Duygular

73.2K 2.5K 108
                                    

Alina'nın anlatımından:

Araba kocaman bir AVM'nin önünde durduğunda teker teker arabadan inmeye başladık. Ben inmeye çalışırken Koray bana yardım etmeye geldi. Öff, kardeşim sıktın ama ya. Ben bu on yedi yıllık hayatımda ailemden bu kadar ilgi görmedim.
- Koray kendim inebilirim. - dedim bıkkınlıkla
- Tamam, sadece yardım etmek istiyorum. - dedi
- Yardıma ihtiyacım yok ki. İyiyim ben. Acımıyor da canım. Hadi siz gidin film seçin, arkadan yavaş yavaş gelirim ben. - dedim
- Hayır. - dedi Koray
- Koray, uzatma kardeşim. Siz Zehra ile gidin, biz arkadan geliriz. - dedi Kerem
- Biz mi? - dedim ona şaşkınlıkla bakarak
- Arabada biraz işim var. - dedi omuzlarını kaldırarak
- Hadi Koray, gel gidip bir film seçelim artık. Onlar gelir. - dedi Zehra
Koray pes ederek Zehra ile birlikte yürümeye başladı. Onlar uzaklaşınca Kerem'e baktım.
- Ne işin var ki arabada? - diye sordum
- Şimdi görürsün. - dedi
Gidip bagajı açtı, oradanda bir poşet çıkardı.
- Ne var o poşetin içinde?
- Bir kaç parça giysi. - dedi ceketini çıkartırak
- Üzerini mi değişeceksin?
- Evet, bu takım beni gerdi.
- Burada mı?
- Evet. Ne varmış burada?
Etrafta bir göz gezdirdim. AVM biraz ormanlık alandaydı galiba. Her taraf ağaçlar ile dolu. Park araba ile doluydu, ama bizden başka kimse yoktu. Sonra yine Kereme baktım.
- Bismillah. - dedim birden
Kerem üzerindeki gömleği çıkarmış, üstü çıplak bir şekilde bana bakıyordu. İlk önce baklavalarına baktım.
- Ou. - dedim sessizce
Allahım sana geliyorum! Bildiğin antep fıstıklı baklava bu. Sonra da sağ kolunu kaplayan dövmeye. Omuzundan bileğine kadar değişik değişik yazılar, figürler.
- Alina? - dedi
- Hı? - dedim
- Gözlerim yukarıda, biliyorsun değil mi?
- Hmm, evet. Ne? - dedim yüzüne bakarak
- Gözlerime bak diyorum. - dedi gülerek
- Şey, dövmen dikkatimi çekti. - dedim
- Sadece dövmem mi?
- Hayır. Evet. Sadece dövmene bakıyordum. Bir tane bende de var da, ondan bakıyordum. - dedim
Kerem gülerek üzerine beyaz bir tişört geçirdi. Kafamı biraz çevirip arabanın dikiz aynasından kendime baktım. Yüzüm kıp kırmızı olmuştu. Of, çocuğun önünde rezil oldum bir de.
- Kerem.. ya da öğretmenim mi demeliyim? - dedim ona doğru bakarak
- Okul dışında Kerem de lütfen. - dedi
- Tamam. Kerem?
- Efendim?
- Az önce ne demek istedin?
- Ne zaman?
- Okulda, tam Koray ve Zehra arabaya pinmeden önce.
- Senden hiçbir zaman nefret etmediğimi söyledim.
- Evet?
- Ve hiçbir zaman da nefret etmeyeceğimi.
- Ama ilk görüşmemizde beni mekânından kovdun. - dedim
- Çünkü senin cesaritene hayran kaldım.
- Ve beni kovdun? - dedim gülerek
- Sadece o gece pek havamda değildim, sen de benim mekânımın bir boka benzemediğini söyleyince sana patladım Alina. Özür dilerim. Ama sadece o gecelikti. İsteğin zaman gelebilirsin.
- Peki. - dedim yine gülerek
Adımı onun dudaklarından duyduğumda sırıtmamak için dudaklarımı dişledim. Bunu tüm hayat boyu dinlemeye hazırdım.
- Araba da kotumu giyip geliyorum. Sakın burdan ayrılma. - dedi arkaya binerek
- Nereye gideyim Kerem, ben daha okuldan eve nasıl gideceğimi bilmiyorum sen bana burdan ayrılma diyorsun. - dedim kendi kendime
- Hazırım, hadi gidelim. - dedi Kerem
Yavaş yavaş sinemaya doğru yürümeye başladık. O bir adım önden yürüyordu, ben ise arkadan. Gözlerim kotun kapladığı popo ve bacak kaslarına kayınca olan oldu. Yine yan basmıştım ve yere yapışmama saliseler kala bir kol belimi sarıp bunu önledi. Kapalı olan gözlerimi açtım ve yere baktım, çarpışmaya on santim kalmıştı.
- Alina?
Kolun beni kaldırması ile Kerem olduğunu anladım. O yüzüme endişe ile bakarken ben sadece onun gözlerine bakıyordum. İçinde kolaylıkla kaybolabileceğin kahverengi ton. Ve galiba ben bu kahvelerde artık kaybolmuştum.
- Alina iyi misin?
Kerem'in sesini duymamla gözlerimi kıpıştırdım. Ne dedim ben az önce? Kerem, göz, kahverengi? Bugün çok saçmaladım, kendime gelmem lazım!
- İyiyim. - dedim kafamı sallayarak
- Sen ne sakar bir şeysin ya? Yarım saate iki kez düştün? - dedi kaşlarını çatarak
- Aslında teorik olarak sadece bir defa düştüm, ikincisine sen beni tuttun.
- Yanında olsaydım ilkinde de tutardım. Ama sen iyi misin? Ben ayağın için endişelenirken sen kafanı mı vurdun yoksa?
- Hayır, ayağımı vurdum.
Derin bir nefes alarak yürümeye devam etti. Bende onun arkasından yürümeye başladım. AVM'nin 3. katına çıktık. Sinemanın önünde Koray ve Zehra kendilerine çok yakın bir şekilde tartışıyorlardı. Kerem durunca ben de onun arkasına durup onları izledim. Koray uzun boyu ve masum yüzü ile dikkat çekerken, Zehra'nın sadece varlığı yeterdi. Kızıl saçı ve güzel fiziği ile buradaki tüm kızlara taş çıkartıyordu. Ben de dahil tabi.
- Koray'ın sevgilisi var mı? - diye sordum sessizce Kerem'e
Birden bana doğru çatık kaşlar ile dönünce neye şaşırdım. Ne oldu yine şimdi ya? Ne dedim ki?
- Çok meraklıysan git sor. - dedi kalın sesi ile
Az önce bu adam bir melek gibiyken şimdi Luciferin kankası oldu. Ne dengesiz birisin sen?
- Ne merakı? Görmüyor musun ne kadar yakışıyorlar? Onların ikisini ayarlayalım diyecektim. Hem ne o öyle birden Azraile bağlamak? Çok mu korku filmi izliyorsun sen? Niye tersliyorsun? Kendim için mi istiyorum ben Koray'ı? Biraz insaflı ol. Senden nefret etmiyorum diyorsun şimdi ise kardeşini sordum diye trip atıyorsun. Ne yapayım ki ben Korayı, benim hayallerimde başka biri var. Ben Christian Grey gibi birini arıyorum. - bunları tek solukta söylediğim için sona doğru sesim kısılmıştı
- Christian Grey? - dedi kaşlarını kaldırarak
- Evet, ama kahverengi gözlü olanından. Onlar daha çekici. - dedim Koray'ların yanına gidirken
- Eee film seçtiniz mi? - dedim ikisinin arasına girerek
- Hayır ya bu gerzek korku filmi seçti ona gidelim diyor. - dedi Zehra sinirle Koray'a bakarak
- Zehra ne dediğine dikkat et! - dedi Koray
- Ne yapıcaksın? - dedi Zehra Koray'ın üzerine yürüyerek
- Ne kadar tanıdık değil mi? - dedim,
Kerem ise sadece gülmekle yetindi
- Sen nasıl film seçtin kanka söyle. - dedim Zehra'ya
- Romantik film. - dedi Zehra
- Romantik filimmiş? Kızım sence ben öyle filme para verir miyim? - dedi Koray
- Verme, git buradan.
- Oww, Zehra sen biraz sakinleş. En iyisi gel biz seninle lavaboya gidelim. Kerem film seçme işini sana bırakıyorum. - dedim
Zehrayı kolundan tutarak WC yazan kapıya doğru sürüklemeye başladım. Zehra kapıyı itirerek içeri girdi. Çantasını yere atıp aynada kendine baktı. Yüzü dağılmış olan saçlarının rengindeydi.
- Zehra, iyi misin? - dedim ona yaklaşarak
- Hayır. - dedi
- Sadece bir film yüzünden mi kavga ettiniz?
- Hayır.
- Neden kavga ettiniz?
Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı:
- Sana güvenebilir miyim Alina?
- Tabiki.
- Ben Koraya karşı bazı duygular beslemeye başladım.
- Ne gibi duygular?
- Ben ondan hoşlanıyorum Alina, hem de çok.

Baş Belası KüçüğümUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum