona ne söyledin? - dedim sinirle
- Kime? - dedi kaşlarını kaldırıpta
- Koray beni delirtme. Alina'ya ne dedin?
- Bir takım şeyler.
- Ne dedin ona? - dedim bağırarak
- Bilmesi gerekeni.
- Koray.
- Gerçekten sizin o saftirik ve tatlı olduğunu zannettiğiniz ilişkinizi fark edemeyeceğimi mi sandınız?
- Nereden biliyorsun?
- Okulun önünde öpüşmek pek iyi bir fikir değil abiciğim.
Eğer Koray gördüyse başka öğrencilerde görmüştür. Acaba Alina bunun için mi üzüldü?
- Bunun için mi ağladı o? Başka bir şey dedin mi?
- Hayır. Sadece sizi gördüğümü söyledim.
- Peki.
Odadan çıkıp arabama yöneldim. Bu gün tek dersim vardı, o da geçmişti. Şimdi gidip Alina'nın neden okuldan ağlayarak çıktığını öğrenmekteydi. Koray'ın yalan söylediğine adım gibi emindim.

Zehra'nın anlatımından:

Sınıfa varınca kapalı kapıyı yavaşça açtım ve içeri girdim. Oda da bir tek Koray vardı, o da arkası bana dönük telefonla konuşuyordu. Sırama doğru yürümeye başlamıştım, ama Koray'ın sesini duyunca durdum.
- Onunla konuştum. Abimin başka bir kadından bebek beklediğini söyledim. O kadında sen olacaksın Açelya. Yarın sabah sana verdiğim adrese git ve hamile olduğunu söyle. Sarhoştuk de, yaptık bir hata de. Abimin sana inanması lazım! Senin kurduğun plan üzerine durmaya çalışalam.
Kaşlarımı çattım.
Koray sen ne yaptığını sanıyorsun? Demek Alina bu yüzden ağlayarak çıktı okuldan. Piç herif demek ki kandırmış onu.
- Evet, para için endişelenme. Sen istediğin kadar para veririm sana. Yeterki bu işi hallet.
Sessizce odanın kapısına yöneldim. Telefonu artık kapatıcaktı ve beni görmeden dışarı çıkmam lazımdı. Eğer görürse ...
- Nereye kaçıyorsun Zehra? - dedi Koray arkadan
Arkama dönüp baktım ona. Sinsi gülümsemesi inmemişti suratından.
- Ne var? - dedim
- Herşeyi duydun. Gidipte beni ispiyonlayacaksın. - dedi
- Hiçbir şey duymadım. Odaya yeni geldim ben.
Birden yanıma gelip telefonunu gösterdi bana.
- İlk önce sen şunu izle bebeğim. - dedi
Telefonuna baktım. Bir fotoğraf açmıştı. İnanmıyorum. O geceden bir fotoğraftı. Onun olduğum geceden. Gözlerimi kapatıp gözyaşlarımı önlemeye çalıştım. Onunla böyle bir şey yaptığım için kendimden tiksiniyordum. Ama o beni istemişti. Ben de onu istemiştim. Zaten ben ona aşıktım, ne dese yapardım.
- Eğer sen gidip birine birşey söylersen seni mahvederim Zehra. Hayat boyu acı çekmeni sağlarım. Anladın mı beni? - dedi çenemi elinle sıkarak
Bir tarafta çok az bir sürede dostum olan Alina. Diğer tarafta benim hayatım. Ailem.
Derin bir nefes verip kafamı evet anlamında salladım.
- Afferin benim bebeğime. Belki boş olduğum zaman o geceyi tekrarlarız? Ha? - dedi gülerek
- Senden nefret ediyorum. - dedim dişlerimin arasından
- Çok çabuk kabul ettin. - dedi ve boynumu öptükten sonra odadan çıktı
Özür dilerim Alina.

Kerem'in anlatımından:

On dakikadır kapının önünde Alina'nın bana kapıyı açmasını bekliyordum. Hakan'a onların evinin önünde durmasını söylemiştim. O da durmuştu. Evde Alina'dan başka kimsenin olmadığını söyledi ve şimdi kulübe gitmişti. Telefonumu çıkarıp aradım, ama ulaşılamıyordu. Kapıyı bir kaç defa daha çaldım ama tık yok. Evin etrafında dolaşıp girebileceğim bir yer aradım. Ve arka kapının açık olduğunu gördüm. Çok şüphe çekmeden hızla ve sessizce girdim evin içine. Şimdi Alina'nın odasını bulalım. Birinci katta değildir diye düşünüyorum. Burda sadece mutfak, salon, ve bir yatak odası vardı. İkinci kata çıktım. Üç oda var, bulunması pek zor olmaz. "DANGER" yazılı kapıda olabilir? Kesin oradadır. Kapıyı yavaşça açtım ve baktım. Vay bulmuştum sevgilimi. Uyuyordu. Yanına yaklaştım ve yatağa onun yanına uzandım. Kulaklıklarını çektim kulağından. Ne güzel de uyuyordu benim meleğim. Dayanamayarak yanağını öptüm. Gözlerini yavaşça açıp ilk önce etrafına bakındı, sonra da bana gözlerini kocaman açarak baktı.
- Kerem? - dedi şaşırarak
- Günaydın sevgilim.
Birden fırladı yataktan. Hiç beklemediğim bir anda karnıma gelen darbeyle kendimi yerde bulmuştum.
- Ah. Alina ne yapıyorsun? - dedim kalkarak
- Sen ne cürretle gelirsin benim evime? Hemen git buradan. - diye bağırdı
- Ne yaptım ki?
- Daha ne yapıcaksın? Böyle olacağı belliydi. Hiç konuşmamalıydım seninle.
- Bak, eğer Koray gördü diye üzülüyorsan hiç üzülme. Ondan başka gören olmamış. - dedim ona sarılmaya çalışarak
- Dokunma bana. - bağırdı yine
- Biri bizi gördü diye mi sinirleniyorsun?
- Ne görmesi Kerem?! Sana daha başta güvenmekle hata ettim ben.
- Alina ne olduğunu hakkında hiçbir fikrim yok. Şu anda boş yere kavga ediyoruz. - dedim
- Boş yere mi? Ama evet haklısın sen beni oyuncak gibi gördüğünden sana farksızım değil mi?
Sinirle soluyup onu kapıyla kendi arama sıkıştırdım.
- Sen ne dediğini bilmiyorsun Alina. Kendine gel. Sana seni sevdiğimi söyledim ben, bu mu karşılığı?
- Eğer karşılık istiyorsan gerçekten sevmelisin Kerem. Sevmeliydin. Bana yalan söyledin. Kandırdın beni. - diye bağırdı
- Koray sana ne dedi Alina? - dedim dişlerimin arasından
- Ne zaman birine gövendiysem beni arkamdan vurdu. Canımın ne kadar acıdığını biliyor musun? -
Onu kendime doğru çekip sıkıca sarıldım ona. Koray yine Alina'ya onu üzecek birşey söylemişti.
- Lütfen bana Koray'ın sana ne dediğini söyle.
- Bırak beni Kerem.
- Lütfen sevgilim. - dedim
- Dokunma bana dedim sana! Sevgilim de deme. - dedi beni hızla iterek - Sana hiç inanmamalıydım Kerem Soylu. Yine benim aptallığım.
- Yeter! Ya bana ne olduğunu söylersin, ya da gidip Koray'dan çok feci bir şekilde öğrenirim. - diye bağırdım
- Aşalığın tekisin sen. Yaptığın her yalnışın bedelini Koray mı ödüyor?
- Ne yalnışı? Neden bahsediyorsun?
Birden dışarıdan korna sesi geldi. Pencereye yaklaşıp perdeyi biraz araladım. Ekin amcanın arabası.
- Baban gelmiş. -dedim arkamı dönerek
- Biliyorum. Beni almaya geldi, hastaneye gidiyoruz. Sende gitsen iyi olur. - dedi Alina üzerine ince bir ceket giyerek
- Üşürsün onunla sana verdiğim ceketi giy. - dedim
- Hatırlatman iyi oldu. - dedi ve askılıkta duran ceketi benim üzerime firlatarak - Gelmişken bunu da al.
- Belliki şimdi konuşamıyoruz.  Akşama yine geleceğim, pencereni açık bırak. - dedim
- Sen bir dene bak ne oluyor. Seninle konuşacak hiçbir şey kalmadı.
- Kaldı Sevgilim! Öyle birinin söylediği bir şey üstüne ilişkimizi bitiremezsin! Hem de ben seni yeni bulmuşken bu olmaz. Penceren açık olsun yoksa girecek yer bulurum kendime. Şimdi git, yoksa baban gelir. Ben de arkadan çıkarım yine.
- Gelirsen polis çağıracağım Kerem. Senin yüzünü bile görmek istemiyorum artık.
- Ister hava kuvvetleri cağır güzelim, ama ikimiz yüz yüze konuşmadan bu ilişki bitmez.
- Peki. - dedi çenesini sıkarak ve odadan hızlıca çıkıp gitti
Yine ne yaptın Koray? Hiç mi abinin mutlu olmasını istemiyorsun?

Baş Belası KüçüğümWhere stories live. Discover now