¹

1.4K 78 83
                                    

"Kahretsin!"

Üssü kaybetmemiz ile biten maç ve ekranda beliren koskoca 'BOZGUN' yazısı ile burnumdan soludum sinirle, lanet olsun ki yine aynı şey olmuştu!

Kaybetmiştim yine, ve bunların hepsi karşı takımdaki oyunculardan biri yüzünden oluyordu. Birkaç defadır karşı karşıya geliyorduk ve her seferinde kaybetmeme sebep oluyordu, şerefsiz öyle iyi oynuyordu ki ne yaparsam yapayım beni alt etmeyi başarıyordu!

Ekranda sonuçlar arayüzü belirdiğinde, ekranı yaklaştırıp gözlerimi kıstım dişlerimi sıkarken. Ekranın sağ tarafında karşı takımın sonuçları yer alıyordu, ve benim gözlerim tam da tahmin edebileceğiniz kullanıcının sırasına bakıyordu.

Ikigai_HJ.

"Kullanıcı adında bile meymenet yok şerefsizin."

Kendi kendime sinirle söylenirken ekrana bastım ve sonuçlar arayüzü giderken oyunun ana sayfası belirdi ekranda. Sinirle telefonu masaya atarken ellerimi başıma götürüp şakaklarımı ovaladım parmaklarımla. Oturduğum oyuncu koltuğunda 365 derece dönerken bir yandan da parmaklarımın kenarındaki derilerin canını okuyordum dişlerimle, artık gerçekten fena halde sinirlerimi bozuyordu şu durum.

İlk değil, iki değil, üç değildi şu yaşadığım durum; nasıl oluyordu bilmiyorum ama durduk yere şu kullanıcı ile karşı karşıya gelip duruyordum ve bir kez olsun kazanamamıştım! Kazanamadıkça içimdeki hırs ve intikam ateşi artıyordu, sırf bu yüzden oyuna ne zaman girsem karşı takıma o düşsün diye dilerken bulmuştum kendimi artık. Her defasında kazanmak için verdiğim çabanın haddi hesabı yoktu, ama karşıdaki ne manyaksa çocuk oyuncağı gibi beni saf dışı bırakıyordu!

Kendi kendime delirirken aklıma gelen fikir ile ani bir hareketle koltuğu döndürüp telefonu elime aldım hızlı bir hareketle. Ekranı açarken gerginlikle sallıyordum bacağımı. Bana bin saat gibi gelen bir sürenin ardından oyun ana ekranı açıldığında, olduğum yerde dikleşip profilimin olduğu bölüme tıkladım ve geçmiş maçlar kısmına girip beni delirten kullanıcının profiline baktım. Ellerim sinir ve heyecan ile kaşınıp titrerken, sonuçlarını hiçbir şekilde düşünmeden mesaj at kısmına tıkladım. Parmaklarım hızla klavyede gezinirken, o an için aklımda olan tek şey onu alt etmek ve intikamımı almaktı.

Sonradan pişman olup olmayacağımı hiç düşünmeden.

---

luo.brm_ : Sana yeminim olsun ki, bir gün seni yeneceğim.

luo.brm_ : Kaybedişini büyük bir zevkle izleyeceğim.

luo.brm_ : Var mısın iddiasına?

---

Mesajı attıktan sonra oyundan çıkıp ekran kilidini kapattım derin bir nefes alırken. Titreyen ellerimi kendime çekip dilimi iç yanağımda gezdirdim, sinirim biraz olsun azalmamıştı. Bir süre öylece durduktan sonra yavaş yavaş sinir bedenimi terk ederken, yaptığım şey ile gözlerim açıldı irice.

"Ne yaptım ben?!"

Ellerimi saçlarıma götürdüm gerginlikle, anlık bir sinirle aptal bir işe kalkışmıştım ve geri alma gibi bir şansım da yoktu. Kendi kendimi rezil edecektim yine!

Umarım o mesajı okumazsın, Ikigai.

"Baram! Hadi gel çıkıyoruz!"

Arkadaşım Jisung'un sesini duyduğumda, yaptığım aptallığı bir kenara atarak ayağa kalktım hızla. Masadaki telefonum aklımdan tamamen çıkarken, odamın kapısına ulaşıp açtım ve koşar adımlarla çıktım odadan.

"Geliyorum!"

O sıra telefonuma gelen mesaj bildiriminden ise, zerre haberim yoktu.

---

Ikigai_HJ : Varım.

Ikigai_HJ : :)

---

Eveet, giriştik yine bir işe ya hadi bakalım. :)

Çok heyecanla yazıyorum bu bölümü, ancak bir süre burası böyle kalacak. Birkaç bölüm biriktirmeden yayımlamayı düşünmüyorum, bu bölüm yalnızca ön fragman :D

Sizce kurguda neler olacak? :)

Çok yakında görüşmek üzere, Yūgen iyi günler diler.~ ❤️

Ikigai | Hwang Hyunjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin