28. kan kokusu

1K 63 38
                                    

Gözlerimi zorlukla açtım. Çok yanıyordu. Esnemek için ellerimi hareket ettirdiğimde bileklerimde büyük bir acı hissetim. Gözlerimi açtığımda ellerimin arkada bağlı olduğunu gördüm. Bir sandalyeye bağlanmıştım!

"Sonunda uyandın demek."

Gözlerimi kırpıştırıp yan tarafa çevirdim. Karşımda bir adam duruyordu. Bayılmadan önceki anlar aklımda dolanmaya başladı. Ben kaçırılmıştım!

Eğilip ağzımdaki bandı çekti. "ağzımı neden bağladınız amına koyayım!" Dedim öfkeyle. Adam kahkahalarla güldü "çok konuştuğunu duydum da. Çok konuşan insanları sevmem." Dedi. Yüzümü asıp, sanki üzülmüş gibi dudağımı büzdüm. "Yaa öyle mi? Tamam sen sevmiyorsan konuşmam" dedim üzülmüş taklidi yaparak. Tekrar yüzümü eski haline getirdikten sonra adam tekrar güldü. "Seninle sohbet etmek isterdim açıkçası. Tabi Seni kaçırmış olmasaydım."

"Tamam boş yapma! Kimsin?"

"Bende söyleyecek miyim yani?"

"Evet."

"Hiç sanmıyorum." Dedi başını sağa sola sallayarak.

Düşünüyormuş gibi gözlerimi tavana diktim ardından tekrar adama çevirdim bakışlarımı. "Ya sen, şu dedemin düşmanı olan adam değil misin?" Diye sordum. Cevap beklemiyordum sadece kafasını karıştırmaya çalışıyordum.

"Ne? Dedenle alakam bile yok." Dedi şaşırarak. Gözlerimi devirdim. "aa şimdi hatırladım! Sen neval teyzenin yeni sevgilisisin!" Dedim gülümseyerek.

Adam kaşlarını çattı.

"Ne yenisi? Yeni sevgili mi yapmış?" Dedi meraklı bir ifadeyle. Kaşlarımı çatarak kafamı sağa çevirdim. "Neden anlatayım? Sonuçta seni tanımıyorum bile." Dedim. Adam koluma dokundu. "hayır,hayır! Tanıyorsun aslında." Dedi telaşla. Başımı tekrar çevirdim "hayır tanımıyorum ki!"

"Nasıl tanımıyorsun! Ben Erenin babasıyım. Sana hiç bahsetmedi mi?"

Aldığım cevapla sırıtmaya başladım. Adam ne yaptığımı yeni fark ediyordu. Ani hareketle bana sert bir tokat attı "sen benimle oyun mu oynuyorsun?" Diye bağırdı. Ben cevap vermeyince yüzüme baktı. "Neyse. Madem öğrendin gerisini bilmende sıkıntı yok. Benim adım rasim atalar. Erenin babasıyım!" Dedi sinirli bir tonda. Kafamı salladım.

"Beni kaçırmanın mantığı ne?"

"Uzun bir araştırma yaptım. Nevalin ve Erenin değer verdiği çok az kişi var. Aslında anneni kaçıracaktım fakat benim hapisten çıktığımı öğrenince bir sürü koruma tutmuşlar. Nevalin başka değer verdiği kimse yoktu ancak Erenin vardı. Yani sen, biricik sevgilisi."

Son cümleyi duyunca kan beynime sıçradı. "Ben onun sevgilisi falan değilim! Ayrıca değer verdiği birini kaçırmak istiyorsan yanlış kişiyi kaçırmışsın!" Diye bağırdım öfkeyle. Yeşimi kaçırmış olsaydı daha mantıklı olabilirdi.

Rasim sadece güldü.

"Bence çok doğru kişiyi kaçırmışım çünkü Eren şuan öfkeyle bizi izliyor" dedi gülerek. Adamın yaptığı tek şey gülmekti. Sürekli sırıtıyor veya gülüyordu. Bu durum artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

Sözleriyle refleks olarak etrafıma bakındım. Sağ tarafımda büyük bir ekran vardı. Erenin görüntüsü bize yansıyordu ve büyük ihtimalle bizim görüntümüz de ona yansıyordu. Uzun zaman sonra onun yüzünü görmek canımı tekrar acıtmıştı. Uzun zaman dediğim sadece 4 gündü.

Eren bir sürü küfür sıralıyordu ve bir yandan da dikkatle bizi izliyordu.

Odada 2 koruma ve rasim tek vardı. Korumalar en köşeye sinmiş hazırda bekliyorlardı. Rasim benden uzaklaşıp ekranın tam önünde durdu. "selam oğlum! Özledin mi babanı?" Dedi gülerek. Öfkemin arttığını hissetim. Erenin yerinde olmak istemezdim.

DamerWhere stories live. Discover now