tanışma

2.4K 76 13
                                    

Klişelerle dolu bir kitap arıyorsanız doğru adrestesiniz. İyi okumalar!

Restley- Sözsüz Haykırış.

Başlama tarihlerinizi alalımm.

🦋🦋🦋🦋

Ben Damla Kaya.

Okul bitmişti ve ben lise 3. Sınıf olmuştum. 17 yaşıma girmiştim. Bu gün günlerden salıydı. Tarih ise 18 Haziran.

Annem avukat olduğu için bütün gün ofisteydi. Beni bu yaşıma kadar o büyütmüştü. Kimsenin yardımını almamıştı. Bende annem gibi yanlız bir kızdım. Tek annem vardı, hayatımda başka kimseyi istemiyordum. Ha birde Zeynep var tabii. Annelerimiz aynı olmasada çocukluktan bu yana kardeş gibi büyütüldük. Benim için annemden sonra Zeynep gelir.

Çocukluğumu güzelleştiren tek kişi Zeynep.

Açıkçası hayatı bomboş yaşayan biriyim. Hayat için pek bir amacım yok. İşim gücüm sadece eğlence çünkü hayatımda mutluluktan başka duyguya yer yok.

Aşk nedir bilmem. Heyecan nedir bilmem. Korku nedir bilmem. Üzüntü nedir bilmem. Duygu nedir bilmem...

Bir tek hayal kırıklığını bilirim.

Evet, hayatım ne kadar sıkıcı olsa da benim için üzüntüye yer yok. Babam tarafından terk edilmiş olsam da üzülmem. Duygusuzun tekiyim. Her şeye gözlerim dolar lakin bu en fazla yarım saat sürer.

Taa ki hayal kırıklığına uğrayana kadar.

Beni günlerce ağlatacak tek şey hayal kırıklığıydı. Ancak onu tanıdığımdan sonra herşeyim değişti. Herşeyim artık oydu.

💧💧💧

Dışarı çıkmak için hazırlanıyordum.

Tek başıma sahilde yürümek istiyordum. Zaten genellikle günlük rutinim buydu. Yaz günü olduğu için kot bir şort üzerine de bir tişört giymiştim. Açıkçası o güneşin altında cropla yanmak istemiyordum.

Annem odaya girince irkilerek geriye doğru savrulduğum da annem güldü. "Çok geç gelme kızım." diyerek her zamanki gibi beni tembihledi. Gülerek "olur anne!" dedim. Annem "karşı villaya biri taşınmış, kadınla biraz konuştuk ve samimi olduk. Ben ona yardıma gideceğim. Kadın çok tanıdık geliyor." Dedi gülerek.

"sanada arkadaş çıktı tabii." dedim. Annem sırıtmaya başladı. "Aslında oğlu da varmış." dediğin de anneme ters ters baktım. "anne hiç girme o konuya." Annem başını sallamakla yetindi. Erkeklere karşı tavrımı biliyordu.

Çantamı alıp aşağı indim. Sahil hemen yakında olduğu için hızlıca oraya gittim ve kulaklıktan şarkı açıp gezinmeye başladım. Hava gerçekten sıcaktı fakat nedensizce beni gülümsetiyordu. Yaz sıcağında kulaklıkla yürümek gerçekten güzel hissettiriyordu. Kulağımda sözsüz bir müzik çalıyordu.

Birden ayağım takılınca yere düştüm. Ah işte bende ne zaman düşeceğim diye bekliyordum!

Sakarlıkta üzerime kimseyi tanımam. Her dakika yerlerde gezen biri olarak söylüyorum bunu.

Dizim yere sürtününce kanamaya başladı. Acıyla dizimi tuttum tam ayağa kalkacakken biri elini uzatınca irkildim.  Kafamı kaldırıp baktım.

1.90 boylarında kumral bir çocuk bana bakıyordu. Ela gözleriyle gözlerimin tam içerisine bakıyordu. Saçları dağınıktı. Alnına düşmüştü.

Yüz hatları tanıdıktı.

Baya yakışıklıydı. Üzerinde gri bir şort ve beyaz tişört giymişti. Elini tutmadan ayağa kalktım ve üzerimi çırptım. Çocuk alaylı ifadesini takındı."sen her elini uzatan kişiye böyle kaba bir haraket mi yaparsın?" dedi buz gibi sesiyle.

Fazlasıyla çekici görünüyordu. Ayrıca şuan fark ediyordum ki, kaslıydı. Dik omuzluydu. Omuzlarından sıkı olan beyaz tişörtü bunu göz önüne sokuyordu.

Yüzüne alayla baktım "evet." dedim. "Çantamı verir misin?" Diye sordum. Düşünce çantam elimden düşmüştü. Çocuk çantayı yerden alıp bana attı. Reflekslerim sayesinde havada son anda yakaladım. "Bide bana kaba diyorsun gerizekalı!" Diye bağırdım. Çocuk güldü ve başka yöne gitti. Umarım bir daha karşılaşmazdık!

Saat 18:00.

Evin önüne geldiğimde annemi karşı villanın önünde gördüm. Anahtarımı unuttuğum için anneme doğru yürüdüm. Elinde büyük kutu vardı. Bu arada annemin isminin Gülsüm olduğunu söylemiş miydim? Neyse öğrendiniz.

Annemin yanına yaklaştım "anne anahtarı verir misin?" Diye sordum. Annem bana döndü "kızım bize yardım et sonra beraber gideriz, zaten az kaldı." dediğin de küfürler sıraladım içimden.

Oflayarak başımı salladım. Bir kadın yanımıza geldi ve bana bakıp gülümsedi. Koyu kumrak saçlarını açık bırakmıştı. Üzerinde bol bir eşofman ve tişört bulunuyordu. Bu kadın gerçekten de bir yerden tanıdıktı."kızın mı gülsüm?" Dediğin de annem başını salladı.

"Gerçekten birine çok benziyorsun." Dedi kadın, anneme doğru. Annem kaşlarını kaldırdı. "kime?" Diye sorduğunda kadın tebessüm etti. "Sonra anlatırım."

Kadın bana döndü. "merhaba ben Neval, memnun oldum." diyerek elini uzattı. Çok tatlı bir kadındı ve annem gibi gençti. "Damla, memnun oldum." dedim ve elini sıktım. Annemle Neval teyze, kutulardan birer tane alıp içeriye girdi.

Kutuyu almaya çalıştım ama inanılmaz ağırdı. Birden biri kutuyu eline aldı. Arkamı döndüğümde gördüğüm sima ile kaşlarım katıldı. "Şaka mı bu ya?!" diye söylendim. Çocuk "yine mi sen?" Diyince "bende aynı şeyi söylüyordum." dedim ters sesimle. Bi kaç saniye bakıştıktan sonra kendime gelip gözlerimi kaçırdım. Küçük bir kutuyu elime alıp içeriye girdim. Merdivenlerden yukarı çıktım büyük bir odaya girince içerinin siyahlara büründüğünü gördüm.

Siyah beyazlara bürünen bu oda gerçekten hoştu.

Siyah bir yatak, siyah bir örtü, siyah dolap ve siyah bir kapı vardı. Büyüleyici şekilde asil görünüyordu. Elimdeki kutuyu açtığımda içinde kişisel eşyalar olduğunu gördüm. Kapıdan içeriye girdiğimde siyah bir duşakabin ve yanında siyah küvet gördüm. Köşede de yuvarlak bir ayna vardı.

Kutuyu açıp parfümleri aynanın altındaki yere dizdim. Bir sürü parfümü vardı. Tam odadan çıkacakken kendime engel olamayıp parfüm şişelerinden bir tanesinin kapağını açıp kokladım çok güzel kokuyordu. Erkek kokularını her zaman beğenmişimdir.

Parfümü yerine koyup banyodan çıktım
Kapıyı açtığım gibi çocukla çarpıştım. Tine dengemi kaybedip yere düşecekken çocuk beni belimden yakaladı. "sakin ol." dedi. Ben doğrulunca yatağa oturdu. "Beni korkutan sensin aptal." dediğim de çocuk gülüp bişey demedi.

"Beşiktaş?" Dedim etrafa tekrar bakarken. Kesinlikle bu takımı tutuyor olmalıydı. Siyah beyazdan başka bir renk yoktu çünkü.

Cıkladı."Galatasaray, ölümüne."

"Fanatik misin?"

"Evet." Dedi kutudaki posterleri göstererek. Bende Galatasaray takımını tutuyordum ancak sadece tutuyordum. Futbolla alakam bile yoktu.

"Birşey sorabilir miyim?" Dedim. Çocuk bana baktı sor anlamında işaret yaptı.
"Baban nerde? Neden o yardım etmiyor?" Diye sordum. Çocuğun yüzündeki gülümseme soldu. "haddin olmayan şeylere karışma." dedi ve odadan çıktı. Anlaşılan o ki, babası konusunda kötü bir durum vardı. Merakım yüzünden kendime küfrederek odadan çıktım.

*Devam edecek..*

**********

İlk bölüm sizlerle!

Evet klasik bir yaz kitabı. Elbette yavaş yavaş olaylar başlayacak ancak şimdilik sadece aşk ve karakterleri tanıma süreci. Kitabım sürprizlerle dolu.

Umarım beğenirsinizz.

Oy vermeyi ve bol bol yorum atmayı unutmayın 🦋

DamerWhere stories live. Discover now