52. hayallerin gerçekleri

734 48 62
                                    

Lana del rey- Say Yes To Heaven.

**********

Korkusuzca bakıyordum korumaya. Gerekirse tetiği çekmek o kadar da zor değildi. Kafam da başka bir namlu hissedince kafamı kaldırdım. Başka bir koruma şakağıma silahı bastırıyordu.

"İndir silahı." Dedi sert sesiyle.

"İndirebiliyorsan indir." Dedim alayla. Ölümden korktuğumu falan mı sanıyordu?

Tam ağzını açmıştı ki başka bir ses hepimizi durdurdu. "Sen kim oluyorsun da torunuma silah çekiyorsun lan!" Bu Suat dedeydi. Sesi yüksek be sinirliydi. Korumalar hızla silahları indirince bende indirip yanımda duran korumanın göğüs kafesine dirseğimle vurup son yumruğu attım.

"Bir daha bana silah çekmeye kalkma." Dediğimde adam bayılmıştı. Kuzey direkt olarak yanıma koşunca sıkı sıkı sarıldı bana. Suat dede Eren'in yanına yaklaşıp omuzlarını tuttu. "Ne oluyor burada evlat?"

Ayşe nine direkt olarak Serhat'a koştu. "Aman Allah'ım! Ne oldu burada?!" Diye bağırdı korkuyla. Serhat ayağa kalkınca Eren tekrar sinirlendi. "Senin o gözlerini oyacağım!" Diye bağırarak öne atıldı. Serhat'ın yakalarını tutunca Suat dede araya girdi. "durun!" Diye bağırmasıyla iki tane başka bir koruma ikisini ayırdı. Eren'i sıkıca tutan koruma Suat dedeye bakıyordu.

"Neler olduğunu açıkla."

Eren yutkundu. Nefes nefese kalmıştı. Bora yanıma koşup Eren'e silah çeken korumanın üzerine atladı bir anda. "Eren'ime nasıl silah çekersin?!" Dedi ciddi bir şekilde. Adama kafa atıp ayağa kalkarak yanıma geldi.

"İyi misin Damlacık? Korkma, hepinizi korumaya geldim." Dedi gururla.

"Dede bırak! Bakın sizi zar zor affetmeye çalışıyorum ama bu duruma bile göz yumarsanız bu evi başınıza yıkarım!" Diye haykırdı öfkeyle. Suat dede onun aksine sakindi. "ne olduğunu söyle."

"Bu it herif," diyerek kanlar içindeki Serhat'ı gösterdi. "Damla'nın özel kıyafetlerini çaldı! Evine gelen bir kadına bunu yaşatmaya hakkı yok! Yeter ya bunun gibi dümbükler yüzünden Damla konusunda hep endişeliyim!" Diye bağırınca Suat dede dondu.

Aynı şekilde ortama bir sessizlik çöktü. Utançla dudağımı ısırdım. Bana sıkıca sarılan Kuzey bile yerinde durdu.

"Ya bakın Damla diyorum, Damla! Damla'ya bunu nasıl yapar?! Kafayı sıyıracağım!" Diye bağırdı Eren öfkeyle. Delirmiş gibiydi.

"Ne?" Diyerek ilk tepkiyi Ayşe nine verdi. Kolundan tuttuğu Serhat'ı bırakıp yanıma geldi.

"Doğru mu?" Başımı salladım yavaş yavaş. Gözleri karardı ve bir anda beni kendine çekti. "Özür dileriz kızım." Diyerek sıkı sıkı sarılırken Suat dede "bırakın Eren'i." Dedi.

Koruma Eren'i bıraktı. "istediğini yapmak da özgürsün evlat." Diyerek sertçe Serhat'a baktı. Hayır bunu dememeliydi. Eren onu öldüresiye döverdi.

Suat dede Serhat'a yaklaşıp yüzüne tükürdükten sonra bahçeden çıktı. Ayşe nine de arkasından koşar adımlarla çıktı. Kuzey, Bora, Eren ve ben kalınca hâlâ kimse konuşmuyordu. Her gün başımızı şişiren Bora bile suskundu.

Kuzey sert ve yavaş adımlarla Serhat'a yaklaştı. Serhat adım adım gerilerken "yapma." Diyebiliyordu sadece. Kuzey kolundan tutup serçe çektiğinde kolunu ters çevirdi. "bu kolunla mı dokundun kardeşimin kıyafetine?"

Eren de Serhat'a yaklaştığında ikisi bir anda Serhat'ı dövmeye başladılar. Çok sert vuruyorlardı. Hak ediyordu fakat dayanamıyordum.

Bora hareket etmemem için kollarımdan sıkıca tuttu. "Damlacık, şuan onu öldürmek istiyorum ama seni tutmak bana kalıyor. Lütfen hareket etme." Dedi. Çırpınarak "Bora bırak!' diye bağırdım. Ortam da Serhat'ın çığlıkları dönüyordu.

DamerWhere stories live. Discover now