³⁸

393 62 112
                                    

"Baram? Gördüklerim doğru mu?!"

Sıkıntıyla bir iç geçirdim başımı başka bir yere çevirirken. İçten içe hem heyecandan halay çekiyor hem de sövüyordum Hyunjin'e, yine belaya sokmuştu başımı. Yine tahmin edilemeyecek bir iş yapmış ve milletin dikkatini üzerime çekmişti. O gönderiyi gördüğüm an öyle dehşete düşmüştüm ki, beynim bir süre çalışmayı kesmişti neredeyse.

Şimdi yine sağdan soldan hem linç hem de tebrik mesajları alıyordum, telefonum çökme tehlikesi atlatmıştı ardı arkası kesilmeyen bildirimler yüzünden. Gündem yine ben olmuştum ve bunun tek bir sorumlusu vardı.

Hwang Hyunjin.

"Ya! Bir şey desene, çatlıyoruz meraktan burada!"

"Sanha haklı, düşüp bayılacağım şimdi meraktan!"

Gönderiyi gördükleri andan beri peşimden bir an olsun ayrılmayan Sanha-Chaewon ve tabii ki Jisung üçlüsüne baktım bıkkınca, yurda geldik geleli peşimdelerdi resmen. Ne ara haberleri olmuştu da görmüşlerdi bilmiyorum ama, kurtuluş yolu bulamıyordum aralarında. Tüm çıkış yollarını kapatmışlardı ve konuşmaktan başka seçeneğim yok gibi görünüyordu.

Ah Hyunjin.. Başıma açtığın işlere bak..

"Ya ben nereden bileyim ya? Ben de en az sizin kadar şaşkınım!"

Verdiğim cevaba inanmadıklarını belirten bir bakış yolladıklarında, seslice ofladım ve iki elimle önüme kurdukları bariyerden zor bela kurtulup odama gitmek için merdivenlere doğru yol aldım. Onlar arkamdan seslenip laf etseler de, zerre umursamadım.

"Ya! Yer miyiz biz bunları be!"

"Kaç bakalım Baram kaç, eninde sonunda gelip döküleceksin nasıl olsa!"

Merdivenleri tırmanıp odamın olduğu kapıya geldiğimde, anahtarla kapıyı açtım ve içeriye geçip arkamdan kapattım. Odama girmem ile derince bir nefes verdim ve ayakkabılarımı çıkarıp terliklerimi geçirdim ayağıma. Yorgun adımlar ile yatağıma doğru ilerledim ve çantamı kenara bir yere, kendimi de yatağa attım. Kendimi yatağa atmam ile aynı saniyelerde bedenime giren bitkinlik ağrıları sonucu kendi kendime sızlandım ve zor da olsa kendimi yataktan kaldırıp banyoya doğru ilerledim.

Hem bedenimi hem de aklımı arındırmam gerekiyordu, duş almak ise en güzel çözümdü.

Rahatlatıcı bir duş seansı sonrasında, üzerimi giyindim ve saçlarımı havluya sarıp yatağıma oturdum. Bir süre öylece boş boş oturup hayatı sorguladıktan sonra, telefonuma uzandım ve elime aldım. Kendi kendime hazır olmak adına derin bir nefes aldıktan sonra, kilit ekranını açtım. Beklediğim gibi yüzlerce bildirim karşılamıştı beni, neredeyse hepsi Instagram üzerindendi.

Ah, tabii bir de meraklı sınıf arkadaşlarından.

Bildirim çubuğu üzerinden kontrol ettim neler olup bittiğini, sonuç tam da beklediğim gibiydi. Çoğu nefret içerikliydi, 'Hyunjin'lerini' çaldığıma dair. Mesaj kutum saçma sapan mesajlar ile dolmuştu, öyle ki Hyunjin ile olan sohbetimiz aşağılarda kalmıştı. İç geçirerek güç bela onunla olan konuşmalarımı buldum ve mesaj atmak için sıvadım kollarımı.

Deli gibi atan kalbim ve içimdeki anlam veremediğim zıt duygular karmaşası ile..

🎮

baramKim: başımı belaya sokmak hobin falan mı senin?

niye dur durak bilmeden pürüz çıkarıyorsun üzerimden?

Ikigai | Hwang Hyunjin Where stories live. Discover now